Gazeteci olduğumuzu hatırladık
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç'ın BİK Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma metnini okuyunca bir hakkı teslim etme adına yazmam gerektiğine inandım.
İnternet Haber siteleri 2023'e kadar yasal olarak basından kabul edilmiyordu. Yazılı basın olarak da adlandırılan gazetecilik ana mesleğimiz. Biz gazeteciliğin içine doğduk. Gelişen teknoloji her sabah mürekkep kokusunu içimize çekerek merakla okuduğumuz gazeteleri saf dışı bıraktı. Kabul edelim ki önce radyo sonra da televizyon gazetecilikten çok şey götürdü. Son on yılda ise internet…
Günümüze geldiğimizde artık bayiye gidip gazete alanların sayısının azaldığı bir gerçek. Tabi ki gazeteler hala satıyor, abonelere dağıtılıyor ve gündem oluşturmada önemli bir yere sahip. Ancak eski günlerdeki gibi olmadığını da kabul etmemiz gerekiyor.
Gazeteleri en çok da internet haber siteleri etkiledi. İnsanlar haberleri ya masa üstü bilgisayarlarından veya cep telefonlarındaki mobil uygulamalardan takip ediyor çoğunlukla. Bu gerçeği kabul etmemiz gerekiyor.
Devlet uzun süre eski alışkanlığından vazgeçip de bu hakikati görmedi. Belki görmek istemedi. Belki de doğru zamanı kolladı. Ve nihayetinde çıkarılan kanunla internet haber siteleri ‘süreli yayın' kapsamına alındı. Süreli yayın statüsünde olmak beraberinde ilan gelirlerinden yararlanma imkânı sundu bu yeni medya sektörüne…
Tabi ki kamu ilan ve reklamlarından yararlanmanın bazı şartları var. Ancak o şartları taşıyabilenler bu gelirlerden yararlanabiliyor. O şartlar daha fazla çalışmayı, daha fazla özveriyi ve daha fazla gayreti gerektiriyor.
Ben bazı özel durumlar dışında o şartların yerinde şartlar olduğuna inanıyorum. Devlet ‘kusura bakmayın çalışmayana, üretmeyene ilan-reklam yok' demek istedi. Bu durum önceleri zorumuza gittiyse de zaman içerisinde devletin haklı olduğunu gördük.
Çünkü o şartları yerine getirmek için:
Çok çalışıyoruz. Özgün üretimler yapıyoruz. Okuyucularımızın istediğini vermek için çaba sarf ediyoruz. Haberin daha fazla okunmasını sağlayacak yol ve yöntemler arıyoruz.
Tıpkı eskideki gibi…
Hani o, özenle yazdığımız haberimizi ertesi gün yayınlanacak gazetemizde görme heyecanı gibi… Hani o, yazdığımız haberin gündem oluşturmasının verdiği haz gibi… Hani o, haberin yanına veya altına yazılan ismimizi görmenin yaşattığı gurur gibi….
BİK Genel Müdürü Erkılınç konuşmasında, "…Unuttukları gazeteciliğin, haber üretmenin ve haber atlamanın tadına vardılar.” diyor.
Çok doğru…
Gerçek gazeteciler o tadı bilirler. Ve şimdi yıllar sonra o tada vararak gazeteci olduğumuzu hatırladık.
Yazarın Diğer Yazıları