Bu başlık size çok ‘banal’ gelebilir. Çünkü yazısının veya haberinin çok fazla okunmasını isteyen birçok muhabir veya yazar benzer başlıkları sıkça kullanıyor. Ama benim bu yazıyı yazmamdaki kastım asla böyle bir şey değil. Özellikle yakın geleceğe yatırım yapmak isteyenlere sesleniyorum. Lütfen bu yazıyı okuyun ve yazdıklarımı ciddiye alın.
Birkaç yıl öncesine kadar birçoğumuzun acıyarak baktığı, bakarken içinin cız ettiği bir ilçe vardı. Vardı diyorum çünkü artık yok.
Karapınar. Bahtı da kara diye lanse edilen ilçe. Kulakları çınlasın 1990’lı yıllarda Konya’da valilik yapan Atilla Vural, ilçenin başındaki Kara kelimesini Ak’a çevirmek istemişti de başaramamıştı. Başarsaydı ilçenin ismi Akpınar olarak değişecekti. Artık ilçenin isminin Kara veya Ak ile başlaması önemli değil. Zira Pınar’ın bahtı Ak artık.
Konya-Ereğli-Adana karayolunun üzerinde İsmil’i geçtikten sonra başlayan çölümsü toprak yapısı onlarca kilometre uzar. İlçeyi ister doğudan batıya, ister kuzeyden güneye geçin her taraf yanmış siyahî toprak ve kayamsı bir dokuyla kaplı. İlçe ismindeki Kara buradan geliyor belki. Çöl bitki örtüsü altındaki kumlar zaman zaman çöl fırtınalarına dönüşür ve hayat dururdu ilçede. Yine 1990’lı yıllarda dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından erozyonla mücadele sahası ilan edildi burası. İlçeyi çöl olmaktan kurtarmak için o günden buyana birçok çalışma yapıldı. Kısmen başarı da elde edildi.
Artık bunların hiç birinin önemi yok. Ak Parti hükümeti Türkiye’de güneşi en güzel olan bu bölgeyi Güneş Enerjisi Merkezi olarak ilan etti. Bu günlerde tatlı bir heyecan var. Son olarak Enerji Bakanı Berat Albayrak ilçeyi ziyaret ederek dünyanın dikkatini buraya çekti. Ve Güneş Enerji yatırımlarının en büyüğü için 15 Aralık’da Ankara’da Türkiye tarihinin bu alandaki en büyük ihalesi yapılacak. Dünya devleri birbiriyle yarışacak. Daha şimdiden ihale için dosya veren firma sayısı 20’yi aşmış durumda. İhale tarihine kadar bu sayının 50’yi bulması bekleniyor.
İşe yaramayan çölümsü topraklardan enerji fışkıracak. Mesele sadece güneş enerjisi değil. Bu toprakların altı da altın kıymetinde. Siyah altın olarak nitelendirilen kömür yatakları için ihale ise gelecek yıl. Rezerv belirlenme çalışmaları devam ediyor. Şu ana kadar belirlenen rezervleriyle Karapınar kömür havzası, Afşin-Elbistan kömür havzasıyla yarışıyor. Öyle inanıyorum ki, tamamı belirlendiğinde Karapınar en büyüğü olacak. Termik santral için kollar sıvandı, geriye sayım başladı. Bu büyük proje için de yine dünya devleri yarışacak. Konya Şeker en büyük taliplilerden. Belki de büyük konsorsiyumlar yarışacak. Bizim gönlümüz elbette Konya Şeker’den yana.
Bitti mi? Elbette bitmedi. Bir da zamanını bekleyen bir rezervi daha var Karapınar’ın. Kaya Gazı. Gün ve saati geldiğinde sıra ona da gelecek.
Dün ilçede belediye başkanı Mehmet Yaka ile konuyu görüşme fırsatı yakaladık. Başkan Yaka, çok heyecanlı. İlçenin kara talihini yenmek için elinden geleni yapıyor. “Düne kadar bir tarım ve hayvancılık merkezi konumundaki Karapınar, artık sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı enerji merkezlerinden biri olacak” diyor. Mehmet Yaka, yapılacak yatırımlardan hem ilçenin, hem Konya’nın hem de Türkiye’nin büyük kazanç elde edeceğini söylüyor. Geleceğin büyük Karapınar’ı için daha şimdiden belediye olarak kolları sıvadıklarını anlatıyor. Karapınar’ın kabuğunu yırtacağını, büyüyeceğini, gelişeceğini, enerji yatırımları ile birlikte, enerji ile ilgili endüstrinin de merkezi olacağını heyecanla anlatıyor.
Başkan Yaka heyecanına bizi de ortak ederken, yine enerji ile ilgili bir görüşme yapmak üzere bizden izin isteyerek Ankara’nın yolunu tutuyor. “Yolun açık olsun Mehmet başkan, bahtın Ak olsun Karapınar” dedik ve ilçeden ayrıldık.
Ne tesadüf ki, Allah, ismi Kara ile başlayan ilçenin geleceğini Kara kömür, karamsı-çivitimsi güneş enerjisi panelleri ile süslemiş. Bundan sonra ilçenin isminin hangi renkle başlamasının ne önemi var. Yakın gelecek için güzel bir yatırım yapmak isteyenler daha şimdiden bu ilçeye koşuyor.