ASR-I SAADETTE ŞİİR

Şiir, duygu, düşünce ve hayalleri dile getiren kafiyeli, serbest ve manzum bir edebi türdür. Şiir, hikmet ve marifetle ahlakın güzelleştirilmesine hizmet ettiği kadar, insanın ruhunu, fazilet hislerini ve ahlakını bozmada da o kadar etkilidir.

İslam'ın, sanata ve şiire, eşyayı hayır ve şer, fayda ve zarar, edep ve ahlak kuralına göre değerlendirilir.

Şiir ve şairle ilgili varid olan ayetlere ve hadislere bakmamız gerekir. İslam, her şeye bir ölçü getirdiği gibi, şiire ve genel olarak sanata da bir ölçü getirmiştir. İslam'ın şiire bakışını incelerken önce Kur'an'ın, sonra Hz. Peygamberin anlayışında şiiri ayrı ayrı ele alacağız. Kur'an-ı kerime baktığımızda "şair” kelimesinin dört ayette birer defa zikredildiğini, "şiir” kelimesinin de bir ayette geçtiğini görüyoruz. Çoğul olarak "Şuara” "şairler” şeklinde getiren ve doğrudan şairlerden bahseden bir tek ayetin bulunduğu da bilinmektedir.

 Kur'an'daki; "Şairlere azgınlar uyar” ayetindeki şairlerin kimler olduğunu şöyle belirtebiliriz; Resulullahı hicveden ona ve ashabına zarar vermeye çalışan müşrik şairler olduğudur. Mümin şairler, bunun dışındadır.  

 

HZ. PEYGAMBERİN ŞİİRE BAKIŞI

 

Hiç şüphesiz, Arapların İslamiyet'ten önceki dönemden günümüze kadar ulaşan en büyük sanat eseri şiirdir.

Hz. Peygamber'in hayatına göz attığımızda onun şiirden anladığını gösteren birçok olayla karşılaşırız. O, zaman zaman ashabına şiir söyletir, dinlediği şiirin doğru olup olmadığını da anlardı

Hz. Peygamber (s.a.v.), şiiri tamamen reddetmek yerine, yaşadığı toplumun gerçek- lerini göz önüne alarak, topluma ait bir olgu olarak şiiri ıslah etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) sahabesinden şiir söylemelerini kendisi istemiştir.

Hz. Peygamber her bir ferdinin şiir bildiği ve söylediği bir ailenin çocuğuydu. Halalarının şair olduğu, amcalarının şiirler söylediği, amcaoğullarından birinin devrinin meşhur şairlerinden biri olduğu, kızı Hz. Fatıma'nın ve torunu Hz. Hüseyin ile en yakın arkadaşlarının günümüze kadar ulaşan şiirleri olduğunu düşündüğümüzde şiirin onun hayatındaki yerini daha iyi tasavvur edebiliriz.

Hz. Peygamber'in arkadaşları arasında da çok sayıda şair vardır. Ünvanları ‘Peygamber Şairi' olan Hassân b. Sâbit, Abdullah b. Revâhâ ve Ka'b b. Mâlik'in yanı sıra onlarca şair sahabe vardır. Hatta aralarında hanım sahabilerden Hansa (ö. 645), Atike binti Zeyd (ö. 660) ve Naciye binti Cündeb (ö. 680?) de şiirle iştigal ederdi.

Hz. Peygamber şiirle böylesi içli dışlı bir aile içinde dünyaya gelmiş ve şiirin değerli bulunduğu bir ortamda büyümüştü. Bursalı Mehmet Tahir meşhur eserinde, ‘Şuara' bölümünün başında sıraladığı (2016; 486) Hz. Peygamber'in şiirin ve şairlerin faziletlerini belirten ve öven yedi hadis4 onun şiir hakkındaki görüşlerini adeta özetlemekte, şiire ne kadar değer verdiğini göstermektedir.

Hz. Peygamber'in müşriklerle mücadelesi askeri, siyasi ve ekonomik alanların yanı sıra şiirde de olmuş, belki de en çetini şairlere karşı verdiği mücadele olmuştur. Bu mücadele esnasında müşrik şairlerin hicviyelerine üzülmüş, ashabını özellikle şiir söyleyebilme becerisi olanları cevap verme konusunda cesaretlendirmiş, müşrik şairlere hak ettikleri cevapları vermelerini istemiştir.

Şair

Gönül volkanından kaynayan alev,
Aşık duygusuyla oynayan alev,
Mecnun'u Leyla'yı paylayan alev,
Hayata bir başka bakıyor şair!

Soğuk havalarda kor gibi yanan,
Umutsuz canlara muhabbet sunan,
Bülbüller misali güllere konan,
Ölmez dostluklara akıyor şair!

Kalplere dokunur gündüz ve gece,
Meşk meclislerinde erilen güce,
Derin manalıdır sözleri yüce,
Şiirle sevgiler dokuyor şair!

Bahar mevsiminin açan çiçeği,
Ruhlara rayiha saçan çiçeği,
Dilârâ kalpleri seçen çiçeği,
Dertli sineleri yakıyor şair!
 

Dünyayı evreni Hak kitabını,
İnsana yönelik Rab hitabını,
Ayı yıldızları âfitabını…
Kâinat mektubu okuyor şair!

Elestü bezminde verdiği sözle,
Kulluk deryasına girdiği sözle,
Alemi şefkatle sardığı sözle,
Canlara sevgiler ekiyor şair!


Yazarın Diğer Yazıları