SANAT ve SANATTA İLAHÎ GÜZELLİK

Hat San'atı tabiki yalnızca Kur'an-ı Kerim musaflarının yazılmasında kullanılmamıştır. Hat sanatı geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Taş üzerine kabartma veya çini üzerine celi yazılardan, yüzüklerdeki kıymetli taşlar üzerine hakkolunan ince yazılara, ahşap üzerine kabartma veya oyma yazılardan, maden üzerine kakma veya kağıt, deri vb. gibi organik maddeler üzerinde çeşitli uygulamaları görülmüştür 

Hat, üzerinde yer aldığı ahşap, taş, kağıt deri veya çeşitli madenler (gibi herhangi bir malzemeyi sıradan bir madde olmaktan daha çok, değerini kat kat arttıran bir sanat eseri haline getiren bir sanattır. 

Hat sanatında kullanılan harfler Arap alfabesinde yer alan harfler olmasına rağmen bu sanat dalına en büyük hizmetleri veren ve bu sanat dalında en büyük eserleri ortaya koyan Türkler ve Türk sanatkarlar olmuştur.

Anadolu, Selçuklulardan beri "Hat Sanatı"nın en önemli merkezi olmuştur. Konya'da 1251 yılında yaptırılan Karatay Medresesi duvar çinilerindeki harikulade güzel "'Örgülü kufi" kitabeleri, 1258 tarihinde yapılan İnce Minareli Medresenin cephesindeki muazzam "Sülüs" kitabe XIII. yüzyılda sanatkarların ne büyük bir tekniğe ve hayal gücüne sahip olduklarını göstermektedir. Sivas Darüşşifasındaki firuze renkli kufi süsler, İslam dünyasının en güzel kitabelerinden biri sayılır. Anadolu Selçuklularından birkaç yüzyıl sonra Osmanlı hattatları, yazının yeni tarzlarını geliştirdiler. Tekkelerdeki dervişlerden başlayarak, saraydaki sultana kadar hemen herkes hat sanatının aşığı oldu. 

Osmanlı İmparatorluğu döneminde hat san'atı bir çok sanata üstün tutulmuş ve sanatkarlarına büyük değer verilmiştir. Bu sanat saray himayesine alınarak, gelişmesine büyük önem verilmiştir.

Hat sanatı, önceleri Şam, Bağdat, Kahire, Isfahan, Tebriz, Meshed, Herat gibi zamanının kültür merkezlerinde gelişme göstermesine rağmen asıl gelişimini Osmanlı devletinin yönetim ve kültür merkezi olan İstanbul'da göstermiştir. Hat sanatı İstanbul'da saray himayesinde yepyeni bir terkibe ulaşmıştır. XV. Yüzyıl sonlarından XIX. yüzyıla kadar uzun bir dönemde daha önce görülmemiş bir düzeye ulaşmıştır. 

Hatta İslam dünyasında yaygın olarak "Kuran-ı Kerim Hicaz'da nazil oldu. Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı." şeklinde bir söz kullanılır oldu.

Hat sanatı daha önce de değindiğimiz gibi birçok mimari eserin iç ve dış süslemelerinde tamamlayıcı bir unsur olarak kullanıldığı gibi, maden, ahşap, çini ve tekstil ürünleri üzerinde de çeşitli şekillerde kullanılmıştır. Ancak asıl ve önemli kullanım alanı; kitaplarda, kıtalarda, murakkalarda, levhalarda, cami yazılarında, kitabelerde, hilyelerde, ferman, berat ve menşurlarda görülmüştür.
 


Yazarın Diğer Yazıları