SANAT ve SANATTA İLAHÎ GÜZELLİK

İşte dua, bütün nimetlerin gerçek sahibi olan Allah'a şükran bir ifadesi, hadsiz hadiseler zincirini çekip çeviren biricik yetki sahibi Allah'ın bu icraatı karşısında hayret ve hayranlığın seslendirilişi, sinirsiz musibet, hastalık ve düşmanların dizginini elinde tutan ve iradesi olmadan hiçbir şey hiçbir kimseye zarar vermeyen Rabbine sığınmanın dile getirilişidir. Dua, sadece akil ve irade sahibi insanların değil, tüm varlıkların da dilidir. Bunu, yeteneklerinin, fıtrî ihtiyaçlarının ya da çaresizliklerinin manevi lisanıyla ifade ederler.       Mesela, bütün çekirdekler ve tohumlar, yeteneklerinin diliyle sonsuz  hikmet sahibi Yaratıcı'larına adeta şöyle dua ederler: "Senin güzel isimlerinin nakış ve parıltılarını daha detaylı ve açık olarak göstermek için bize gelişip boyatma imkanı ver, küçük hakikatimizi filizlendir ve büyük bir ağaca dönüştür." Allah da, istidatlarındaki bu meyil ve arzularını kabul eder ve hedeflerini gerçekleştirir.       Yine su, hararet, toprak  ve güneş ışığı bir çekirdek etrafında bir vaziyet aldıkları zaman, bu bir bakıma şöyle bir duaya dönüşüyor: "Bu çekirdeği ağaç yap ey Yaratıcımız". Harika bir kudret mucizesi olan o ağaç, şuursuz, cansız ve basit maddeler olan söz konusu sebepler tarafından yapılamaz. Demek ki, sebeplerin toplanması da neticenin gerçekleşmesi için bir çeşit duadır.     Yine anne rahmindeki yavruların sayısız organ, duyu ve yeteneklere ihtiyacı var. Dünyaya ayak basar basmaz, anne ve babasının sıcak şefkatine ve annesinin gıdalı sütüne ihtiyacı var. Oysa bunların hiçbirine eli yetişemiyor. Bunları kendi başına elde edemiyor. İşte yavrunun o ihtiyaç dolu hali, bir bakıma dua hükmüne geçiyor. İhtiyaçlarının, Allah'ın rahmet, hikmet ve kudret hazinesinden gelmesi için istiyor. Allah da bunları ona ihsan ediyor. Onun gibi sayısız, insanı ve hayvanı yavrular, fıtrî ihtiyaç lisanıyla Rablerinden, ileriki hayatları için, lazım olan sayısız organ, duygu ve kabiliyetler isterler. Allah da bu istediklerini ummadıkları, bilmedikler güçlerinin yetmediği yerden kendilerine ihsan eder. Yine gerek o anda, gerekse hayatının diğer safhalarında kendilerine lazım olan hadsiz maddi ve manevi rızklarını da ihtiyaçlarının diliyle isterler. Yüce Allah da, bu manevi imdat sesine koşar ve her türlü ihtiyaçlarını karşılar     Allah, vermek istemeseydi,  yaratıklarına isteme arzu ve yeteneğini de vermezdi. YAŞAM KALİTEMİZİ YÜKSELTME SANATI     Mühendislikten uzak doğu öğretilerine!... iyi bir doğa gözlemcisi iseniz, hangi davranışınızın size nasıl bir tepki ile geri döndüğünü görürsünüz. Çünkü doğa ile ornagik bir iletişimimiz var. Israrla gece uyuyamayanlar, ısrarla düzensiz yemek yiyenler, ısrarla kötü iletişim kuranlar bir süre sonra hastalanıyor. Nefsine ve duygularına ket vuranlar da hastalanıyor.

Yazarın Diğer Yazıları