HAKİKİ VUSLAT ÖLÜMLE MÜMKÜNDÜR
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
AKILSIZ TELEFON
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
YAŞASIN ÖZGÜR SURİYE VE SURİYE HALKI
VAKT-İ MUHABBET
SURİYE’NİN YENİ DÜZENİ İÇİN TAVSİYELER
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
BAĞIŞIKLIĞINIZI BESİNLERLE GÜÇLENDİRİN
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Hafız Osman üslubu 18. yüzyılda Küçük Derviş Ali (ö.171S) ve Yedikuleli Seyyid Abdullah (ö.1736) ile yerini sağlamlaştırmış ve 19. yüzyıl başına kadar egemenliğini sürdürmüştür. Osmanlı hat sanatının doruğa çıktığı 19. yüzyılda ise İsmail Zuhdi (ö.1806) ile kardeşi Mustafa Rakim (ö.1826) aklam-i sitteyi mükemmel denebilecek noktaya ulaştırmışlardır. Özellikle Mustafa Rakim celi sülüsü olgunlaştırmış, girilt yazıda önem verilen istilin (kompozisyon) olaganüstü örneklerini vermiştir. Gene bu dönemde yaşayan Mahmud Celaleddin'in (ö.1825) yarattığı farklı üslubun ise kadın hattatların en büyüklerinden sayılan eşi Esma Ibret Hanım (ö.1780?), Tahir Efendi (ö.1845) ve onun öğrencisi Sultan Abdülmecid'den (ö.1861) başka izleyicisi olmamıştır. Aklam-i sittede son noktayı aynı zamanda büyük bir talik hattatı da olan Sami Efendi (ö..1912) koymuştur. Özellikle celi yazıları süsleyen hareke, tirfil gibi işaretleri istife yerleştirmedeki başarısıyla Cumhuriyet döneminde de eser veren Ömer Vasfi (ö.1928), Kamil Akdik (ö.1941), Emin Yazıcı (Ö.1945), İsmail Hakkı Altunbezer (ö.1946), Macit Ayral (ö.1961), Halim Özyazıcı (ö.1564) ve Hamid Aytaç'ın (ö.1982) üsluplannı yönlendirmiştir. Aklam-ı sitte dışında Osmanlı hattatlarının eser verdiği başka bir yazı türü de ta'likdir. İran kökenli bir yazı üslubu olan ta'lik bazı harflerin kendinden sonra gelen harflerle birleşmemesi, dolayısıyla daha açık olarak okunmasıyla aklam-ı sitteden aynıır.
Aslında 15. yüzyılın ilk yarısında Mir Aliyy-i Tebriz! (ö.1446) elinde tarafindan nesih yazının özelliklerinin ta'like katıl- masıyla yaratılan yeni üslup nesta'lik (nesih+ta'lik) olarak anılmaya başlanmışsa da, Osmanlı ülkesinde genellikle ta'lik adıyla tanınmıştır. 15. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlılarca da kullanıldığı bilinen bu ilk dönem ta'lik yazıyla hat sanatı örnekleri verilmemiştir. El yazısı biçimindeki ta'lik yazı Osmanlı dönemi boyunca ilmiye sınıfının özel yazısı olmuş, açık yazıldığı için bir de şairlerce tercih edilmiştir. Ta'lik yazının Osmanlı ülkesinde bir sanat olarak yaygınlaşması 17. yüzyılda başlar. İranli büyük hattat Mir lmad'in (ö.1615) yeni bir estetik yapı kazanan ta'lik harfleri onun öğrencilerinden Buharalı Derviş Abdı (ö.1647) tarafından İstanbul'a tanıtıldı ve beğeni kazandı. İki yüzyıl boyunca Tophaneli Mahmud (ö.1669), Siyahî Ahmed (ö.1687), Abdülbaki Arif (ö.1713), Durmuşzade Ahmed (ö.1716)" Dedezade Seyyid Mehmed Sad (ö.1759),
75. YILLIK GAZETECİLİK İLGİM VE YENİ KONYA GAZETESİ
TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE KONYA KİTABI
YILDIZ PORSELEN FABRİKASI (ÇİNİ FABRİKA-İ HÜMAYUNU)
YILDIZ ŞELALE
KONYA’DA MODELİSTLİK – STİLİSTLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI