ESKİMİŞ VE ESKİMEYE BAŞLAMIŞ MESLEKLER

 Tarikat mensuplarının mezarlarında çok daha değişik başlık formları, örneğin Mevlevi dervişlerinin taşlarında "dal sikke", şeyhlerinkinde "destarlı sikke", Bektaşi şeyhlerinin başucu taşlarında "Hüseyni", "Edhemi" başlıklar dikkati çekerken inançları gereği her türlü tarikat giysi ve simgelerini reddeden Hamzavi, Melami tarikatleri mensuplarının mezarları "biser ü pa" (başsız ve ayaksız)'dır. II. Mahmud'un (1808-1839), din adamları dışında herkesin fes giymesini emretmesinin ardından, yontucular, mezar taşı başlıklarına da -ilmiye ve tarikat mensupları dışında- fes biçimi vermişlerdir. 

Osmanlı mezarlık ve hazirelerinin, başlı başına birer taş eserler müzesi ve kent tarihinin en önemli arşivi olarak korumaya alınmaları gerekirken, maalesef böyle bir belediyecilik anlayışı olmadığından; son elli yıl zarfında sanat ve tarih değeri olan on binlerce mezar taşı sökülüp tahrip edilmiş, yerlerine modern mezarlar yapılmış; kabristanların ortasından caddeler geçirilmiştir.

Bir Türkistan sanatı olan ve 12. Yüzyıldan başlayarak Anadolu'da uygulanan alçi ve kireç işleri, Osmanlılar döneminde payitaht İstanbul'dan, Kahire'ye, Bağdat'a, Batı'da Bosna'ya kadar her tarafta ve saraydan köy evlerine, selatin camiler) den kahvehanelere değin her çeşit mekanda taş, kerpiç ve ahşap işçiliklerin tamamlayicisi olarak uygulanmıştır.    


Yazarın Diğer Yazıları