ESKİMİŞ VE ESKİMEYE BAŞLAMIŞ MESLEKLER
Bu dönem boyunca İznik atölyelerinde üretilen mavi-beyaz seramiklerden günümüze ulaşan pek az örnekte, bir tür klasizim " arayışıyla Selçuklu geometrik desen-i lerine dönüldüğü fark edilmektedir. Tabaklarla cami kandillerinde gövde kuşaklara taksim edilmiş, bordürlerdeki geçmeler, Bursa ve Edirne camilerindeki çinilerin desenlerini hatırlatmaktadır. Bu örneklerde karın yüzeylerinin bitkisel motiflerle doldurulduğu görülmektedir. Hatayı ve Rumı desenler de ağırlıklıdır ve bütün bu özellikler Selçuklu seramiklerinin etkilerini düşündürür. En son ve en güzel örnekleri IV. Murad (1623-1640) ve İbrahim (1640-1648) saltanatlarında Topkapı Sarayılnda yapılan Revan ve Bağdat köşkleriyle Sünnet Odası'nda görülen çiniler, aynı zamanda, nedenleri bilinmeyen bir sönüşün de haberdIeridir ve artık sonraki mekanlardan hiçbiri bu üç saray mekanındaki çinilerin kalitesinde bir çini dekorasyonu şansına sahip olamamıştır. Buna dayanılarak denilebilir ki 1650'lere varmadan, İznik çiniciliğinin, dolayısıyla Osmanlı çini sanatının üç yüzyıl süren altın çağı kapanmış; 1700'lerin başına değin önce hızlı bir bozulma, ardından da ocakların sönüşü yaşanmıştır. Gerçi, sönüşün "bilinmeyen nedenler"i tahmin ediliyor: İstanbul'da ve Edirne'de artık büyük külliyeler yapılmaması mimaride kullanılan çini üretimine sekte vururken; Çiniden ithal edilen keramik ve porselen kap kacakların da İznik evanisi pazarını sarstığı ileri sürülür. Fakat asıl nedeni eski sanatkârların ser verip sır vermeme huylarında aramak daha doğrudur. İznik çinilerini Keşfetme Girişimleri ve Bir Son Söz 19. Yüzyıl sonlarında ve 20. Yüzyılın başında özellikle İznik çinileri üzerinde araştırmalar yapan yabancı uzmanlardan İstanbullu (Fransız asıllı) seramikçi M. Eugene MaiIlard, 15. Yüzyıl çinilerinden fark edilmeyen mükemmellikte çiniler imal etmeyi başarmiş ve onun ürettigi bu çinilerle İstanbul'daki camilerin tahrip olan çini panolari restore edilmiştir. Yanında çalışan M. Leon Parvillier de çini karo sanatının sırlarını keşfederek Fransa'da (Choisy-le-Roi'da) bir fabrika kurmuştur. Türk çiniciliği üzerinde çalışmalar yapan Pretextat Lecomte, "Ms Metiers en Orient" adıyla (Türkçeiye çevrilen bölümü: Türkiyede Sanatlar ve Zeneatler adını taşımaktadır) 1903'te yayınlanan eserinde: "Doğu çini karolarında kompozisyon yaratımında seçilen çiçek ve yaprak figürlerinin biçim değiştirme süreci ilginçtir. tık başta çiçeğin birkaç yaprağı ve birkaç köşesinin kaybolduğu görülmektedir. Sonra bir simetri ortaya çıkar. Bunu silüetteki çizgilerin çiftleşmesi ve çok düzgün bir gül bezeğin yakalanması izler.
Yazarın Diğer Yazıları