ESKİMİŞ VE ESKİMEYE BAŞLAMIŞ MESLEKLER

Hacı Bektaş Vilâyetnâmesi'nde Ahi Evran'ın Kayseri'de kimsenin yapamadığı türden renk renk deriler işlediği anlatılır. O zaman her zanaat ehlinden ve her dükkândan vergi almak adettir. Gammazlar, Kayseri sancak beyine gelerek, burada ulu bir üstad tabâk var, her gün dilediği kadar deri satıyor, fakat vergi vermiyor diyerek onu şikayet ederler. Bunun üzerine Kayseri Beyi, vergi almak için birkaç adam gönderir. Görevliler imalathanenin kapısının kapalı olduğunu görürler. Kapıyı açıp içeri bakarlar bir de ne görsünler? İmalathanenin içi evran yani ejderhalarla dolu. Kırşehir'de halk arasında anlatılan bir efsanede ejderha motifi şöyle işlenir: Ahi Evran Kayseri, Konya ve Denizli'yi dolaştıktan sonra Kırşehir'e gelmiştir. Burada bir debbağhâne ve zâviye kurarak talebeler, çırak ve kalfalar yetiştirmeyi arzulamıştır. O, Kırşehir'e gelince, Kırşehir büyükleri onun ziyaretine gelerek; - Şeyhim, son zamanlarda memleketimizde bir ejderha peydâ oldu. Ondan çok korkuyoruz. Çoluk çocuğumuz sokağa çıkamaz oldu. Bizi ondan kurtar! diye ricada bulundular. Ahi Evran: - O ejderhayı bana gösterin, dedi. Gösterdiler. O da yanına gidip yüzünü ejderhanın yüzüne sürdü; yılan dile gelerek "Asıl Evran sensin. Ben sana tâbi olacağım” dedi. Anlatılarda ortak olarak kullanılan bu ejderha motifinin, gerçek ejderhadan çok, insanın kendi nefsini işaret ederek ona hâkimiyeti vurguladığı söylenebilir. Ahi Evran'ın debbağhânelerde türlü türlü deri işleyerek onu kullanılabilir hale getirmesi, debbağhânenin kokusuna tahammül edebilmesi, çilesini tamamlayarak, manevî gücünü ispat etmiş ve nefsini yenmiş olduğunu gösterir. Böylesi bir insanın dünya hırslarından, kinlerinden ve maddî isteklerinden arınmış olarak, nefis denen ejderhayı kontrolü altına alarak, kendine mûti kıldığını söylemek mümkündür.

Yazarın Diğer Yazıları