EHLİBEYT İMAMLARI

1. HZ. ALİ (R.A)'IN HAYATI

Çocukluk Dönemi, İnzar Ayeti ve Kureyş'in İslâm'a Daveti, Hicret

ÇOCUKLUK DÖNEMİ

Hz Ali altı yaşına kadar Hz Peygamberin büyüdüğü evde yani babası Hz. Ebutalib”in himayesi altında büyüdü. Ama Mekke”de kuraklık çıkması nedeni ile Hz Ebutalib çocuklarının çokluğu nedeni ile onları büyütmeleri için yakın akrabalarına vermek zorunda kaldı ve Hz. Peygamber çocuklar arasında Hz Ali”yi seçti bu da O Hazretin Ali (ra)”a olan sevgisini ve Hz Ali”nin Peygambere olan yakınlığını gösterir. Hz Ali çocukluk dönemini şöyle nakleder: Çocuktum henüz, o beni bağrına basar, yatağına alırdı; beni koklardı; lokmayı çiğner, ağzıma verir yedirirdi. Ben de her an, devenin yavrusu”, nasıl anasının ardından giderse, onun ardından giderdim; O her gün bana huylarından birini öğretir ve ona uymamı buyururdu. Her yıl Hıra dağına çekilir, kulluğa koyulurdu. Onu ben görürdüm, başkası görmezdi. Ortalama 4 yıl sonra Allah Resulü”ne ilk ayet nazil oldu ve Hz Ali Ona ilk tabi olan kimse idi. O zamanın en zor şartlarında Peygamber”in yanında ve Onun emrinde idi 

Yine İnzar ayeti ismiyle meşhur olan En yakın aşiretini uyar(1) ayet-i kerimesi nazil olarak Peygamber-i Ekrem yakın akrabalarını uyarmakla görevlendirildiğinde, Hz. Resul akrabalarını toplayarak onlara: Sizlerden kim, benim bu görevimde bana yardım etmeye hazırdır ki, benim kardeşim, vasim ve aranızda halifem olsun? buyurduğunda, onların arasından yalnızca Hz. Ali (r.a) ayağa kalkarak imanını ibraz etmiş, buna müteakip Peygamber-i Ekrem de mübarek elini Hz. Ali”nin omzuna koyarak: Bu benim kardeşim, vasim ve sizin aranızdaki halifemdir; onu dinleyin, ona itaat edin buyurarak o Hazret”in iman etmesini kabul etmiş ve İslam dininin ilk başından itibaren kendinden sonra Hz. Ali”nin geldiğini vurgulamıştır. Böylece Ali (r.a) Müslümanlar arasında ilk iman getiren ve hayatı boyunca Allah”tan başkasına tapmayan ilk şahsiyet olmakla birlikte, Hz. Resulullah (s.a.v)”dan sonra İslam dininin ikinci şahsiyeti oluvermiştir. 

İNZAR AYETİ VE KUREYŞİN İSLAMA DAVETİ

Muhammed bin Cerir-i Taberi, Hz. Ali (r.a)”ın şöyle buyurduğunu naklediyor Resulullah (s.a.v) beni çağırdı ve şöyle buyurdu: Ya Ali! Allah-u Teala, kendi yakınlarımı inzar etmemi (uyarıp korkutmamı) emretmiştir. Sen bizim için bir yemek yap. Sonra Abdulmuttalib oğullarını, onlarla konuşmam için bir araya topla da iletmekle görevli olduğum şeyi onlara ileteyim. Ben de Resulullah”ın emri üzere onları bir araya topladım, Resulullah (s.a.v) onlara hitaben şöyle buyurdular: Allah-u Teala, sizi O”na davet etmekle beni görevlendirmiştir. Sizlerden hanginiz, aranızda benim kardeşim, vasim ve halifem olmak istiyor? Orada bulunanların hepsi sustular. Onların hepsinden yaşta küçük olmama rağmen; Ya Resulullah, ben senin yardımcın olmak istiyorum dedim. Resulullah (s.a.v) elini benim boynuma koyarak şöyle buyurdu: Bu şahıs, benim sizin aranızdaki kardeşim, vasim ve halifemdir; sözünü dinleyin ve emirlerine uyun. 

HİCRET

Ali (r.a), Peygamber-i Ekrem”in hicretine kadar devamlı onunla birlikte olmuş, düşmanlarına karşı onu savunmuş, kafirlerin Allah Resulü”nü katletme kararı aldıkları hicret gecesi de Ali (r.a), canını feda etmek pahasına, Peygamber efendimizin yatağında yatmış ve Resul-ü Ekrem bu sayede gizlice evden ayrılarak emniyet içerisinde Medine”ye doğru yola koyulabilmiştir. Hz. Resulullah”ın emniyete kavuşmasından sonra da o Hazret”in vasiyeti üzerine, Peygamber-i Ekrem”in nezdinde emanet olan halkın emanetlerini sahiplerine iade ederek annesini, Resul-ü Ekrem”in sevgili kızı Fatime-i Zehra”yı başka iki kadınla birlikte alıp Medine”ye doğru hareket etmiştir.


Yazarın Diğer Yazıları