Neden DEVAM

2019'da yapılması planlanan ancak MHP'den gelen teklif sonrasında yapılan görüşmeler sonucunda 24 Haziran 2018 tarihine alınan ve gerçekleştirilen seçimler için vatandaşlar sandıklara giderek oylarını kullandılar. Seçim sonuçlarına göre Cumhurbaşkanlığı seçiminde en fazla oyu Recep Tayyip Erdoğan alırken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ) ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) oluşturduğu Cumhur İttifakı da TBMM'de çoğunluğun sahibi oldu. Buna göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni sistemin ilk kazananı oldu.Bu başarının bir çok nedeni var anlatmakla,yazmakla köşe yazıları yetmez ama yinede neden DEVAM sualin cevabının Türkiye'nin dünden bugüne,bugünden de yarınlara olan sürecinde saklı olduğunu görmekteyiz.Dünü bilmeden,bugünü yaşamadan yarına umutla bakmak imkansızdır. Güzel yarınların olması İçin emeğe,hizmete,çalışmaya,projeye,üretmeye ve en önemlisi milli olmaya ihtiyaç vardır.Birkaç yaşanmışlığı anlatarak neden DEVAM'a cevap verelim

Dün:Bu ülkenin 40 yıldır hayati öneme haiz bir PKK terör örgütü belası var.Peki bu kadar uzun süren terör örgütün kendine sözde misyon ve vizyon seçtiği argüman ne?PKK'nın sözde Kürt Kartı. Terör örgütü her ne kadar elinde tuttuğu bu kartı kaybetmek üzere olsa da yalan dünyalarında oluşturdukları hayallerle Kürt kardeşlerimizin hak ve özgürlükleri için sahada olduklarını ve onlar için mücadele ettiklerini yıllarca dile getirmeleri ve bunu da haklı bir gerekçe olarak görüp özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki binlerce vatandaşı kandırarak ve binlerce genci etkisi altına alarak sonra bu mahsun gençleri ölüm makinesi yapmak için silahlı militan olarak yetiştirdiler ve sonranda kardeşi kardeşe vurdurdu.Düne kadar bu kadar çok insanın tuzağa düşmesinin en büyük sebebi zamane hükümetlerin bu sorunu sıradanlaştırması idi. Bu kaçış ve geçişlere çoğu zaman göz yummaları ve pansuman yöntemlerle tedavi etmeye çalışmaları idi.Bu yanlış yol ve yöntemler 1000 yıllık TÜRK-KÜRT kardeşliğine büyük darbeler vurdu.

Bugün:Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti hükümeti bu yarayan kanayı kendi yarası,hastayı da kendisi gibi gördü.Pansuman değil kesin ve net sonuç alabilecekleri tam teşekküllü bir ameliyathane hazırladılar. Bu ameliyathanede her şey tam ve noksansızdı.Ayrıca birde olmasa olmazı vardı.”Birlik ve kardeşlik ruhunu” yeniden sağlam temeller üzerinde oluşturmak için her türlü alternatif,yol ve yöntemlerde mevcuttu.Önce Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan 80 milyon vatandaşın tamamın her anlamda eşit olduğunu daha sağlamlaştırmak için mevcut Anayasa'ya yeni maddeler hatta çok ciddi değişiklikler yaparak kanunlaştırdı.Bu coğrafyada yaşayan her vatandaşın hukuk ve kanun karşında eşit olduğu ilkesi hayatın her alanında uygulayarak 1000 yıllık kardeşliği yeniden inşa ederek bu güzel ülkemde kenetlenmeyi sağladı.

Sağlık alanında hizmetleri yok denecek kadar az olduğu,hastaların iyileşmek için gecenin beşinde hastane kuyruğuna gitmek için kalktığı,sırası gelirse eğer o gün kendini şanslı hissettiği(kuyrukta birçok vatandaşımız yaşamını yitirdiğini de unutmamak lazım) tedavi gördüğü hastanede bazen mikrop yada başka bir hastalık kaparak evlerinin yolunu tuttuğuna tanıklık ettiğimiz yıllar çok eski değildi.Ayrıca tedavi için eğer doktor SSK'nın ödemediği ilaçları yazdıysa vay halimize bulmak için ya eşten dosttan artan ilaçları ister,yoksa eğer paramız varsa alır yoksa da kaderimize razı olur ilaçsız iyileşmeye bakardık. Bu dönemler bugün filim şeridi gibi her zaman canlı hafızamızda.Su almak için tanker kuyruklarında beklediğimiz yada kanalizasyon atıklarının karıştığı şebeke hattında suyun musluklarda akmasını saatlerce beklediğimiz günler o kadar çok da ırak değil bize.Bir ilden bir ile gitmek için ölüm tehlikesi levhaları ile dolu olan tek şeritli yolları (Ankara'dan Kars'a gitmek için 16 Saatte ihtiyaç vardı ,Yollarımız uzun uzun uzar ,herbir KM'de avcı boy çukuru genişliğinde çukurlarla doluydu tek şeritli yollarımız ve çoğu zamanda yolda kalırdık) ve bu kadar kötü yollara rağmen ulaşım giderlerin dudak uçurtan tarzda olduğu,uçağa binmenin ise çoğumuz için sadece hayal olduğu (Ucak tarifeleri haftanın belirli günleri idi lakin binme şansımız yoktu çünkü gidiş geliş asgari ücreti kadardı) yıllar 1990'lı yılların sonu idi.Yani dün.

Bugün:AK Parti, iktidara geldikten bir yıl sonra yani 2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı (SDP) uygulamaya başladı. Dönüşümün en büyük getirisi, sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması oldu.Genel sağlık sigortası, aile hekimliği, SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı hastanelerinin tek bir çatı altında birleştirilmesi ve ilâç fiyatlarının düşmesi dönüşümün ‘halk' odaklı ayakları. Bebek, çocuk ve yaşlılar açısından en hayati sağlık kuruluşu. Herkesin bir aile hekimi ve hemşiresi var. İkâmet edilen hemen hemen her noktada aile hekimi bulunuyor. Taşrada da yine aile hekimleri gezici ekipler halinde sağlık kontrolleri yapıyor.İlâç fiyatları Sağlıkta Dönüşüm Programı ile çok ucuzladı. "Yol”un medeniyet düzeyini belirleyen en önemli etken olduğu gerçeğini gözeterek Karayolları,Demiryolları,Deniz ve Havayollarına çok ciddi yatırımlar yapıldı.Bu hizmetler yazmakla bitmez.Tarım, Gıda ,Çevre,Eğitim,Ekonomi,Enerji,Kültür,Savunma,Sosyal Politikalar vb bir çok alanda binlerce hizmetler yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor.

Saymak ve yazmakla bitiremediğimiz bunca proje ve hizmetlerin fikir babası dünya lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan firavun ve müstekbirlerin toplandığı,Birleşmiş Milletler Meclisinin ortasında ayağa kalkıp, bir elini cebine koyup, öbür elini havaya kaldırarak, yüzlerine karşı zalim ve firavun olduklarını haykıran ve yine bütün bir dünyayı parası ile parmağında oynatan o çağdaş Karun'un pis suratına: "Bir dakika ( Une Minute),Gazzeli bebekleri plajlarda vuran katil siz değil misiniz”? Diyerek hesap soran, Recep Tayyip Erdoğan'ı bu millet dün olduğu gibi bu günde yalnız bırakmamıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı ve yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni tebrik ediyor, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Vakit Birlik Vakti.


Yazarın Diğer Yazıları