RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
20 Temmuz 2022 tarihinde Irak'a bağlı Dohuk Vilayeti'ne bağlı Zaho İlçesi'nde terör örgütlerince saldırı düzenlendi ve hain saldırı sonucu 2'si çocuk olmak üzere 9 kişi hayatını kaybetti, 23 kişi ise yaralandı. Saldırı sonrası yapılan tespitlere bakıldığında bu katliamı bebek katili PKK terör örgütü ve Haşdi Şabi iş birliği ile yapıldığı kesinlik kazanmaktadır. Saldırının perde arkasında dönen oyunları anlatmadan önce saldırının hemen ardından PKK terör örgütüne ve Haşdi Şabi'ye yakın sosyal medya hesapları, bölgeyi Türkiye'nin bombaladığına dair asılsız haberleri dolaşıma soktu. Türkiye düşmanlığı yapan birçok uluslar arası yayın kuruluşu ile terör örgütlerine yakın haber kanalları direkt olarak "Türkler katliam yaptı” şeklinde yansıtılması sonucu tüm Irak medyası da haberi "Türk Bombardımanı” şeklinde duyurmaya başladı. Iraklı üst düzey yetkililer ise ortada hiçbir kanıt olmadığı halde bunu alıp, "Türkiye'den hesap soracağız” derecesinde sert açıklamalarda bulunarak halkı da kin ve nefrete sürükledi. Bu gelişmeler devam ederken daha önceden planlı bir şekilde hazırlanmış Türkiye karşıtı grafik tasarımlar, afiş ve posterler de İran destekli haber ajansları ve Haşdi Şabi yayın organları tarafından medyaya yansıtıldı. Şii liderlerin fotoğrafları ile birlikte göstericiler, Türkiye'nin Irak'tan tamamen çıkarılması yönünde sloganlar attılar hatta bazıları haddini aşarak Şanlı Bayrağımızı yakma girişiminde bulundu. Irak'ın güneyinde bunlar yaşanırken Bağdat'ta ise Büyükelçiliğimizin (eski) önünde toplanan gurup Türkiye aleyhtarı sloganlar attılar. Irak hükümetinden bazı üst düzey isimlerin de benzeri mesajlar paylaşması üzerine Dışişleri Bakanlığımız konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Bu elim hadisede hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyor, yakınları başta olmak üzere dost ve kardeş Irak halkına ve hükümetine taziyelerimizi iletiyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Türkiye sivilleri hedef alan her türlü saldırının karşısındadır. Türkiye terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun şekilde, sivillerin, sivil altyapının, tarihi ve kültürel varlıklar ile tabiatın korunmasına azami hassasiyet göstererek yürütmektedir. Masum insanları hedef alan ve terör örgütü kaynaklı olduğu değerlendirilen bu gibi saldırılarla ülkemizin terörle mücadeledeki haklı ve kararlı tutumunun hedef alındığı kıymetlendirilmektedir.”Ayrıca Türkiye'nin gerçeğin açığa çıkması noktasında her türlü adımı atmaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada, "Irak hükümeti yetkililerini hain terör örgütünün söylem ve propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaya, bu elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için iş birliği yapmaya davet ediyoruz” ifadelerinin altı çizildi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Temmuz'da Zaho'daki saldırıya ilişkin ve Türkiye'ye yöneltilen suçlamalarla ilgili şunları söyledi: "Biz böyle bir şey yapamayız. Bu terör örgütlerinin bugüne kadar alışılmış olan eylemlerinden biridir. Dert, Irak ve Türkiye arasındaki olumlu ilişkileri bozmak. Konya'da yapılacak olan İslam Oyunları'na Irak'ın katılmaması konusunda açıklama yapmışlar. Üzüldüm. Irak böyle bir adımı atmamalı. Arkadaşlarımıza da söyledim. Görüşün bu açıklamayı geri çeksinler. Bu arada Irak'ta hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine bağ sağlığı diliyorum.” Şimdi gelelim saldırının arkasında bulunan kirli tezgaha… Saldırı İran'da gerçekleşen üçlü zirvenin hemen akabinde oldu. Peki bu üçlü zirvede kimler vardı ve ne tür kararlar alındı. Kısaca hemen o güne gidelim. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 19 Temmuz 22 tarihinde "Astana Formatında Yedinci Üçlü Zirve Toplantısı” kapsamında Tahran'da bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi basın toplantısında "terör ve terörizm ile mücadele" vurgusu yaptı. Erdoğan, "Terör örgütleri, her iki ülkenin baş belasıdır" derken Reisi ise, "Terör örgütlerinin farklı isimleri olabilir, insanlarımız için tehlikeliyse teröristtir, mücadele edilmelidir" dedi. Hemen akabinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Tahran'daki üçlü zirvesinin ardından yapılan ortak açıklamada, Suriye'nin çeşitli bölgelerindeki terör örgütlerinin ve bunlarla iltisaklı farklı isimler altındaki gruplardan gayri meşru özyönetim teşebbüslerine, Suriye'deki insani durumdan Suriyelilere yardımların artırılması çağrısına kadar çeşitli konularda mesajlara yer verildi. Peki Tahran'da alınan bu kararlar kimin işine gelmiyor? İşte bu soruya verilen cevap ile Dohuk saldırısının arkasında hangi güçlerin olduğunu net bir şekilde görebilirsiniz. Baştan beri Türkiye,İran ve Rusya'nın işbirliğine hep karşı gelen devlet ABD'dir. Üçlü zirvede alınan kararlardan en önemlisi terörle mücadelede işbirliği…Suriye ve Irak'ta bulunan terör örgütlerin ağa babası kim? Cevap yine aynı… Üçlü zirveden 3 gün sonra Milli İstihbarat Teşkilatı'mızın başarılı operasyonu ile etkisiz hale getirilen terör örgütü PKK/YPG elebaşı Ciyan Tolheldan Afrin kod adlı terörist Salwa Yusuk için Türkiye'nin NATO'daki müttefiki ABD taziye mesajı paylaştı. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM)' da Twitter hesabından terörist elebaşı için:"Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutan Yardımcısı Salwa Yusuk 22 Temmuz 22'de Suriye'nin Kamışlı yakınlarında düzenlenen saldırıda 2 kadın savaşçı ile birlikte öldürüldü. 2017'den bu yana DEAŞ'a karşı mücadele veren kritik liderlerdendi. Bu 3 savaşçısının ailelerine, Kuzeydoğu Suriye'deki insanlara ve SDG ortaklarımıza başsağlığı diliyoruz." ifadesi kullanıldı. Üçlü zirvenin hemen akabinde Irak'ta gerçekleştirilen terör saldırısı sonrası Irak medyası başta olmak üzere terör yanlısı yayın kuruluşları tarafında Türkiye'nin saldırının failiymiş gibi hedef gösterilmesi sonucu provokasyonlara yol açıldı. Türk bayraklarının Irak genelinde eş zamanlı olarak yakılması ve yine Irak genelinde Türkiye karşıtı protesto gösterileri gerçekleşti. Irak'ta Türk hedeflerine yönelik eylemler, İran destekli milislerin Musul'daki Türk konsolosluğuna roket saldırısıyla devam etti. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Musul'un Başika ilçesi yakınlarındaki askeri üssüne roketli saldırı düzenlendi. Irak'ta Türkiye'ye karşı maalesef sürekli olarak bir yalan haber üzerine bir kara propaganda devam ediyor. Türkiye karşıtı bu protesto gösterileri ve propaganda faaliyetleri devam ederken Irak'ta bulunan 4 milyona yakın soydaşımız Türkmen'in tepkisini gerçekten merak ediyorum.
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Milat
IKBY’de Seçim Başladı
GAZZE GÜNDEMİ
TERÖRLE MÜCADELEDE İSTİHBARAT FAALİYETLERİ
İRAN NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?
ORTADOĞU’NUN NAZLI ŞEHRİ BEYRUT
PKK’YA YÖNELİK OPERASYONLAR
PARSEL PARSEL KIBRIS