RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Koronavirüs (COVID-19), ilk olarak Çin'in Vuhan Eyaleti'nde 2019'un Aralık ayı sonlarında ateş, öksürük, nefes darlığı gibi solunum yolu enfeksiyonu belirtileri gösteren bir grup hastada ortaya çıkan ve yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020'de tanımlanan bir virüstür. Son yılların en ciddi halk sağlığı krizi olan salgın, 2014 yılındaki Ebola'dan daha geniş bir alana yayıldı ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bunu 11 Mart 2020'de pandemi ilan etti. Yani COVID-19, tüm dünyada eş zamanlı ilerleyen ve insandan insana geçerek çok sayıda kişiyi tehdit eden bulaşıcı bir hastalıktı. Salgın hâlâ kontrol altına alınabilmiş değil ve başlangıcından aylar sonra bile COVID-19'a dair yeni bir şeyler öğreniyoruz. Bu da demek oluyor ki uzmanlar hala yeni tip koronavirüs (SARS-CoV-2) hakkında öğrenme aşamasında. Dünya Sağlık Örgütünün ilk açıklamalarına göre, hastalığın belirtileri öksürük, yüksek ateş ve nefes darlığıydı. Artık bunlara eklem ağrısı, halsizlik, tat ve koku kaybı gibi semptomlar da eklendi. Hasta kişilerin öksürme veya hapşırmayla ortaya saçtığı damlacıkların doğrudan veya dokunma yoluyla ortamdaki diğer bireylerin ağız, burun ve gözlerine teması ile bulaşır. Tüm bunların yanı sıra hiçbir semptom göstermeden hastalığı taşıyan ya da atlatan kişiler de var. Yani tedavisiz dahi bu hastalığı atlatanlar olduğu gibi, ciddi solunum güçlüğü çekenler de oluyor. Hastalığın bilinen kuluçka süresi ise 2 - 14 gün arasında. Şiddetli olgularda zatürre, ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve ölüm gelişebiliyor. Dünya çapında 61 milyondan fazla COVID-19 vakası var. Şu ana kadar can kaybı 1,5 milyonu aştı. Hastalıkla mücadele için aşı çalışmaları da bir yandan sürüyor. Tedavi için ise bazı ilaç ve yöntemler deneniyor. Covid_19'a karşı bir yandan hem bağışıklık güçlendiricilik hem de koronavirüsün yapısını ve gücünü kırmaya yönelik bitkisel çözümlerde sürüyor. Kısa bir süre önce dünya üzerinde Covid_19'a karşı çalışma yapan 46 uluslararası üniversite kekiğin bu virüsü öldüren ve kıran özelliğini resmen açıkladı. Kekik yağının mikrop öldürücü özelliği ile bilinen carvacrol hammaddesi koronavirüsün DNA'sını parçalıyor. Kekik yağı Covid_19 tedavisinde yeni bir umut oldu. Kekik yağının bu mucizesini yıllardır tanıdığım konunun uzmanı değerli dostum Türk Amerikan İş Adamları Derneği (TABA - AmCham) ve L'actone Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman AKAT ile konuştum. Sayın AKAT son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz kekik yağının ve yağın içinde yer alan iyileştirici güç olan 'carvacrol' hammaddesinin faydalarını anlattı. Kekik, tarih kitaplarında adına rastlanan, kültürler ve medeniyetler boyunca sağlık için sayısız faydası anlatılan bitkilerden biri. Kekik yağı da bilimsel olarak kanıtlanmış doğal antibiyotik ve bu özelliğiyle dünyanın pek çok yerinde kullanılıyor. Kekiğin yararları, iyileştirici gücü 4 bin yıldan beri bilinmektedir. Atalarımızdan bugüne kadar gelen geleneksel şifalı bir bitkidir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Virüslerin DNA zincirini kırar ve yok etmeye yardımcı olur. Solunum yolu enfeksiyonlarına karşı korur. Yaraların iyileşme sürecini hızlandırır. Sindirim sistemini güçlendirir. Kanser hücrelerinin oluşumunu durdurur. Kalp krizi ve diğer kalp rahatsızlıkları riskini azaltır. Yıllardır birçok araştırmanın sonucunda doğada 350 tür kekik olduğu tespit edilmiştir. Fakat dünyada bir kaç kekik türü var, sadece ülkemiz topraklarında yetişiyor. En önemli özelliği de yağının içinde ‘carvacrol' hammaddesinin olması. Türkiye'nin anavatanı olduğu kekiğin ana etken maddesi olan 'carvacrol' dünyanın sorunu haline Covid_19 için etken bir takviye olduğunun altını çizdi. Bu etken madde birçok farklı bakteri ile savaşabilecek güçte bir antimikrobiyal etkiye sahiptir. Kekik yağının antimikrobiyal etkisi o kadar güçlü ki, bu etki piyasada satılan birçok farklı antibiyotik ile karşılaştırılabilir düzeye sahip. Yani kekik yağı -neredeyse- bazı antibiyotikler kadar etkilidir! AKAT ayrıca Türkiye kekik yağı üretiminde dünyada 1'inci sırada. Dünya tüketiminin yüzde 60'ı ülkemizde üretiliyor. Amerika ülkemizde, üretilen yağın yüzde 40'ını alırken Eylül ayının sonlarında bu oranı yüzde 80'lere çıkardığını da ekledi. Tüm dünyadaki kekikler göz önüne alındığında Türkiye'deki kekiğin içerisinde en saf oranda 'carvacrol' ü temin ettiğimiz görülüyor. Dünyanın en kaliteli kekiği Anadolu topraklarında yetişiyor. Bize ait bu değere sahip çıkalım. Sağlıklı günler diliyorum.
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Milat
IKBY’de Seçim Başladı
GAZZE GÜNDEMİ
TERÖRLE MÜCADELEDE İSTİHBARAT FAALİYETLERİ
İRAN NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?
ORTADOĞU’NUN NAZLI ŞEHRİ BEYRUT
PKK’YA YÖNELİK OPERASYONLAR
PARSEL PARSEL KIBRIS