RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
100. yılını kutlamakta olduğumuz 19 Mayıs 1919 tarihi, milletimiz için çok önemli ve gurur verici bir gündür. Tarih sahnesinde ileriyi gören, olayları en iyi şekilde değerlendiren ve yön veren Mustafa Kemal Paşa, Samsun´a çıkışı ile tüm ülkeyi kurtaracak olan ulusal eylemi ve birlikteliği o gün başlatmıştır. Samsun'a ayak basmadan önceki tarihi süreci ve olayları birkaç cümle ile ifade etmekten fayda vardır.Cihan Devleti olan Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı'na hazırlıksız girmişti.Cihan Harbine girmenin bir çok nedeni ve hedefleri vardı.İlk hedef; zayıflayan ve küçülen imparatorluğu yeniden diriltmek ve Balkanlar'da kaybedilen prestiji kazanmak, kaybedilmiş toprakları geri almaktı.Lakin hedeflenen olmadı.O dönemin şartlarına göre başarının ihtimal dahilinde bile olmayacağını savunan bir çok görüş vardı. 1910 yılına kadar "Avrupa'nın hasta adamı” olan Osmanlı Devleti elindeki toprakların çoğunu kaybetmişti.Tarihi süreçteki düşmanın güçünü ve karşındaki yorgun ama inançlı şanlı milletimizi ve ordusunu milletimizin bağımsızlık mücadelesinin simgesi, İstiklal Marşı'nın yazarı, şair Mehmet Akif mısralarında şöyle dile getiriyor:
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…
Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!
Altı asırdan fazla bir süre dünyanın neredeyse dörtte birine hükmeden koca imparatorluğu, Birinci Dünya Savaşının galip devletleri , 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesinden sonra, önemli bir kısmını işgal etmeye başladılar. İşgal mütarekesi imzalandığında, Mustafa Kemal Paşa Suriye Cephesi'nde İngilizlerle savaşıyordu.İmza sonrasında tüm komutanları İstanbul'a çağırdılar.Mustafa Kemal Paşa 13 Kasım 1918'de İstanbul'a döndüğünde,düşman işgal kuvvetlerine ait donanma da Boğaz'dadır.Paşa bu manzarayı görünce çok üzülür ve yanındaki arkadaşlarına "Bunlar geldikleri gibi giderler" diye seslenir.Mustafa Kemal'in düşüncesinde olan VATAN-MİLLET-BAYRAK sevdalısı Anadolu ve Rumeli düşman işgalinden sonra hemen direnişe başlamıştı.Birçok bölgelerde Müdafa-ı Hukuk cemiyetleri kurularak işgale karşı duruyor ve savaşıyorlardı.Anadolu'nun yiğit halkı işgal direnişine karşı bir çok yerde küçük,büyük cemiyet ve gruplar kurarak karşılık veriyor lakin bu direniş hareketleri, birbirinden kopuk ve dağınıktı.İşte bu direnişi kitlesel bir düzen ile ülkenin dört bir yanını sarmış işgalcilere karşı direnç gösterecek bir lider bekleniyordu ki O Kader Adamı Mustafa Kemal'in bizatihi kendisi olacaktı.İngilizler işgal Mütarekesinin 7.Maddesini devreye sokarak 9 Mart 1919'da bir askeri birlik ile Rumları korumak için Samsun'a çıkarma yaptılar.İşgalci birliğin gelişini Samsun'daki Türk birliğinden bir kısım asker direniş gösterdi.Bu olay üzerine İngilizler Samsun ve bölgesinde asayişi temin edemeyen 9.Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa'nın görevden alınmasını ve Karadeniz bölgesindeki Rumların can ve mal güvenliğinin sağlanmadığı takdirde bölgeye asker çıkarıp işgal edeceklerini nota vererek İstanbul Hükümeti'ne bildirmişlerdi.Bunun üzerine, Hükümet bölgeye olağanüstü yetkilerle donatılmış bir komutanın gönderilmesine karar verdi. Sultan Vahdettin ve Başbakan Damat Ferit'in ortak kararı ile 3.Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal Paşa seçilir.Mustafa Kemal Paşa İstanbul'dan ayrılmadan önce Sultan Vahdettin'e veda için gider.Padişah Vahdettin, Mustafa Kemal'e ''Paşa sen vatanı kurtarabilirsin '' der ve veda eder.Mustafa Kemal Paşa 23 karargah subayı ve 25 eratla 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan hareket eder. Mustafa Kemal Anadolu'da ki direnişleri birleştirmek ve onlara bir yön verebilmek için 19 Mayıs 1919 saat 07:00'de Samsun'a varır.Millet tarafından coşkuyla karşılanan Mustafa Kemal Paşa işte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş fitilini O gün milleti ile ateşlemişti. A.B.D. Başkanı John F. KENNEDY Samsun çıkışı ile başlayan yeni Türk Devletinin başarı ve kahramanlık serüveninin lideri Mustafa Kemal ATATÜRK'ü şöyle tanımlar. ‘' Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye' nin doğması, yeni Türkiye' nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk' ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye' de giriştiği derin ve geniş inkilaplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur. ‘'
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatan için canlarını feda eden tüm şehitleri rahmetle anarak, tüm gençlerin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutluyorum.
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Milat
IKBY’de Seçim Başladı
GAZZE GÜNDEMİ
TERÖRLE MÜCADELEDE İSTİHBARAT FAALİYETLERİ
İRAN NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?
ORTADOĞU’NUN NAZLI ŞEHRİ BEYRUT
PKK’YA YÖNELİK OPERASYONLAR
PARSEL PARSEL KIBRIS