SES YOK!

Günlerdir eyvah 3. Dünya savaşı çıktı; sığınaklar doldu taştı, kadınlar doğum yaptı, gözyaşları sel oldu, sivil katliamı insanlık dışı, içimize kan damladı diye ayaktayız! Sürekli savaşa dair paylaşımlar yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. "Savaşa hayır!” diyeceğiz...

Şahsen savaşın her türlüsüne karşıyım. Savaş insanlık dışıdır. Hele bu çağda hala savaşı konuşuyor olmak bile utanç vericidir. Dünyadaki ezici çoğunluk bunu hep bir ağızdan haykırıyor: Savaşın dili, dini, rengi olmaz! Savaşın kazananı da yoktur aslında!

Evet, ama yıllardır çatışmalar içinde yaşayan mazlumlar var. Gözünü, gönlünü kendisinden olmayana kapatan Batı, yılardır bu zulme, bu savaşa göz yumuyor hatta kendisi iştirak ediyor. Filistin'de, Afganistan'da insanlar evlerinden atılıyor, sokaklarda sürükleniyor, öldürülüyor. Nerede paylaşım, nerede medya, nerede insanlık? Hani Batının meşhur doğrucu, süper adamı (Superman); köküne kibrit suyu insan haklarının! Ölenin ten rengine, ekonomik seviyesine ve inanıcına göre: Yaşanan zulümlere üç maymun dünya (Sağır, kör, sessiz dünya!)

Daha geçen hafta... İsrail askerleri Kudüs'ün Şam Kapısı önünde Miraç'ın yıldönümünü kutlayan Filistinlilere saldırdı. Miraç ki Filistin, Miraç ki Kudüs demek... En çok orada anımsamalı ve orada kutlanılmalıdır. Kudüs kutlu şehir... Sevgilimizin (SAV.) ilk kıblesi. Efendimizin yüzünü döndüğü, ayak izlerinin bulunduğu, ellerini huzura yükselttiği ilk durak, kutsal mekân... Bu anlatmalara doyamadığım mübarek şehirde, yaşanan insanlık dışı sessizlik canımı yakıyor. Kelimelerim yetersiz kalıyor, acı ve hüzün duygularımı anlatmakta...

Ardından bir haber daha geliyor: İsrailli askerler, henüz 12 yaşındaki Filistinli kız çocuğunu zalimce sürüklüyor. Aynı kafadaki İsrail polisi, kontrolsüzce kullandığı ses bombasıyla, 10 yaşındaki bir kız çocuğunu acımasızca yaralıyor, yaralanan çocuklar hastaneye kaldırılıyor. İkiyüzlü, alçak yardakçılarıyla dünya, yıllardır Filistin'de yaşanan mezalimi sadece izliyor!

Yıllardır her evde, her sokakta kuytu köşelerde, zulüm gören insanların görüntülerini sosyal medyalarımızda paylaştık. Tek dişi kalmış ülkelerde neler yaşandı; Fransa, Kanada, Hollanda, Avusturalya, İsveç ve daha niceleri... Ölenleri değil, katliamların yaşandığı ülkeleri yazmaya kalksam köşeme sığmaz! Myanmar, Doğu Türkistan, Suriye, Orta Afrika, Çeçenistan, Sudan, Malezya, Pakistan, Irak, Tunus, Yemen sadece ilk aklıma gelenler!

Ekranımıza bir sonraki düşecek videoya kadar bekliyoruz. Batı medyası bu derin ıstırabı fark etmiyor. Bu arada ne dünya ayağa kalkıyor ne de ümmetin liderlerinden ses çıkıyor.

Son nefesime kadar haykırmaya devam edeceğim. Bu uğurda, ölüme gülerek koşan şehitler gibi ölümüne koşacağım arkalarından. Onlar ki çocuk ya da bebektiler; masum yavrular ve cennet gülleri, mis kokulular…

Demek bu senin savaşın ey zalim, öyleyse bu da benim savaşım. Ben de daima mazlumların yanındayım. Nerede şiddet varsa, nerede haksızlık ve zulüm yaşanılıyorsa orada olacağım. Karınca misali bir damla su bile olsa ateşe götüreceğim. Kalemimle ya da duamla, ne dersen de sessiz kalmayacağım. Gönlümde ki dualara silahın işlemez. Kalbime bombaların düşmez. İnanan ruha zincir vurulmaz. Ve sen şerefsiz batı, çocukların gözyaşlarında boğulacaksın!

VE BİZ SON NEFESE KADAR AYETLERİN MÜJDESİNE İNANACAĞIZ:

"İnkâr eden ve Allah yolundan alıkoyanlar şüphesiz doğru yoldan çok uzaklaşmışlardır. İnkâr edenleri ve hakkı gözetmeyenleri, Allah asla bağışlayacak değildir. Onları, içinde ebedî olarak kalacakları cehennem yolundan başka bir yola da yönlendirecek değildir. Bu da Allah için çok kolaydır.” Nisa – 168


Yazarın Diğer Yazıları