2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
AK EYLESİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
25. EVREN DENEYİ VE İNSANLIĞIN KARANLIK GELECEĞİ
KONSERLERE AKITILAN MİLYARLAR
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
NAMAZ; İSLAM DİNİNİN DİREĞİDİR
Alfa Romeo Junior
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Günümüzde sosyal medya ve dijital platformlar sayesinde iletişim ve etkileşim şekillerimiz epey değişti. İlgi açlığı, onaylanma isteği, başkalarını kontrol etme arzusu hava atmak için işkembeden sallama ve şakşakçı besleyerek taraftar toplama çabası, neredeyse bulaşıcı bir hastalık gibi yayıldı. Peki, bu bitmek bilmeyen ilgi açlığı ve onaylanma ihtiyacı nereden geliyor? Neden bazı insanlar sürekli haklı olma ya da hava atma derdinde?
Elbette, ilgi görmek hepimizin doğasında var. Kim fark edilmek, sevilmek, onaylanmak istemez ki? Ama ne yazık ki bu duygu artık ipin ucunu kaçırdı. İnsanlar sürekli bir beğeni ve onay peşinde koşuyor. Sosyal medyada aldığı beğeni sayısıyla mutlu olan, gelen yorumlarla kendini değerli hisseden bir kalabalık var. Bu, insanın kendi değerini dışarıdaki onaya bağlamasına ve içsel bir tatminsizlik yaşamasına neden oluyor.
Bir de kontrol etme arzusu var, o da ayrı bir mesele. Kendi hayatında kontrolü kaybetmiş insanlar, başkalarının hayatlarını kontrol ederek kendilerini güçlü hissetmeye çalışıyor. Bu, aslında bir yanılsama, çünkü başkalarının hayatlarına müdahale ederek kendi hayatındaki eksiklikleri telafi edemezsin. Kendine bir taraftar kitlesi yaratarak güç kazanmaya çalışan, şakşakçıların desteği olmadan adım atamayan insanlar var. Ama bu ne yazık ki gerçek bir güç değil, sadece tehlikeli bir yanılsama. Gerçek anlamda değerli ve anlamlı bir hayat yaşamak, rakamlarla değil, içten ilişkilerle mümkün.
Sürekli haklı olmaya çalışan, hava atmak için laf kalabalığı yapan tipler de var. Kendilerini önemli göstermek için her türlü abartıya kaçıyorlar ama aslında komik duruma düşüyorlar. Bu da genellikle özsaygı eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu tipler, etraflarındaki gerçekleri görmezden gelirken, içlerindeki boşluğu doldurduklarını sanıyorlar. İlgi ve onay aramak yerine, kendimiz olmayı, kimsenin sırtından geçinmeden, başı dik ilerlemeyi seçmek en doğrusu. Gerçek mutluluk, dışarıdan gelen onayda değil, içimizde bulduğumuz huzurdadır.
Hep söylerim: Vizyon, vizyon! Allah vizyonsuz insanlardan uzak etsin bizi.
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
En Uzun Yolculuk Bir Adımla Başlar
Kızılören’de Bin Yıllık Peynir Şöleni
HAİNLERE İNAT ÇALIŞACAĞIZ!
Güneşin Tuzla Dansı
Konya’da Sazın Hayat Bulduğu Atölye
Değişim Yok, Sen Varsın!
Sinemanın Kalbi Nerede ?
Velivizyon: Eğitimde Ailenin Gücü
Filistin İçin Çiziyorum