Konya’da Sazın Hayat Bulduğu Atölye
NEDEN ETRAFIMIZ ATEŞ ÇEMBERİ?
Beyin-Beyincik-Vicdan=Yasama-Yürütme-Yargı
SÖZ
İSRAİL TEHLİKESİ KAPIMIZA DAYANDI
Savaş bize yaklaşıyor
Otomobil Satışında Yeni Döneme Girdik…
Ekonomideki yapısal kırılganlıklar azaldıkça ekonomik krizlere karşı direnç artacak
EĞİTİM SİSTEMİMİZİ DEĞERLERİMİZ İLE MÜCEHHEZ KILIP İHRAÇ ETMELİYİZ
Konyaspor’da Her Yol Mağlubiyete Çıktı
VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR (ARZ-I MEV’UD)
Bakan çiftçiye güldü mü?
DERGAH-I MEVLÂNA DA
Konyaspor için sahasında kaybettiği önemli 2 puan…
Geçmeyen Ağız Yarası Neden Olur?
Sıcak Yaz Günlerinde Sağlıklı Kalmanın Anahtarı: Su Tüketimi
Geçtiğimiz hafta, Konya'da müziğe gönül vermiş herkesin mutlaka görmesi gereken bir yerin kapılarını araladım: Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı bünyesindeki Çalgı Yapım, Bakım ve Onarım Atölyesi. Bu atölye, Türkiye'nin en büyük ve en donanımlı çalgı atölyesi olmakla kalmıyor, aynı zamanda müziğin ruhunu taşıyan enstrümanların yapım süreçlerine tanıklık etmek için de eşsiz bir merkez haline gelmiş.
Kapıdan içeriye adım atar atmaz, sizi ilk karşılayan şey ağaç kokusu ve hemen ardından enstrümanların asil duruşu oluyor. O an fark ediyorsunuz ki burada sadece ağaç değil, müziğin ruhu şekil buluyor. Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Mehmet Gönül ve ekibinin özverili çalışmalarıyla hayat bulan bu atölyede, bir sazın hikayesi baştan sona gözlerinizin önünde canlanıyor. Odun olarak başlayan bu hikaye, ustaların ellerinde bir sanat eserine dönüşüyor.
Prof. Dr. Mehmet Gönül, bir sazın nasıl hayat bulduğunu o kadar içtenlikle anlattı ki, adeta bir enstrümanın yapım sürecine şahit olmakla kalmadık; onun kalbini, ruhunu da hissettik. Bu atölye sadece saz yapmıyor, aynı zamanda çello, keman gibi farklı müzik kültürlerine ait enstrümanlar da üretiyor. Üstelik burada geliştirilen yeni tekniklerle alınan patentler, atölyenin yenilikçi ve vizyoner yaklaşımının bir göstergesi.
Bu ziyaret beni o kadar etkiledi ki, Konya'nın bu güzel üniversitesinde böyle bir merkezin varlığıyla duyduğum gururu tarif edemem. Hem geleneksel Türk müziği enstrümanlarını koruyan hem de yeniliklere açık olan bu atölye, müziğin evrensel dilini anlamamızı sağlıyor.
Ziyaretimizin sonunda, Prof. Dr. Mehmet Gönül'ün saz icrası da sohbetimizin tatlı bir kapanışı oldu. O an müziğin sadece bir ses değil, bir duygu, bir yaşanmışlık olduğunu bir kez daha hissettim. Bu güzel çalışmalara imza atan herkesi gönülden tebrik ediyorum. Türk müziği bu atölye sayesinde hep yaşayacak, hep daha güçlü bir şekilde yankılanacak.
Müziğin ruhu daim olsun.
Değişim Yok, Sen Varsın!
Sinemanın Kalbi Nerede ?
SAHTE ÜSTÜNLÜK
Velivizyon: Eğitimde Ailenin Gücü
Filistin İçin Çiziyorum
Pîrî Mehmet Paşa Zaviyesi ve Camii / Dereli Kemal
Cevap Yoksa Engel Devam
Yeni bir Dönem
UTANÇ VERİCİ SESSİZLİK
AYASOFYA ANLATTI