Kan Bağışı mı? Hacamat mı?
Paramızı Vermezseniz Kamçısı
KAPI KAPI
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bir ağacın altında, püfür püfür esen rüzgarın bağrından uçsuz bucaksız bir manzaraya doğru bakarken şekilleniyor bu yazı. Canlandırsana gözünde, bir kaç dakika duraklama yazısı okuyalım birlikte...
Hayatını yavaşlayınca ne hissediyorsun,
Hiç düşündün mü?
Yoksa hiç yavaşlamadın mı ?
Bir denesene, ne çıkacak içinden ?
İnan her birimizin içinden ,zannettiğimizden başka biri çıkacak...
Belki onu tanımadığımız için yavaşlamıyoruz yada tanıyor, kendimizle yüzleşmekten çekiniyoruz
Karşılaştığımız o başka biri "ne der bana acaba” diye korktuğumuz için o hengamenin devam
etmesini istiyoruz; Sen karar ver !
Duymuyoruz, dinlemiyoruz , görmüyoruz
Oysa tefekkür haline daldığımız zaman hepimiz yolculuğumuzu düşünüyoruz
Anne rahminden düştüğümüz dünyada neler yaşadık
Hadi bi yolculuğa çıkalım ;
Agu'larla ilk ritmi yakalamaya başlıyoruz
Dokunarak hissetmenin verdiği o muhteşemliği keşfediyoruz
Önce kelimeleri oturtuyoruz ürkek dudaklarımıza Duyduklarımızı tekrar ediyor, Tekrar ettiklerimizin manasını bilmesek de o ritmi seviyoruz
Her şeyin RİTMle başladığına inanıyoruz bi süre Gülümsemeleri bırakıyoruz avuç avuç başka gözlere
Ahh o gülümsemelerimizi bıraktığımız gözler.. hiç bitmeyecek inan. O gözler acıtacak canımızı sonrasında...
Ardından mırıldanarak ayağa kalkmaya başlıyoruz
Mırıldanışımızı dinlerken dengenin daha önemli olduğunu farkediyoruz
İlk adım ! O ilk adımı attığımız an, gözlerimiz ayaklarımızda olsa da gönlümüz ötelere aşık olmaya başlıyor
Offişte tam da o an!
Bedenimizi kontrol edebilmenin bizi daha özgür kılacağını düşünüyoruz
Özgürlük ilk orda giriyor kanımıza
Ya da var olan özgürlüğü ilk orada keşfediyoruz Farketmez... özgür olabilmek hedefimiz haline geliyor Oysa ki güvenli bir elden tutunca daha rahat yürüyeceğiz Ama ‘kendim gitmeliyim' düşüncesiyle bir bir bırakıyoruz ellleri..
Mücadele tam da O AN başlıyor
Ve bir ses ; "haydi” diyor hayat "buyur madem önden alalım seni”
...……………
Sonra, bugün olduğu gibi bir ağaca verip sırtını film şeridini izlemeye koyuluyoruz
Aklımıza ilk mücadelelerimiz geliyor
Kimse kolay elde ettiklerini düşünmez çünkü...
İlk hissettiğimiz, aldığımız yaralarımızdır
Acıyı mı seviyoruz, yoksa yaralarımıza aşığız bilmiyorum
Kanayan her noktamızı sanki o an açılan bir yaraymış gibi yeniden hissediyoruz Ahh o yaralar hiç unutulmaz
Gariptir insan !
Günlerce kıvranışlarımızı unutup bir de "ben aldım bu yaraları ve ben yaptım pansumanını, ben sardım” hepsini diyoruz
İçten içe gurur duyuyoruz acılarımızla
O yaralarla, yeni YÂRlar arıyoruz
Yaraya yâr iyi gelir zannediyoruz
Ve öylece yeni yaralar,farklı insanlar, bitmeyen savaşlar, gözyaşları , kahkahalar.. biriktirip duruyoruz Çekmecelerimizi kontrol ediyoruz Hangi insanı hangi çekmeceye yerleştirdiğimizi düşünüyoruz
Bir melodi yakalayacağız, bir kafiye daha ekleyeceğiz diye debelenip duruyoruz
Hayat;
Bir şiir belki hepsi, Nolsun ki !
O yüzdendir ki ;
Her insan hayatının şiirini yazmak için uğraşıyor
Emekleyen o minik gülüş, artık koşmaların aşığı oluyor
Gitmelerin
......……………
Heyy hayat ; Gitmelerin delisiyiz
Bir başına gitmelerin, keşfetmelerin delisiyiz
Bu deliliği ,bu keşfedişi seviyoruz
Her gitme yeni bir yara , her keşfediş yeni özgürlükleri getiriyor
Gittikçe büyüyor, büyürken aşık oluyor , tökezliyor , düşüyor, yeniden kalkıyoruz
Her ne olursa olsun
Biz gitmelerin delisiyiz...
Son cümle şu ki ;
Herkes senin başardıklarını alkışlarken , oraya nasıl geldiğinle ilgilenmeyecektir. Acısını hala hissettiğin kırıklarını, üstüne döktüklerini, neler feda ettiklerini, nasıl yaralar aldığını göremeyecektir ..
Dinleme ve git !
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
Yeni Bir Yıla
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Gerçek Olan Kazanır
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
En Uzun Yolculuk Bir Adımla Başlar
Kızılören’de Bin Yıllık Peynir Şöleni
HAİNLERE İNAT ÇALIŞACAĞIZ!
Güneşin Tuzla Dansı