BİR KÜLTÜR İNSANI: FAHRİ ÖZPARLAK
Altın yatırımcılar için koruma kalkanı oldu
FOSİL DÜŞÜNCE
Her Kitabın Anlaşılma Rehberi Tek Bir Kitaptır
Tarımın Kalbi Konya’da Attı
SİYASET GERİLİM DEĞİL, ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.
RAMAZANDA KAZANDIĞIMIZ GÜZEL ALIŞKANLIKLARI HAYATIMIZIN TAMAMINA HÂKİM KILMALIYIZ
KONYADA TRAFİK
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Biri cumhurbaşkanına söylesin, Konya’yı kaybediyoruz
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Gençleri mehdi mi kurtaracak?
Destansı Galibiyet
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
İslâm; hem maddi ve hem de manevi olarak yardımlaşmayı emretmektedir. Nerede bir ihtiyaç sahibi Müslüman kardeşimiz var ise onlara mutlaka maddi ve manevi destek olmalıyız. Yardımlarımızı önce en yakınımızdan başlamak suretiyle vermeliyiz. İhtiyaç sahibi kardeşlerimizin yaralarına merhem olmak için, Zekât, Sadak, Fitre, İnfak gibi maddi yardımları en yoğun olarak yapmalı, ayrıca dualarımızla manevi desteğimizi zirveye çıkarıp, kendimizin ve sevdiklerimizin kurtuluşlarını sağlamak için çalışmalıyız. İslâm; İnfak, Zekât, Sadaka gibi emirlerle maddi yardımları, ihtiyaç sahiplerine vermemizi emretmektedir. Yardımlaşma, kardeşlik duygularımızın kuvvetlenmesi, zenginle fakir arasındaki kaynaşmanın sağlanması gibi çok önemli güzellikleri içinde barındırmaktadır.
Dini bir terim olarak İnfak; Allah (c.c.)'ın hoşnutluğunu elde etmek amacıyla kişinin kendi servetinden harcaması, muhtaçlara aynî ve nakdi yardımda bulunması demektir. İnfak, Zekât, Sadaka, kısaca Yardımlaşma konularındaki âyet-i kerimelerden bazılarını aktararak konunun önemini belirtmek istiyorum. "De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe Sûresi âyet: 39) "Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça «iyi»ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmran Sûresi âyet:92) "Onlar (O kullar), İnfak ettikleri (harcadıkları) vakit israf etmezler, cimrilik de etmezler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkan Sûresi âyet:67) "Yine sana iyilik yolunda ne infak edeceklerini (harcayacaklarını) sorarlar. «İhtiyaç fazlasını» de. Allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.” (Bakara Sûresi âyet:219)
Sadaka; İslâm'ın emri gereği olarak Müslümanların Allah (c.c.)'ın hoşnutluğunu kazanmak için şartlarını taşıyan ihtiyaç sahiplerine gönüllü olarak verdikleri maddi yardımlara verilen isimdir. Bu anlamda sadaka; zekât, keffâret, fitre, fidye ve adak'ı içine almaktadır. Zekât; fakirin zenginin malı üzerindeki zorunlu bir alacağıdır. Zekât parası ile hayır kurumları yapılamaz. Sadece ve sadece fakirin hakkı olup, ihtiyaçları için harcanır. Cami, Okul, Kuran Kursu, Hastahane yaptırma v. b. amaçlı verilen her türlü yardım, infak emri gereğince yapılmaktadır. Zekât'ta verilecek olan miktar bellidir. Ancak İnfak ta bir sınır yoktur. Hz. Ebu Bekir (r.a.) gibi isteyen malının tamamını da verebilir. Hz. Ömer (r.a) gibi isterse malının yarını verebilir. İsterse zorunlu vermesi gereken, zekât, fitre dışında malının bir kısmını da veya tamamını da verebilir. İnfak ederken de âyet-i kerimede ifade buyrulduğu gibi ifrat ve tefrite, israf ve cimriliğe kaçmadan ihtiyaç fazlasının verilmesi yeterlidir. İnfak çok geniş kapsamlı olduğu için İnfak edenler övülmüşlerdir.
Zekât; İslam'ın beş temel şartından birisidir. Kelime anlamı; temizlemek, arıtmak, bereketlendirip çoğaltmaktır. Dini anlamı ise; nisap miktarı zenginliğe sahip olan Müslüman'ın Allah (c.c.)'ın emrettiği miktarı ihtiyaç sahibi Müslümanlara vermesidir.Zekât vermekle, bedenimizi ruhumuzu temizlemiş olmakla birlikte mallarımızın da bereketlenip çoğalmasını sağlamış oluruz. İnfak ederek, nifaktan, münafıklıktan korunmuş oluruz. Sadakalarımızla da, Rabbimize Sadakat göstermiş oluruz. Maddi ve Manevi yardımlaşma duygumuzu her zaman diri ve taze tutup yerine getirerek Rabbimizin rızasını kazanıp gerçek anlamda kurtuluşa erenlerden olalım. Zekâtı emreden birçok âyet-i kerime vardır. Bu ayetlerden birkaçını aktarmak istiyorum: "İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât veren var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.”"İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözünü yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakiler ancak onlardır!” "Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter. Allah, yapmakta olduklarınızı bilir.” (Bakara Sûresi âyet:277, 177, 271)
Zekât: Tevbe süresinin 60. ayetinde belirtilen kimselere verilir. Fakirlere (nisap miktarı malı olmayan), yoksullara( hiçbir şeyi olmayan) borçlulara (borcundan fazla nisap miktarı mala sahip olmayanlar), kölelere (hürriyetlerine kavuşturmak için), kalpleri İslâm'a ısındırılanlara, zekâtı toplayan görevlilere, yolculara, (memleketinde malı, parası olduğu halde yolda parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kişilere memleketlerine gidecekleri kadar zekât verilebilir) Allah yolun da mücadele eden, kendini ilme vermiş kimselere verilir.
Rabbimiz; mazlum ve mağdur olan gerçek ihtiyaç sahiplerine sahip çıkmayı, vereceğimiz Zekât, Sadaka ve İnfaklarımızla da Rızasına kavuşanlardan olmamızı nasip eylesin.Sıhhat ve afiyetler dilerim
RAMAZANDA KAZANDIĞIMIZ GÜZEL ALIŞKANLIKLARI HAYATIMIZIN TAMAMINA HÂKİM KILMALIYIZ
ARİFE GÜNÜ VE RAMAZAN BAYRAMININ ÖNEMİ
SEKSEN ÜÇ YIL DÖRT AYDAN DAHA DEĞERLİDİR KADİR GECESİ
SADAKA; ZEKÂT, İNFAK, SADAKA-İ FITR İLE MAZLUM, MAĞDUR, MAHSUN GÖNÜLLERİ GÜLDÜRELİM
KUR’AN-I KERİM’İ OKUYUP, ANLAYIP, HÜKÜMLERİNE UYGUN YAŞAMALIYIZ
BEREKETLİ RAMAZAN, ORUÇ AY’I HOŞ GELDİN
28 ŞUBAT POST MODERN DARBESİNİ UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ!
SİYONİST İSRAİL VE EMPERYALİST AMERİKANIN YIKILACAĞI GÜNLER YAKINDIR.
MAHKEME-İ KÜBRADA BERÂT ETMEK İÇİN ÇALIŞMALIYIZ
MERHAMET ETMEYEN KİMSEYE MERHAMET OLUNMAZ