AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
İNCELİKLER
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
Kavgaların Asıl Sebebi Nedir?
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
İslâm; şans faktörüne dayalı olan her türlü tertip ve oyunları yasaklanmıştır. Müslüman, hayatını helâller dairesinde yaşayıp, bütün haramlardan kaçınmak zorundadır.
Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar'ın şans oyunları ile ilgili olarak geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu açıklamayı siz değerli okuyucularıma aktarmak istiyorum:
"Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu; ‘Şans faktörüne dayalı olan piyango, toto, iddia, müşterek bahis, ganyan gibi tertip ve oyunlar kumardır ve haramdır. Bu tür kumarların, geniş kitlelerin iştirak etmesi sebebi ile zararı daha da yaygın olmaktadır.' Bir şeyin helâl-haram oluşu herkesin yapmasından belirlenmez. Helâli-haramı din belirler. Haramı yapan kişi sonuçlarına katlanır. Herkes piyango alıyor bende alayım anlayışı yanlıştır. Helâl rızık çok önemlidir. Şans oyunları emeksiz kazanç olduğu için haramdır. Piyango, şans oyunları da kumar olduğu için haramdır.
Milli piyango alırken, para çıkarsa o parayla hayır yaparım diyenler büyük bir hataya düşmektedirler. Kirli suyla abdest alınmaz.”
Piyango ve benzeri haramların kesinlikle Millisi olamaz. Bir şeyin Milli olması demek, milletin inancına ve değerlerine uygun olması demektir. İslâm'a ve milletimizin değerlerine uymayan, her türlü haram işler de yasaklanmalı, çalışıp, alın teri ile kazanmanın önemi öğretilmelidir. İnanıyorum ki, yetkililerimiz bugüne kadar birçok problemi çözdüğü gibi, devlet eliyle yapılan bütün şans oyunlarını da kaldırarak, var olan yanlıştan vazgeçme kararını alırlar. Böylece Devlet eliyle, işlenmekte olan haramların da önüne geçilmiş olur.
Milâdi Yılbaşı, tarih başlangıcı olarak Müslümanlara ait değildir. Aslında kış gün dönümünü kutlama âdeti çeşitli Asya ve Avrupa putperest (pagan) topluluklarında vardı. Tarihî kayıtlara uygun olmadığı halde Hz. İsa (a.s.)'ın doğduğu gün bazı kiliseler tarafından 25 Aralık'a çekildi, eskiden beri yapılmakta olan kutlamaların Hristiyanlığa dâhil edilmesi hedeflendi. Ancak zaman içinde yılbaşı kutlamalarına katılan kiliseler aynı tarihte birleşemeyerek farklı tarihleri benimsemişlerdir. Yılbaşında yapılan Noel Yortusuna (Hristiyanlığa mahsus bir âyine) adı karıştırılan Noel (Aziz Nichola, Santa Claus) aslında; tarihî bir şahıs olarak bir Hristiyan azizi (ermişi) dir. Zaman içinde bu azizin tarihi kimliği değiştirilmiş, kendisiyle ilgili birçok efsâne uydurulmuş ve ilk defa 17. asırda Almanya'da Noel
Yortusuna karıştırılmış ve sonrasında bu uygulama Hristiyan dünyasına yayılmıştır.
Hadis-i Şerifte: "Kim herhangi bir kavme (gruba) benzeşirse o da onlardandır.” buyurulmuştur.
Özellikle bu hadis-i şerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere işaret eder. Şeklî benzeşmenin sonucu, itikadî benzeşmeye götüreceğini anlatır. İbn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihi gerçeklere parmak basar.
Mağlupların, galipleri taklit etme psikolojisi yaşadıklarını anlatır. İnsan ancak sevdiğini, takdir ettiği ve büyük gördüğünü taklit eder. Şeklî taklit itikadî taklide götürür. Bu ilmi gerçeğe de dikkat çektikten sonra genel bir fıkhî kaideyi hatırlatıp, mesele hakkında âlimlerimizin istin batlarını (bir kısmını verdiğimiz naslardan çıkardıkları hükümleri) nakledeceğim. İttifakla kabul edile bu fıkhi kaide şudur:
"Müslüman'ın, bir başka dinin şiarı (alametifarikası) olan bir fiili kendi ihtiyarı ile yapması küfürdür."
Yılbaşı v.b. kutlamalar, âlimlerimizce başka dinlerin ve inanç sistemlerinin şiarları olarak görülmüş ve bu konudaki hüküm ona göre verilmiştir.
"Onların çoğu şirk koşmaksızın Allah'a iman etmezler." (Yusuf Sûresi âyet:12/106)
Allah'a inandığını söyleyenlerin de şirk koşuyor olabileceklerini, ya da şirk koşanların da Allah'a inandıklarını söyleyebileceklerini âyet-i kerimeden açıkça anlayabilmekteyiz. Arabistan halkında tek tanrı inancı vardı; ancak çeşitli şekillerde Allah'a ortak koşuyorlardı. Müşrikler "Tanrıya yaklaşmak için putlara tapıyoruz derlerdi” Bu ve benzeri inanç ve anlayışların tamamının yanlışlığı da vurgulanmıştır.
Hülâsa: 1- Yılbaşı gibi başka inançların şiarı olan günlere, o güne tazîm ve kutlama maksadıyla katılmak, aynı maksatla o günlerde tebrikleşmek ve hediyeleşmek, yine aynı maksatla hindi vb. almak, yemek, ziyafet çekmek, aynı maksatla bu tür kutlamalara katılmak Müslüman'a yakışmaz. Bu kutlamalara katılmış ve tövbe etmemiş bir insanın imanından, ibadetlerinin boşa gitmesinden korkulur.
2- Yılbaşı gecelerinde her türlü ahlaksızlık sanki doğruymuş gibi kendini Müslüman diye tanıtanlarca da meşru gösterilmekte, içki v.b. olumsuzluklar büyük bir çılgınlık içinde tüketilmektedir. Müslüman, her zaman haramlardan uzak durmalıdır. İnsanlar inançlı olmasalar bile bilimin zararlı gördüğü, Ampirizm (deneycilik) yöntemi ile somut olarak yanlışlıkları ortaya konulan içki v.b. kötü fiillerden uzak durmaları gerekir. Çünkü içki bütün kötülüklerin anasıdır. Trafik kazaları, öldürmeler, boşanmalar v.b. fert ve toplum açısından ortaya çıkan birçok problemin asıl kaynağıdır. Müslüman Yılbaşını kesinlikle kutlayamaz ve kutlamamalıdır. Dinde zorlama yoktur. Başka inanç sahiplerine karışamayız. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi yeni bir yıla girerken kendimizi hesaba çekmeli, kulluk görevimizi daha iyi yapmak için gayret sarf etmeliyiz. Kısacası imtihanda olduğumuz bu dünya hayatın da geçen her günümüzü ve yılımızı hakkıyla değerlendirebildik mi? Sorusuna cevap arayıp, nefs muhasebemizi her zaman yapmalıyız.
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
HAKİKİ VUSLAT ÖLÜMLE MÜMKÜNDÜR
BAŞARI; ÇALIŞMAKLA MÜMKÜNDÜR
AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
NAMAZ; İSLAM DİNİNİN DİREĞİDİR
YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU!
ŞEHİD YAHYA ES- SİNVAR’IN VASİYETİ