AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
İNCELİKLER
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
Kavgaların Asıl Sebebi Nedir?
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Malumunuz geçtiğimiz Pazartesi gününden itibaren Hicri 1434. Yıl tamamlanmış ve 1435. yıla girmiş bulunuyoruz. Bu vesile ile Hicri Yılınızı tebrik eder, Alem-i İslam’ın kurtuluşuna vesile olmasını Allah (c.c.)’dan niyaz ederim.
Peygamberimizin Hz. Muhammed(s.a.s) ,Mekke-i Mükerremeden Medîne-i Münevvere ye hicret ettiği 622 Mîlâdi yılı Hicretten 17 yıl sonra Hz. Ömer(r.a.)'ın halifeliği döneminde, Hz. Ali (r.a.)'ın teklifiyle bu yolculuk, Hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiş ve isim olarak “Hicrî Yıl” denilmiştir. Mîlâdî takvimde Güneşin hareketleri esas alınmış, Hicri Takvimde ise Kamer (ay)’ın hareketi esâs alındığı için , “Hicrî Yıl ,Kamerî Sene” veya “Sene-i Kameriyye” olarak da isimlendirilmiştir.
Hicrî Yıl da, Mîlâdî, Rûmî Yıllar gibi 12 ay esâsına dayanır ve Muharrem ayı ile başlar, Zilhicce ile sona erer. Kameri aylar: Muharrem, Safer, Rebîul-evvel, Rebîül-âhir, Cemâzil-evvel, Cemâzil-âhir, Receb, Şâbân, Ramazân, Şevvâl, Zil-kâde, Zil-hicce’dir.
Efendimizin Peygamber olarak gönderilmesi sonucu karanlık yerini aydınlığa, zulüm yerini adalete, kararan, körelip ölmüş gönüller, vicdanlar merhamete, İman nuruyla kavuşmuşlardır. Ancak bu nurdan rahatsız olan Müşrikler Efendimizi öldürmek istiyorlardı ve her geçen gün Müslümanlara eza ve cefalarını artırmaktaydılar. Yaklaşık olarak Mekke de on üç yıllık bir mücadeleden sonra hicret emri gelmiştir.
Âyet-i Kerîmede: “ Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır.” (Saff Sûresi âyet:8)
Müşriklerin, Müslümanlar’a karşı uyguladıkları eza ve cefaları arttırmış olmalarından dolayı Miladi 622 yılında Müslümanların, Mekkeden Medineye hicret etme izni Allah (c.c.) tarafından Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.s.)’e verilmiştir. Öncelikle Müslümanlar Medine ye gönderilirler. Son olarak da en yakın sadık arkadaşı Hz. Ebu Bekir (r.a.) ile beraber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Mekkeden Medineye hicret etmişlerdir. Hicrete karar veren Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), öncelikle üzerinde bulunan Müşriklerin emanetlerini sahiplerine teslim etmesi için Hz.Ali (r.a.)’a bırakmıştır. Bu husus gerçekten çok anlamlıdır. Üzerinde önemle durmamız gerekir. Efendimiz kendisini öldürmek isteyen Müşriklere karşı onların mallarını yine kendilerine teslim etme noktasında gerekeni yapmıştır. Efendimiz, müşrikler tarafından bile Muhammedül Emin olarak tanınmıştır. Peygamberler güvenilir kimselerdir. Bu özelliğini Hicrette, Efendimiz uygulamaları ile düşmanlarına bir kez daha net şekilde göstermiştir.Hicret’ten çıkaracağımız çok önemli dersler vardır. Hicrete Yol arkadaşı Hz Ebubekir(r.a.)’la beraber çıkan Efendimiz (a.s.) Medine’ye gidecek olmasına rağmen, tam tersine öncelikli yolculuk yapmıştır. Halbuki örümcek ağı çok dayanıksızdır. Koruyan ve kollayan Allah (c.c.), sevdiklerini en zayıf örümcek ağıyla da korur. Müşriklerin gözleri önünde Yasin Suresini okuyup çıkıp gitmelerine rağmen görünmemişlerdir. Yolculuğun her aşamasında zahmet çekerek Medine’ye ulaşmışlardır. Allah(c.c.)’ın gücü her şeye yeter. Bir şeye ol dedi mi o hemen oluverir. Yeter ki kul Allah’a samimi olarak teslim olsun.
Medine’nin o dönem nüfusu yaklaşık olarak on bindir. Müslümanların sayısı da 3.600 civarındadır. Büyük çoğunluğu Yahudilerden oluşmaktadır. Az da olsa Hıristiyan ve diğer inanç mensupları da bulunmaktadır. Beni nadir, beni kaynuka, Kureyza Yahudileri ile antlaşmalar yapılmıştır. Medine de yaşayan nüfusun sadece üç kişiden birinin Müslüman olduğu bir yapıda Müslümanların Devletlerini kurma başarısını gösterdiklerini öğrenmekteyiz. Sayıların çokluğundan ziyade,İmanlı, nitelikli, donanımlı insanların olduğu yerlerde, niceliklerin, sayıların çokluğunun hiç de önemli olmadığını anlamamız bakımından hakikaten önemli bilgileri öğrenme imkanına sahip olmaktayız.
Hicret, maddi ve manevi her türlü fedakarlığın yapıldığı, gerekirse anne-baba, eş, evlâtların ve mülklerin, terkedilebildiğini açıkça gösteren kutlu bir yolculuktur. Hicret, hakkın batıla, iyinin kötüye galip gelmesidir. Hicret, Tevhid inancının kalplerde kökleşmesinin göstergesidir.
Allah (c.c.) Rızası için hicret edip, yine O’nun Rızası için hicret edenlere yardım edenler Kur’an-ı Kerimde övülmektedirler. “İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek Mü’minler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.” (Enfal Sûresi âyet:74)
“Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti. (Dedi ki:) Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır ve karşılığın en güzeli O'nun katındadır.” (Ali İmran Sûresi âyet:195)
Rabbim, her birimize batılla mücadele etmeyi, Ensar ve Muhacir kardeşliği ekseninde şuurlu hareket etmeyi nasip etsin. Sıhhat ve âfiyetler dilerim.
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
HAKİKİ VUSLAT ÖLÜMLE MÜMKÜNDÜR
BAŞARI; ÇALIŞMAKLA MÜMKÜNDÜR
AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
NAMAZ; İSLAM DİNİNİN DİREĞİDİR
YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU!
ŞEHİD YAHYA ES- SİNVAR’IN VASİYETİ