AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
İNCELİKLER
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
Kavgaların Asıl Sebebi Nedir?
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Dinimiz İslâm'a göre; Helâl kazanç ve Helâl lokmanın Önemi çok büyüktür. Yapacağımız bütün ibadetlerin makbul olmasının en temel ve vazgeçilmez şartı alın teri ile helâl yoldan kazanılan, helâl lokmadır. Müslüman, tamahkâr olmadan, helâl yoldan kazandıkları ile iktifa edip, ibadet ve taatlarını emredilen şekilde yapmalıdır.
Allah (c.c.)'tan bol, bereketli helâl kazanç istemeliyiz. Helâl lokmayı temin etmek içinde elimizden geldiğince çalışmalıyız. Bu istek ve çalışmalarımıza rağmen arzu ettiklerimizi temin edememişsek şöyle düşünmeliyiz. Belki de çok imkâna sahip olmak benim kurtuluşuma değil, dünya imtihanını kaybetmeme vesile olacaktı dememiz gerekir.
Şunu kesinlikle unutmamalıyız ki; dünyevi, maddi konularda bizlerden daha az imkâna sahip olanlara bakarak şükrümüzü artırmalı, onlara yardımcı olmak için çalışmalıyız. Uhrevi, Manevi konularda ise bizden daha iyi yaşayanları örnek alıp, onları geçmek için tatlı ve güzel bir yarışın içine girmeliyiz.
Maalesef günümüzdeki mukayeselerin bir çoğu hep dünyevi anlamda yapılmakta, uhrevi değerlendirmelere ise hep mesafeli olunmaktadır. Bu izahımızı birkaç örnek vererek açıklayalım. Dünyevi mukayeseler yapılırken, Ahmet bey'in Trilyonları, Yatları, katları, pahalı otomobilleri var denilerek hep ona özenilmekte, fakat uhrevi mukayeseler nedense çok yapılmamaktadır. Esasen, Mehmet bey, beş vakit namazını camide cemaatle kılmakta, gece teheccüd'e kalkmakta, helâlinden kazanıp helâl lokma yemekte v.b denilerek onu geçmemiz için tatlı bir yarışın içine girmemiz gerekmektedir.
Âyet-i Kerîmelerde: “Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.” “Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin.” (Bakara Sûresi âyet:168,172) “Ey Peygamberler! Temiz olan şeylerden yiyin; güzel işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkıyla bilmekteyim.” (Mü'minun Sûresi âyet:51) buyrulmaktadır.
Mü'minun Suresinin 51. Âyet-i Kerimesinden; Peygamberlere ve onların sonuncusu olan Hz. Muhammed (s.a.s)'e yöneltilen bu hitaptan, inkârcıların kanaatlerinin aksine, Peygamberlerin de birer beşer olduğu ve onlar için, Allah'ın lütfu olan güzel ve helâl rızıklardan yararlanmanın bir kusur olmadığı, asıl önemli olan ve onlara yaraşan şeyin, iyi davranışlarda bulunmak, Allah'a en güzel şekilde kulluk etmek olduğu anlaşılmaktadır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s) Hadis-i Şeriflerinde: “Hiç kimse kendi elinin emeğinden daha hayırlı bir yiyecek asla yememiştir.”( Buhâri, Büyû, 15 ) “Haram lokma ile beslenip büyüyen bir insan ateşe daha layıktır”( Tirmizî, Cum'a, 79) buyurmaktadır.
Kazançlarımızda haramdan ve haram şüphesinden kaçınmak için gayret göstermeliyiz. Yaşadığımız bu zaman dilimini çok iyi değerlendirmeli, koşuşturma içinde olduğumuz, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığımız günlerimizde, haramlardan sakınıp, helaller dairesinde hayatımızı yaşamalıyız. Helallere sahip çıkamayıp yitirdiğimiz zaman kazançlarımızın bereketi kaybolur, evimizin, ailemizin huzuru kaçar. Helâl kazanç ve helâl lokmaya azami gayreti gösterirsek hem dünyevi, hem de uhrevi âlem de kurtuluşa erenlerden oluruz.
Her an ve her zaman kendimizi hesaba çekmeli, vicdanımızın sesini dinlemeliyiz. Kendimizden, cüzdanımızdan, soframızdan emin olmak için haramı, helali mutlaka ve daima hatırlamalıyız. Bu hatırlayışımız helâl'e gidip, haramlardan korunmamıza vesile olmalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, toplumsal bilinç oluşturmak amacıyla bu sene Ramazan ayında “Helâl Kazanç-Helâl Lokma” konusunu gündeme taşımıştır. Böylesine önemli bir konuda toplumu bilgilendirmek, bütün yönleriyle anlatıp, Müslüman kardeşlerimizi bilinçlendirip, şuurlandırmaya çalıştıkları için Diyanet İşleri Başkanlığımızı gönülden tebrik eder, buna benzer çok güzel başarılarla dolu hizmetlerinin daim olmasını dilerim.
Bu vesileyle Ramazandan gereği gibi müstefit olup kazançlı çıkmayı, her zaman helâl ve bereketli rızıklar peşinden koşup, haramlardan uzak durarak güzel ahlâk sahibi olmayı Rabbim, her birimize nasip eylesin. Sıhhat ve âfiyetler dilerim.
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
HAKİKİ VUSLAT ÖLÜMLE MÜMKÜNDÜR
BAŞARI; ÇALIŞMAKLA MÜMKÜNDÜR
AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
NAMAZ; İSLAM DİNİNİN DİREĞİDİR
YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU!
ŞEHİD YAHYA ES- SİNVAR’IN VASİYETİ