İMAM HATİPLERİMİZ
Çözüm değil sonlandırma süreci
MASADAKİ ATIŞTIRMALIK ÇEREZ: UKRAYNA
BEREKETLİ RAMAZAN, ORUÇ AY’I HOŞ GELDİN
Konyaspor İstediğini Aldı
Şubat ayı enflasyon verileri merkez bankasının faiz indirim kararını kolaylaştıracak
YAŞA ONU
Şeytanı Ne Davet Eder?
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
BEREKET, HUZUR, UMUT...
TERÖR VE TERÖRİZM
SURİYEYİ BEKLEYEN TEHLİKELER
Ortadoğu’da Yeni Oyun: Silahla Olmadı, Parayla Dene
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Fitne ve Fesat çıkarmak Müslüman olan hiçbir ferde yakışmayan özelliklerdendir. Hangi amaç için olursa olsun, ister Mevki, Makam, İsterse Para, Şan, Şöhret v.b. olsun, kesinlikle kabul edilebilir bir tarafı yoktur. İnancımız İslâm’a göre, fitne , İnsanı öldürmekten daha kötü olarak değerlendirilmiştir. Açıkça fitne ve fesattan kaçınmamız gerektiği emredilmiştir. Suriye’de, Mısırda, dünyanın dört bir yanında çıkarılan Fitne sonucu, maalesef yüzlerce, binlerce masun insan katledilmektedir. Aynı sıkıntıları yaşamamak için bizler çok büyük fedakârlıklar yapmak durumundayız.
Ancak zaman zaman dünyevi menfaatler uğruna insanların nasıl fitneyi uyandırıp azdırdığına da üzülerek maalesef şahit oluyoruz. Geçmişte yaşanan hırsların nasıl düşmanlıklara vesile olduklarını çok net biliyoruz. Aynı yanlışlara düşmemek için her bir Müslüman elinden gelen çabayı, gayreti göstermelidir.
Günümüz Müslümanlarının en çok ihtiyaç duydukları konulardan birisi, beklide en önemlisi, birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberlik ruhunu kaybeden toplumlar, her şeylerini kaybetmek zorunda kalırlar. Fertleri birbirine düşmüş milletler, yok olup gitmeye mahkûmdurlar. Tarih bunun en büyük şahididir. Onun içindir ki dinimiz, birlik, beraberlik ve kardeşliğin önemini vurgulanmış, fitne ve tefrikanın çok tehlikeli olduğunu da açıkça belirtilmiştir.
Bu dünya ya gönderilişimizin bir gayesi vardır. İmtihan için gönderildik. Hayatımızın her döneminde, İmanlı olarak yaşayıp, haramlardan, fitneden, fesattan kaçınarak helaller dairesinde, emredilenleri yaparak, ahlaklı, dürüst kişilik sahibi insanlar olmamız, Rabbimizin bizler için emrettiği hususlardır.
Âyet-i Kerimelerde: “Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün. İşte kâfirlerin cezası böyledir.”
“Eğer onlar (savaştan) vazgeçerlerse, (şunu iyi bilin ki) Allah gafûr ve rahîmdir.”
“Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.” buyrulmuştur. (Bakara Sûresi âyet:191-193)
Gelip geçici olan dünya menfaatlerine kapılarak, gerçek, kalıcı olan uhrevi menfaatler göz ardı edilmemelidir. Dünyaya gönderilişimizin gayesi kulluktur. İbadetlerimizi Allah (c.c.) Rızası için yapmalıyız. Gelip geçici olan hiçbir dünya menfaati, İnandığımız İslâm’a göre hayat yaşamaktan bizleri uzaklaştırmamalı, aksine dünya nimetleri imkânlar arttıkça, kulluğumuzun daha çok farkına varmalı, şükür ve itaatımız artmalıdır.
Nefsimiz, Şeytan, kısacası Tâğut olan her şeyden uzak durmalı, Tevhide, Hakka, Hakikate, Adalete, Güzel Ahlâk’a sahip çıkarak, fitneden, fesattan, uzak durmalıyız. Hayatımızı, İslâm’ın emirlerine uygun yaşamalı ve yasaklanmış olan haramlardan da uzak durmalıyız. Hayatımızı İslâm’a uygun yaşadığımızda; imtihan için gönderildiğimiz dünya hayatını gereği gibi değerlendirmiş olmamız sonucu, ebedi olan Ahiret yurdunda mükâfatlandırılmaya hak kazanabiliriz.
Müslüman’ım diyen kişi, hangi Gruptan, Cemaatten, Vakıftan v.b. olursa olsun her hangi bir hususta ayrılığa düştüklerinde hakem olarak Kur’an ve Sünnet’e göre çözüm bulmak durumundadır. Şahsi, nefsani yaklaşımlar fitnenin körüklenmesine, artmasına vesile olur.
Nifak tohumları ektiğin yeter,
Bilir misin fitne, katilden beter. Cengiz Numanoğlu
Başıboş bırakılmadığımız her halimizin ve davranışımızın, adeta video kameraya çekildiği, kirâmen katibin meleklerince her anımızın yazıldığı, yaptığımız işlerin amellerin zerre miktarı da olsa karşımıza Ahiret yurdunda çıkarılacağı, kısacası bu dünyaya imtihan için gönderildiğimiz gerçeğini hiçbir zaman unutmamalıyız.
Her birimiz özel çıkarlarımızı, Mevki-Makam hastalığımızı, Para-Pul, Şan-Şöhret tutkunluğumuzu bir kenara bırakarak, etrafımızı saran fitne ateşine karşı Şuurlu hareket etmeliyiz. Birlik ve beraberliğimizi koruyup, Müslümanların sıkıntılarını gidermeye çalışanlardan olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
BEREKETLİ RAMAZAN, ORUÇ AY’I HOŞ GELDİN
28 ŞUBAT POST MODERN DARBESİNİ UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ!
SİYONİST İSRAİL VE EMPERYALİST AMERİKANIN YIKILACAĞI GÜNLER YAKINDIR.
MAHKEME-İ KÜBRADA BERÂT ETMEK İÇİN ÇALIŞMALIYIZ
MERHAMET ETMEYEN KİMSEYE MERHAMET OLUNMAZ
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
NAMAZ MÜ’MİNİN MÎRACIDIR
İSLAM VE SAVAŞ
OSMANLI’DA ADALET VE BİZANS PAPAZLARININ MÜSLÜMAN OLUŞLARI
DOĞALGAZ KULLANIMINDA DA İSRAFI ÖNLEMELİYİZ