EĞİTİM SİSTEMİMİZİ DEĞERLERİMİZ İLE MÜCEHHEZ KILIP İHRAÇ ETMELİYİZ

     Dini, ahlaki, siyasi, sosyal, ekonomik, bilimsel ve benzeri, hayatımızın bütün alanlarında başarılı olmamızı sağlayacak esas, emanetlerin ehline verilip, adaletle hüküm verilmesi ile mümkün olacağının bilinmesi gerekmektedir. Toplumumuzu arzu ettiğimiz bütün güzelliklerle dolu hale getirmemiz, fertlerimizin iç dünyalarını değiştirmemizle mümkündür. Bu değişimi sağlamak eğitim sistemimizin değerlerimiz üzerinde inşa edilip dünya insanlığının kurtuluşu için ihraç edilmesiyle mümkündür. Yani, toplumsal değişmenin ilahi yasası kurtuluşa giden yol bizim tercihlerimizle mümkündür.

     Âyet-i Kerimede: "Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.” (Ra'd Sûresi âyet:11) buyurulmuştur.

    Eğitim sistemimizi değerlerimiz ile mücehhez kılıp insanlığın kurtuluşu için ihraç etmemiz için uyulması gereken vazgeçilmez kurallar şunlardır: *Eğitimi ve İnancı taklitçilikten kurtarmak, tahkiki bir konuma ulaştırmak gerekir. *Eğitim Sistemimizin özgün olması lazım. *Mukayeseli eğitim verilmeli. *Akademik eğitimle birlikte karakter, ahlâk eğitimi de verilmeli. *Küçük yaştan itibaren gençler kabiliyetlerine ilgi alanlarına göre yönlendirilmelidir. İhtisaslaşmak sağlanmalıdır. * Uygulamalı eğitim-öğretime geçilmeli. *Medeniyet bilinci kazandıran bir eğitim verilmeli. *Orijinalliği, yeniliği, gelenekli yenilikçilikte aramalı.*Çünkü geleneksiz yenilik ve yeniliksiz gelenek olmaz. *Etik, Estetik ve Metafizik alanları ihmal etmemek gerekir. *Gençlere gelecek vizyonu vermek gerekir. 

    Bu anlamda gençlere bir kızıl elma hedefi koymak gerekir. Sosyal değişim ve dönüşüm ütopyalardan gelir. Hedefi büyük koymak gerekir. Bütün okullarımızda İslam dini ile ilgili bilgiler öğretilmeli geleceğimizin teminatı gençlerimiz geçmişteki görkemli medeniyetimizin yeniden inşası için çalışmalıdır. Her Medeniyet Kendine lazım olan insanı yetiştirir. Kendi medeniyetimizin öğretilmesi gerekir. Doğu ile batıyı, madde ve manayı, modernle geleneği, akılla vahyi, dünya ile ahireti birleştiren yeni nesiller yetiştirmemiz gerekiyor.

Batının ürettiği sahte ikilemlerden kurtulmak gerek. Din mi Bilim mi? Akıl mı Vahiy mi? Doğu mu Batı mı? Modernlik mi Gelenek mi? Aklın Vahye tabi olması sonucunda oluşturulacak fikirler, dengeli bir sentezle de desteklenmesi gerekir. Şuurlu, direniş ve diriliş özelliklerine sahip karakterli Asımın Nesli gençleri yetiştirmeliyiz. Madde ile manayı mezcetmeliyiz. Dünya ve ahiret dengesini kurmalı hem teknolojik gelişmeleri takip edip yeni icatlara, buluşlara imza atacak TeknoFest ile aynı zamanda değerleri üzerinde güzel ahlâklı olarak yetişen ezan, bayrak uğruna ölümüne sevdalı gençliği mutlaka bütün okullarımızda yetiştirmeliyiz.

     Emanetlere sahip çıkacak Liyakat ve Ehliyet sahibi gençler Kurtuluşumuzun tescilidir. Kendi medeniyetimiz üzerinde yükselterek yetiştirdiğimiz gençlik yarınlarda güven veren şahsiyetler olacaktır. Türkiye'mizin son yıllarda üretip sattığı Savunma sanayiindeki ihracatımızdan dolayı çok mutluluk duymaktayız. Batıdan eğitim alarak değil, batıya eğitim ihraç ederek dünyanın kurtuluşunu da sağlayabilir hakiki sevinç ve mutluluğa da o zaman sahip olabiliriz.

     Âyet-i Kerimede: "Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.” (Nisa Sûresi âyet:58)  buyurulmuştur. Emanetin ehline verilmesi ve insanlar arasında adaletle hükmedilmesi yönündeki emirlerin muhatapları genel olarak bütün insanlar, özel olarak Mü'minler, daha özel olarak da yöneticiler gibi emanet ve adaletten kamu adına sorumlu olan şahıslar, topluluklardır. Tarih boyunca insanların huzur ve mutlulukları iki sebeple kazanılmış veya kaybedilmiştir: Emanet ve adalet. Emanetler ehline verildiği, adalete riayet edildiği müddetçe cemiyette huzur, saadet bulunmuş, hıyanetler, haksızlıklar sonucu ise huzursuzlukların, kavgaların, savaşların, servet ve neslin helâk olmasının baş sebepleri arasında yer almıştır.

     İmana dayalı ahlâk için eğitim gereklidir. Cemiyetin emanet ve sorumluluk duygusu içinde gerçekleştireceği denetim, sağlam hukuk kuralları, ahlâk ile kamu denetiminin bulunduğu yerde adaletin gerçekleşmemesi için bir sebep kalmaz. Kâinat ve içindeki her şey bize emanettir. Bu anlamda bedenimizde, eşimiz ve evlâtlarımız da emanet olarak verilmiştir. Evlatlarımızın, ahlaklı, güzel yetiştirilmesi ebeveynlerin asli görevleridir. Çocuklarını dürüst ve güzel ahlâklı olarak yetiştirmeyen Öğretmen, anne ve babalar evlâtlarına zulmetmiş olurlar. Adil olmayan hüküm, emanete ihanetle biten bir sürecin başlangıcıdır.

     Aslında, insanlarımızın her birine, adil hüküm verebileceği derecede bilgi, birikim, şuur ve eğitim vermemiz gerekmektedir. Muhakemesini nasıl kullanacağını bilemeyen, adaletle hüküm verecek bir aklıselim işleyişe sahip olamayan kişilerin, emaneti ehline verme hususunda isabetli davranmaları esasen beklenemez. Bilinen bu gerçekler nedeniyle, emaneti ehline vermeyen biri, yaptığı birçok zulümlerinin yanına bir de hükümde zulmü eklemiş olmaktadır. Şayet adil hükmetseydi, emaneti ehline vermesi gerekirdi. Adil hükmetmeyip, hükmünde zalim olması sebebiyle; kendisine, emanete, emanete ehil ve layık olana zulmetmiş olmaktadır. Liyakat ve ehliyetten uzak olan birine emanetin tevdi edilmesi durumunda, bu emaneti veren de verilen yanlış karar sebebiyle zulme ortak olur. Bütün olumsuzluklar medeniyetimiz merkezli verilecek bir eğitim ile sonlandırılıp arzu edilen mükemmelliğe erişilir diye inanıyorum.

       Allah (c.c.), rol model olarak göndermiş olduğu Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'in eğitim metodunu bütüncül olarak uygulayıp güzel ahlâklı, teknolojik gelişmelerden haberdar başarılı gençleri yetiştirip dünya insanlığına güzel örnek olup kurtuluşa eren Mü'minlerden olmamız duâsıyla sıhhat ve afiyetler dilerim.                         

       omerlutfiersoz@gmail.com


Yazarın Diğer Yazıları