AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
İNCELİKLER
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
Kavgaların Asıl Sebebi Nedir?
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
İslâm düşmanı iç ve dış hainler, bir asır öncesi bütün zalimlerle birlikte seferber olup, ecdadımız Osmanlıyı yıkmışlardır. Abdülhamit Han cennet mekân güzel insana karşı, her türlü hainliklerin yapıldığı gibi bugünde ihanetin her türlüsü, şer odakları tarafından sergilenmekte, güçlenen güzel ülkemiz Türkiye'yi bölüp parçalamak istemektedirler. Yakın tarihimizin o dönemlerinde yapılanlar bugünlerde yapılmak istenmektedir. Zerre kadar aklı, imanı, irfanı olan insanımızın bu oynanan oyunlara alet olmadığı gibi, bozmak için mücadele etmesi gerekmektedir. Güzel ülke Türkiye'miz üzerinde oynanmak istenen, iç ve dış hainlerin planlarına karşı, kararlılıkla birlik ve beraberlik içinde karşı koymalıyız. Güzel ülkemiz Türkiye, içerideki ve dışarıdaki bütün terör örgütleri, dost görünümlü düşmanlarla mücadele etmektedir.
Çanakkale Savaşından çok büyük dersler çıkararak, Yedi düvelle olan mücadelemize en etkin şekilde devam etmeliyiz. Güzelim Ülke Türkiye'mizi bölmek isteyen iç ve dış bütün hainlere karşı koymak için çalışmalıyız. Zaman ve kişiler değişse de, Ülkemiz üzerinde gözleri olan bütün hainlerin, plân ve oyunları değişmemektedir. Tarihimizden ibret almalıyız. Bu hususu, İstiklâl Marşımızın şairi Merhum Mehmet Akif ERSOY çok güzel dile getirmiştir:
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar,
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Yeniden Çanakkale Ruhuna sahip olmalıyız. Çanakkale geçilmez dedirten ruh, inançlı, vatansever, ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum anlayışına sahip vatan evlatlarının büyük mücadelesinin adıdır. İslam'a göre şehitlik ve gazilik rütbelerinin en üstünü, gerçek anlamda kurtuluşun sebebidir. Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı içinde, tarihin en kanlı bölümü olarak bilinmektedir. Müslüman vatan evlatlarının sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfasıdır. O günün en güçlü ve donanımlı ordularını üzerimize salmışlardır. Düşman donanması, o güne kadar ki savaşlardaki görülenlerin en moderni ve en büyük olanıdır. Bu özelliğe göre bakıldığı zaman, kazanılan zaferin değeri daha iyi anlaşılmaktadır. O dönemde yenilmez denilen devletler top yekûn mağlup edilmiş ve "Çanakkale Geçilmez” denilmiştir. Allah (c. c.) yolunda, onun rızasını kazanmak için mücadele etmek; şereflerin en güzelidir. Güzel ülkemizin, güzel insanları, iç ve dış düşmanlar sebebi ile birbirine düşürülmek istenmektedir. Bu oyunlara gelmememiz gerekmektedir. Bizi biz yapan değerlere sahip çıkıp, gerçekten kardeş olduğumuzu kenetlenerek göstermeliyiz.
İstiklal mücadelesinin yaşandığı bir dönemde, milletimizin hislerini, duygu ve düşüncelerini tam anlamıyla aktaracak "İstiklal Marşı” nın yazılması istenmiş ve sonucunda, Maarif Vekili Hamdullah Suphi tarafından bir müsabaka açılmıştır. Açılan bu müsabakada birinciliği elde edecek kişiye 500 (beş yüz)TL nakdi mükâfat verileceği bildirilmiştir. Ülkemizin her tarafından yedi yüzden fazla şair, şiirleri ile katılmıştır. Ancak yazılan marşlar, milletimizin hissiyat ve özelliklerini tam anlamı ile yansıtmadığı düşünülmüştür. Yazılacak milli marşımızın ödüllü olmasından dolayı, Mehmet Akif Ersoy müsabakaya katılmamıştır. Zamanın maarif vekili Hamdullah Suphi, böyle bir marşın en mükemmel bir şekilde, Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılabileceğine inandığı için 05 Şubat 1921 tarihinde bir mektup yazmıştır. Mektubunda: "Pek aziz ve muhterem Efendim, İstiklal Marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamanızın sebebinin izalesi için pek çok tedbirler vardır. Zati üstada nelerinin matlup şiiri vücuda getirmeleri maksadın husulü için son çare olarak kalmıştır. Asıl endişenizin icabettiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin vasıtalarından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbeti arz ve tekrar eylerim”
Bu mektubun yazılmasından çok kısa bir süre sonra, Mehmet Akif Ersoy tarafından "İstiklal Marşı” yazılmıştır. Yazılan bu marş maarif vekili Hamdullah Suphi ve arkadaşları tarafından çok beğenilmiştir. Komisyon tarafından seçilen toplam yedi marştan birinin seçilip kabul edilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderilmiştir. Yedi marşın içinden seçim yapılırken İstiklal Marşı'nın okunması sonrasında, milletvekillerinin çok şiddetli ve heyecanlı tezahürlerine vesile olmuş, salon alkış sesleriyle dolmuştur. 12 Mart 1921 tarihinde, Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı "İstiklal Marşı” Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiştir. Bu kabulden sonra "İstiklal Marşı” tekrar Hamdullah Suphi tarafından okunmuş ve ayakta dinlenmiştir.
Vatanımızın her karış toprağında gözü olan bütün hain ve zalimlerle dün olduğu gibi bugün de mücadele etmekteyiz. Aziz ve mübarek olan Din, Vatan, Bayrak, Ezan v. b. bütün kutsal değerlerimiz uğruna yapılan haklı mücadelemiz sonuç vermiş, Anadolu, Milletimizin vazgeçilmezi olmuştur. Milletimiz, bütün zalimlere en güzel cevabı her zaman vermiştir, yarınlarda vereceği de aşikardır.
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
HAKİKİ VUSLAT ÖLÜMLE MÜMKÜNDÜR
BAŞARI; ÇALIŞMAKLA MÜMKÜNDÜR
AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
NAMAZ; İSLAM DİNİNİN DİREĞİDİR
YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU!
ŞEHİD YAHYA ES- SİNVAR’IN VASİYETİ