Müslüman Milletimiz, farklı görüş ve düşüncedeki kardeşlerimiz, Cuntacıların darbe girişimine, birlik ve beraberlik içinde dayanışma göstererek dur demiş, darbecilere darbe yapmıştır. Allah (c.c.)’ın yardımı Mü’minlerin üzerinedir. Birlik ve beraberlik ruhunu koruduğumuz sürece, hiçbir beşeri güç Milletimizi mağlup edemeyecektir. Tarih, bunun en büyük şahididir.
Cenab-ı Allah (c.c.) âyet-i kerimelerinde: “Hepiniz toptan Allah’ın ipine (İslam’a) sarılın, ayrılmayın, Allah’ın size olan nimetini anın; düşmandınız, kalpleriniz arasını uzlaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. Allah doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini açıklar” (Al-i İmran Sûresi âyet:103)
“Şüphesiz, Mü’minler birbirleri ile kardeştir; öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan sakının ki size acısın.” (Hûcürat Sûresi âyet:10) buyrulmuştur.
Doğrusu biz Müslümanlar olarak dinimizin bu husustaki emirlerine uyup, yasaklarından kaçındığımız sürece milletçe huzur içinde yaşayabiliriz. Bu sayede hem dünyada, hem ahirette mutlu oluruz.
Dinimiz İslam, insanları kesinlikle ırk, renk, soy ve cinsiyet ayrımına tabi tutmadan aynı anlayışla kucaklamaktadır. Birlik ve beraberliğin olmadığı yerde tefrika vardır. Tefrika, girdiği cemiyetlerde, itimat ve emniyet, hürmet ve muhabbet, şefkat ve merhamet gibi her türlü ahlaki güzellikleri ortadan kaldırır. Bu hususu İstiklal Marşımızın şairi merhum Mehmet Akif Ersoy, ne güzel dile getirmiştir.
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
Sen! ben! desin efrat, aradan vahdeti kaldır.
Milletler için işte kıyamet o zamandır.
Müslümanlar dünkünden daha çok bugün, kardeşlik dayanışma, birlik ve beraberlik içerisinde maddi ve manevi unsurları seferber etmiştir. Bu seferberlik ruhu, güzelim Ülke Türkiye’miz üzerinde oynanmak istenen oyunun olumsuzluklarını 15 Temmuz gecesi giderdiği gibi, bundan sonra da aynı kararlılığını sürdüreceği ümidini çok net vermiştir. İçeriden ve dışarıdan güzel Ülkemiz Türkiye’ye düşmanlık eden hainlerin tuzaklarını boşa çıkarmak için, birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşlik hukukumuzu muhafaza etmek zorundayız.
Yeryüzünde cereyan eden bütün olumsuzlukların Müslümanların aleyhine olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Dünya’nın birçok yerinde yapılan zulüm, işkence, vahşet, kan, gözyaşı vb. olumsuzlukların hemen hemen büyük çoğunluğu Müslümanların yaşadıkları coğrafyalarda, Müslümanlara reva görülmektedir. Bu yaşanan olumsuzlukları görmemek için kör, duymamak için sağır ve anlamamak içinse akılsız olmak lâzım gelmektedir.
Riyakâr batı, nasıl ki, Mısır da ki darbeyi görmezden gelmişse, Milli İradeyi yok saymışsa, Ülkemize yapılan hainliği, darbeyi de görmemekte, tiyatro diyecek kadar, akıl, fikir ve vicdandan uzak durup alçalabilmektedirler. Her birimiz elimizden gelen maddi ve manevi unsurlarımızı seferber ederek, güzelim ülkemiz Türkiye’miz üzerinde oynanmak istenen oyunun, darbe girişiminin olumsuzluklarını 15 Temmuz gecesi nasıl bir ve bütün olarak gidermişsek, bundan sonra da aynı kararlılıkta devam etmeliyiz. Güzel Ülke Türkiye’mize, İçeriden ve dışarıdan hainlik edip, sivillere, güvenlik güçlerimize saldıran hain fetöcü teröristlerin, zalimlerin her birinin tuzaklarını, nasıl boşa çıkarmışsak, beraberliğimizi sürdürdüğümüz sürece de, Allah (c.c.)’ın izni ile hiçbir güç karşımızda duramayacaktır.
Allah (c.c.) her birimize, hakkıyla, İslâm kardeşliğine sarılarak, birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukumuzun gereklerini her daim yaparak, ameli Salih kullarından olmamızı nasip eylesin. Sıhhat ve âfiyetler dilerim.