İMAM HATİPLERİMİZ
Çözüm değil sonlandırma süreci
MASADAKİ ATIŞTIRMALIK ÇEREZ: UKRAYNA
BEREKETLİ RAMAZAN, ORUÇ AY’I HOŞ GELDİN
Konyaspor İstediğini Aldı
Şubat ayı enflasyon verileri merkez bankasının faiz indirim kararını kolaylaştıracak
YAŞA ONU
Şeytanı Ne Davet Eder?
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
BEREKET, HUZUR, UMUT...
TERÖR VE TERÖRİZM
SURİYEYİ BEKLEYEN TEHLİKELER
Ortadoğu’da Yeni Oyun: Silahla Olmadı, Parayla Dene
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Malumunuz Önümüzdeki 03 Ekim Cuma günü arife, Cumartesi günüde Kurban Bayramının birinci günüdür. Teşrik tekbiri; arife günü sabah namazında başlar ve dördüncü bayram ikindi namazı sonrası 23 (Yirmi Üç vakit), “Allahu Ekber, Allahu Ekber, La ilahe illallahu Vallahu Ekber, Allahu Ekber ve Lillahilhamd” denilerek ikmal edilir. Arife, bilinen gün anlamına gelmektedir.Bayramı müjdeleyen, bayramdan önceki gündür. Arife, Bayram ve fırsat bulduğumuz zaman dilimlerinde kabirleri ziyaret edip, Çokça tefekkür etmeliyiz. Okuyacağımız surelerin ecir ve mükâfatını ölmüş olan ecdadımıza göndermeliyiz. Bu kabir ziyaretleri ölülerimize karşı duyduğumuz sevgi ve saygının bir ifadesidir. Ayrıca kabir ziyareti, insanlara ahireti hatırlatır. Bu ziyaretler vesilesi ile bir gün mutlaka öleceğimizi hatırlamış oluruz. Bu hatırlama aslında hayatımızı daima güzel ahlak esaslarına göre yaşamamız gerektiğini de beraberinde getirir. Dünyanın imtihan yeri olduğu, dolayısı ile bu imtihanda mutlaka başarılı olmamız gerektiği anlayışı bizlerde hakim olmalıdır. Aslında ölüm, dinimize göre bir yok oluş değil, gerçek manada var oluşun başlangıcıdır.
Kurban İbadeti, cimriliğimizi tedavi ettiği gibi, Cömert olmamızı sağlar. İhtiyaç sahiplerini düşünüp yardım etme duygusuna sahip olmamızı sağladığı için, merhamet duygumuzu coşturur. Vermeyi, paylaşmayı, gerçek anlamda gönülden yaşamamıza imkân sağlar. Kurbanımızın etinden, ihtiyaç sahiplerine verdikçe, çok özlü ve önemli dualar almamız kaçınılmaz olur. Kurbanlarımız; İhlâsımızı, Samimiyetimizi, sadakatimizi, teslimiyetimizi gösterir. Kurban, insanlıkla yaşıt en eski, ama eskimeyen, her yıl yenilenen, Allah (c.c.)’ın Rızasına eriştiren bir ibadettir.
Kurban, İbrahim’i bir sadakatin, İsmail’i bir teslimiyetin, Muhammedî bir muhabbetin ortaya konmasıdır. Hz. Adem (a.s.)’ın çocukları Habil ile Kâbil, Allah (c.c.)’a birer kurban takdim ederler. Kâbil’in kurbanı reddedilir ve Habil’inki kabul olunur. Bu olay Kuran-ı Kerîmde şöyle anlatılır: “Onlara, Âdem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), «Andolsun seni öldüreceğim» dedi. Diğeri de «Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder» dedi
Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerîm, takva sahibi olan bir gönül üzerinden bir başka kurban kıssasını anlatır: Uzun yıllar evlat hasretiyle yanıp tutuşan Hz. İbrahim(a.s.), Allah (c.c.)’dan bu hasretin bitmesini ister. Hz. İbrahim (a.s.)’ın duasını Yüce Mevlâ kabul buyurmuş, Salih bir evlât lütfetmiştir. Hz İbrahim verdiği söz gereği evlâdını kurban etmesi gerekmektedir. Bu husus Kur’an-ı Kerîm de şöyle ifade buyrulmaktadır: “Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşe Allah beni sabredenlerden bulursun, dedi. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim'e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim Mü’min kullarımızdandır.” (Saffat Sûresi âyet:102,111).
Bu âyetlerde, Hz. İbrahim’in oğlunu kurban etmesi anlatılır. Bu kıssa bir imtihandır. Bu imtihan, Peygamber olan baba ile oğlu arasında cereyan etmiştir. Şöyle ki, Hz. İbrahim’in iki oğlu vardı: İsmail ve İshak. Kur’an-ı Kerim’de kurban edilecek çocuğun isminden söz edilmez. Ancak Müfessirlerin kanaatine göre bu, İsmail’dir. Zira olay göçten hemen sonra olmuştur ki, o zaman İsmail vardı. Ayrıca olay Mekke’de geçmiştir. Mekke’ye gelen de İsmail’dir. İbrahim (a.s.) gece rüyasında, birisinin kendisine, «Allah sana oğlunu boğazlamanı emrediyor» dediğini duymuş, sabah olunca bunun şeytandan mı, Rahmân’dan mı olduğu hususunda tereddüt etmiş, üç gece rüyayı üst üste görünce bunun Allah’tan olduğunu anlamıştır. Böylesine derin güzel hatıraları bünyesinde barındıran, kulu, Yaratıcısına yaklaştıran mübarek kurban günlerinin heyecanı İnanan gönüllerimizi bir kez daha sarmıştır.
Âyet-i Kerîmede:“Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!”(Hac Sûresi âyet:37) buyrulmuştur.
Bu âyet, genel olarak bütün ibadetlerde iyi niyet ve ihlâsın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anlaşılıyor ki, ibadetlerimizde bizi Allah rızasına ulaştıracak olan temel unsur, kalplerimizin takvası, yani bu ibadetleri, gösterişten uzak olarak sırf Allah rızası için yapma çabasıdır. Nitekim Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.s) bir hadislerinde; «Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyeti ne ise, eline geçecek olan da odur» buyurmuşlardır.
Rabbim, Kurban keserek yoksul ve düşkünleri gözetmeyi her birimize lütfeylesin. Yaptığımız ve yapacağımız ibadet ve taatları kabul eylediği kullarının zümresine ilhak eylesin. Müslüman Kardeşlerimin her birinin Kurban Bayramlarını tebrik ederim. Bu müstesna günlerin birlik ve beraberliğimize vesile olmasını Yüce Mevla'dan niyaz eder, Sıhhat ve âfiyetler dilerim.
BEREKETLİ RAMAZAN, ORUÇ AY’I HOŞ GELDİN
28 ŞUBAT POST MODERN DARBESİNİ UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ!
SİYONİST İSRAİL VE EMPERYALİST AMERİKANIN YIKILACAĞI GÜNLER YAKINDIR.
MAHKEME-İ KÜBRADA BERÂT ETMEK İÇİN ÇALIŞMALIYIZ
MERHAMET ETMEYEN KİMSEYE MERHAMET OLUNMAZ
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
NAMAZ MÜ’MİNİN MÎRACIDIR
İSLAM VE SAVAŞ
OSMANLI’DA ADALET VE BİZANS PAPAZLARININ MÜSLÜMAN OLUŞLARI
DOĞALGAZ KULLANIMINDA DA İSRAFI ÖNLEMELİYİZ