AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
İNCELİKLER
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
Kavgaların Asıl Sebebi Nedir?
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Erkeklerimiz ve Kızlarımız, Kadınlarımız evlenirlerken hadis-i şerifte belirtilen dört özelliği göz önünde bulundurmalıdırlar. Son dönemlerde bunların içinde en az rağbet gören özellik belki de dindarlıktır. Hâlbuki kadının tercihe şayan olan özelliği dindarlıktır. Hadis-i şerifte bu özellik en son ve en önemli olarak zikredilmiştir. Bunun hikmeti ise, halkın genellikle ilk üç özelliğe rağbet ettikleri, halbuki bunlarla birlikte dindar olanın tercih edilmesinin en çok önem arz ettiğine işaret edilmektedir. Evlenilecek kadında aranan en önemli özellik kadının dindarlığı olmalıdır. Diğer özellikler tâlî derecede yer verilmelidir. Hepsi bir arada olan varsa tabiki en güzelidir. Ancak herkeste tamamını her zaman bulmak mümkün değildir. Bu durumda da dindar olanı tercih etmemiz bizim menfaatimizedir.
Abdullah b. Amr (r.a.)'dan rivayet edilen bir başka hadis-i şerifte Rasulullah sallallahu (s.a.s.) malın ve güzelliğin getirebileceği kötü sonuçlara dikkati çekerek, evlilikte dindarlık dışındaki bir tercihi açıkça yasaklamıştır.
“Sırf güzellikleri sebebiyle kadınlarla evlenmeyin. Çünkü güzelliklerinin onları (kibir ve gurur sebebiyle) alçaltacağından korkulur. Onlarla sırf mal ve mülkleri sebebiyle de evlenmeyin, zira mal ve mülkün onları azdıracağından korkulur. Fakat onlarla dindarlıklarından dolayı evlenin. Yemin olsun, burnu kesik, kulağı delik siyahî dindar bir köle (dindar olmayan hür kadınlardan) daha üstündür.” buyurmuştur.
İslam'a göre kurulan aile yuvasının daha sağlam ve kalıcı olması için, evlenecek çiftlerin birbirini görmesi ve konuşması caizdir. Hz. Peygamber (s.a.s.), evlenmek isteyenlere, alacakları kızı önce görmelerini, bunun ileride anlaşmaları için gerekli olduğunu bildirmiştir:
“Allah, bir erkeğin kalbine, bir kadınla evlenme düşüncesi sokarsa, o kimsenin, o kadına bakmasında bir günah yoktur.”
Bir kızla evleneceğini söyleyen Muğîre İbn Şu'be'ye, Hz. Peygamber (s.a.s.) alacağı kızı görüp görmediğini sormuş, o da görmediğini söyleyince: “Git onu gör, ileride anlaşmanızın sürekliliği için bu, ikinize de iyidir.”
Ancak İslam'a göre, kızla erkek sadece bir mahrem yanında birbirlerini görebilirler. İslâm, Halvet denilen, Kızla erkeğin yalnız başına bir arada kalmalarına, gezip tozmalarına, güncel tabirle flört yapmalarına kesinlikle izin vermez. Günümüzde yaygınlık kazanan bazı olumsuz hallere dinimiz kesinlikle izin vermez: Gençler birbirlerini daha yakından tanıyıp daha sağlam evlilik yapmak bahanesini ileri sürerek beraber gezmek, tozmak, seyahat etmek gibi aşırılıklara düşüyorlar. İslam'a göre bu beraberlikler kesinlikle haramdır. Hz. Peygamber (s.a.s.) bu hususta şöyle buyurmuştur: “Bir erkek, bir kadınla ancak kadının bir mahremi olmak şartıyla beraber bulunabilirler.”
Eşler, ailede mutluluğu sağlamak için gerekli fedakârlığı göstermelidirler. Huzur bozucu tutum ve davranışlardan sakınmalıdırlar. Erkek, hanımına nazik davranmalı, merhamet duygularıyla hareket ederek ailesini korumaya ve geçimini, giyimini v.b. tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmalıdır. Kısacası aile bireylerine sevgi göstermelidir. Kadın, eşine saygı, çocuklarına sevgi göstermeli; evdeki işleri yapmak zorunda olmamakla beraber, bey 'ine yardımcı olmak düşüncesiyle ev işlerini zamanında ve itinalı olarak yapmalıdır. Ayrıca kadın, evini, malını, kendisinin, kocasının ve çocuklarının iffet ve şerefini korumalı, kocasına sevgi ile bağlanmalı, yaptığı harcamalarda israftan kaçınmalıdır. Çocuklar da anne ve babalarına saygılı davranmalı, onların isteği doğrultusunda eğitim ve öğretimlerini yapmalıdırlar.
Aile içindeki küçük tartışmalar ciddiye alınmamalı ve kavga etmekten de kaçınılmalıdır. Şiddetli geçimsizlik ve kavgalar sonunda parçalanan ailelerin sayısı az değildir. Son yıllarda boşanma olayları artmıştır. Boşanma sonunda aileler perişan olmakta, aile ortamından uzakta yaşayan çocuklar da istenildiği gibi eğitimlerini yapamamaktadırlar. Sonuçta, kendisine yeterince güvenmeyen, problemler karşısında bocalayan ve başarı seviyesi düşük bir gençlik ortaya çıkmaktadır. Bu ise, memleketimizi her alanda olumsuz olarak etkilemektedir.
Ailede huzuru ve mutluluğu sağlamak için sevgi ve saygı şarttır. Aile bireyleri arasındaki sevgi, saygı ve bağlılık, tek taraflı değil karşılıklı olmalıdır. Ailede zaman zaman sıkıntılar olabilir ancak, bu durumu hemen ayrılma gerekçesi yapmamak gerekir. Her iki tarafın güvendiği kişileri hakem tayin ederek sorunların çözüme kavuşturulması sağlanmalıdır. Ailelerimizin huzur ve mutluluk kaynağı olması dileği ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
HAKİKİ VUSLAT ÖLÜMLE MÜMKÜNDÜR
BAŞARI; ÇALIŞMAKLA MÜMKÜNDÜR
AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
NAMAZ; İSLAM DİNİNİN DİREĞİDİR
YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU!
ŞEHİD YAHYA ES- SİNVAR’IN VASİYETİ