RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Yüzlerce yıl süren bir didişmenin hesaplaşmasıydı Birinci Dünya Savaşı. Hesap tam kesilemeyince aynı dünya bir anda kendini ikincisinde buldu. Savaşanlar Avrupalı devletlerken, fatura nedense İslam Dünyasına kesildi. Osmanlı Devletinden 50’nin üzerinden yeni devletçik ürettiler.
İkinci Dünya savaşından 1990’a kadar devam eden çift kutuplu dünya, günümüze göre daha barış içinde bir dünyaydı. Kutbun bir tarafı Amerika, diğer tarafı Sovyetler Birliği idi. Bir tarafta vahşi kapitalizm, diğer tarafta despot komünizm.
Sonra bir anda komünizm yıkıldı. Dünya tek kutuplu bir sisteme dönüşüverdi. Dönüşmesiyle birlikte dünyada savaş, kan, gözyaşı hakim oldu. Ve yine nedense savaşın ve gözyaşının hakim olduğu coğrafyalar yine bizim coğrafyalar oldu. Yani İslam dünyası. Filistin, Afganistan, Irak, Yemen, Sudan vb.
Demirperde ülkelerde başlatılan turuncu devrimlerin adı, Afrika’nın kuzeyinde bahar olarak değiştirildi. Dışı en güzel ambalaj malzemeleriyle süslenen Bahar Paketinin içinde ne çıktığını hepimiz gördük. Ve o bahar zaman kaybedilmeden hemen Ortadoğu’ya ihraç edildi. İlk kurban Suriye oldu.
Başarabilselerdi ikincisi Türkiye olarak planlanmıştı. Önce Gezi, ardından 17-25 Aralık, daha sonra Kobani vs… Ancak Osmanlı’dan bugüne defalarca benzer senaryolarla karşı karşıya kalan Türk Milleti bu sefer oyuna gelmedi. Bundan sonra da gelmez inşallah.
Şimdi yeni bir tirajı komik senaryoyla karşı karşıyayız. Oyun bu sefer hiç kimsenin tahmin edemediği bir yerde oynanıyor. Avrupa’da.
Oyunun burada oynanmasını herkes garipsedi. Hem Avrupa hem dünya şaşırdı. Zaten senaryoyu yazanlar hep şaşırtarak işe başlarlar. Bundan birkaç yıl önce Suriye kan gölüne dönecek denilseydi kimse inanır mıydı?
Merak etmeyin, Avrupa’daki oyunun amacı burayı kan gölüne çevirmek değil. Avrupalılara ve tüm dünya insanlarına Müslümanların ne kadar tehlikeli insanlar olduğunu anlatmaya çalışmak. Son aylarda Avrupalıların vicdanında yer tutan Suriye dramını unutturmak.
Amaç, Avrupa’ya mülteci akınını önlemek.
Amaç, Avrupa’da yükselen değer olan İslam’ın önünü kesmek.
Amaç, Avrupa’da yaşayan tüm Müslümanlara baskı uygulayarak onları oradan kovdurmak.
Amaç, Avrupa devletlerine DAEŞ mücadelesi kılıfında daha fazla Müslüman katliamı yaptırmak.
Kısaca tüm hesapları İslam ile, tüm mücadeleleri Müslümanlarla.
Bir taşla daha ne kadar taş vurduklarını tahmin etmek imkansız.
Tüm bunlar olurken sesiz ama mutlu bir ülke var Ortadoğu’da. İsrail.
Ve ayrıca bölgenin başta petrol olmak üzere batıya akıtılan tüm yer altı ve yer üstü kaynakları da çabası.
İsmini bahar koyduklarında hiçbirimiz sormadık, hangi bahar diye. Malumunuz baharlar ilk ve son olmak üzere iki tanedir.
Görünen; bahar onlara hep ilk, bize de hep son olmakta…. Şimdi Avrupa’nın bahar zamanı. Onlar ne planladılar bilmiyorum ama bildiğim, Allah’ın da bir hesabı var…
Merhaba Yeni Suriye
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda
Şaşırdık mı?
Fetullah öldü ama FETÖ yaşıyor
Bakan çiftçiye güldü mü?
Yönetim rahatlama, Çamdalı rahatlatma peşinde
İdam isteriz!
Narini biz öldürdük! Diğerlerini öldürmeyelim