Yıllardır yeni Anayasa için sözler verilir. Darbe anayasasından kurtulmanın gerekliliği, bu gömleğin bu bünyeye dar geldiği hep konuşulur. Zaman zaman iktidarlar bununla ilgili girimde bulunsa da, ya askeri vesayet buna kaş çatmış, ya da gündemdeki sanal sorunlar hep bu isteğin önüne geçmiş. Geçtiğimiz dönemde ilk defa bir iktidar gelin yeni anayasayı birlikte yapalım teklifinde bulunarak, her parti eşit üye vererek bir komisyon kurulmuş ve bu komisyonla bir hayli yol alınmıştı. Her partinin kırmızı çizgisi olduğundan yeşili göremedik. Meclisteki partilerin keskin çizgileri tam bir uzlaşma sağlanmasını mümkün görmüyor. Şuan AK Parti ve MHP’nin ortak tutumu ümitlerimizi artırdı. Sonuçta millet kendi geleceğini oylayacak. Bacak ısırması, saksı atılması, burun kırılmasına rağmen milletin önüne gelmesi engellenemeyecek görünüyor. Kürsü dokunulmazlığını ağzından düşürmeyenlerin kürsüyü de ne hale getirdiğini de not düşmek gerekiyor.
CHP ne istiyor acaba? Ne istediklerini de sanırım kendileri de bilmiyor. Sadece Recep Tayyip Erdoğan endeksli bir politika dışlında bir söylem gerçekleştiremiyorlar. Düşmanlık öyle boyutlara ulaştı ki yurtdışında bile kendi ülkelerine laf etmekten geri kalmıyorlar. Bu CHP’ye rağmen bu kadar büyüme yine de iyi sayılır. Biz dışardan gelen müdahalelere, ekonomik savaşa, siyasi ayak oyunlarına, mülteci akınına, terör saldırılarına kadar her alanda mücadele ederken mecliste CHP ile mücadele eden bir iktidar var. Tek dönemin partisi, iktidar olamamanın verdiği kızgınlıkla “dişiyle”, tırnağıyla Allah ne verdiyse saldırıyor. Bizi izleyin diyen Kılıçdaroğlu’nu ve avanesini dikkatlice izliyoruz. Seçmen kitlesini anlamaya çalışıyorum. Biraz empati yapayım diyorum psikolojim bozuluyor. “Dededen CHP’liyiz” diyenlere, anlamca ifade eden “irticacılar” desem yanlış olmaz. Partisini, liderini sorgulamayan bir topluluğun ilericilikten, modern olmaktan bahsetmeleri bana biraz garip geliyor.
Kılıçdaroğlu’nun “kan dökülür” demesine rağmen (kimin ve niçin kanı dökülecekse!), “seni başkan yaptırmayacağız” diyen şimdilerde sırtını hapishane duvarlarına yaslayan zata rağmen bu millet tercihini yapacaktır. Demokrasiyi vesayet sananlar, bu alışkanlıklarından kurtulduğu zaman bu devlet daha da güçlenecektir. Nisan’da dananın kuyruğu kopacak merak etmeyin. MHP, bu ülke üzerine yapılan planları ve oyunları görünce milletten yana tavır sergilemesi ülkenin selameti için çok önemliydi. Umarım Yeni Kapı ruhu dediğimiz bu uzlaşma kültürü en azından AK Parti – MHP arasında devam eder. Eyvallah…