RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Gündem ekonomi olunca yatıyoruz, kalkıyoruz ekonomiyi konuşuyoruz. Dolar çıktı mı? altın düştü mü? borsa kaçtı mı?.. Bunu yadırgamıyorum elbette sonuçta hayatımızı her alanda etkiliyor. Bu süreçte mesela su gibi, yumurta gibi ürünler neden zamlanır diye merak ediyorum. Millette soruyor "Allah'ın suyunu dolarla mı alıyoruz” diye. Firmalar pet şişeye gelen zamdan dem vursa da bu süreçte ithal olmayan ve hammaddesi tamamen TL olan ürünlere zam yapılmasını açıkçası anlamış değiliz. Fırsatçılık değil bu. Bu düpedüz ihanettir. Milletine ihanet, ticaretine ihanet, ailesine ihanet, ülkesine ihanet vs. 3 kuruş fazla kazanacağını zanneden zavallılar bunlar. Mal stoklayıp kara borsa zamanlarında ki ahlaksızlar gibi. Kimi elindeki ithal mala gelen zammı yansıtmama adına kendi karından kesen adam gibi adamlar, kimisi de elindeki depo mallarına bile zammı uygulayan ahlaksızlar. İyi tespit etmek gerekir bu tilkileri. Sadece devlete atmamalı sorumluluğu. Zor zamanda milletinin yanında olmayanları iyi tanımalıyız. Bu günlerde yerli ve milli üretim ve tüketimden bahsederken yerli ve milli aynı zamanda ahlaklı ticaret erbabına da ihtiyacımız var. Ekonominin daraldığı zamanlarda çok panik yapıyor, çok olumsuz düşünmeye başlıyoruz. Bir yandan tatillere gidiyor, diğer yandan "piyasa çok kötü” edebiyatını yapıyoruz. Tasarruf yapma adına araçlarımızdan vazgeçemiyor, diğer taraftan benzin fiyatlarının fazlalığından dem vuruyoruz. "Çok iyi durumdayız, her şey çok normal” demiyorum. Sadece bu süreçte hiçbir tasarruf tedbiri almıyorken sadece şikayet etmemizden bahsediyorum. Peki neler yapabiliriz? Öncelikle toplu taşıma kültürüne alışmamız gerek. Asgari ücret alan bir kardeşimin hala araçla işe gitmesini anlayamıyorum mesela. Evimizdeki elektrik ve su tasarrufları başta olmak üzere ulaşımdan, sosyal hayata kadar her alanda tasarruf yapmak gerektiğini ve sadece bu süreçte değil her zaman bir hayat prensibi haline getirmemiz gerektiğini hatırlatıyorum. Gençlerimiz karton kutuda verilen ve elinde meşale gibi tutukları kahvelerini daha az fiyata bulacakları yerlere gitseler daha iyi olmaz mı? Çocuklarımıza marka takıntısını daha ilkokul döneminde veren bizler daha uygun fiyatlara ve daha kaliteli yerli ürünler alabiliriz. Emeklilik maaşının azlığından bahseden ağabeylerim kahvehanelerde vakit geçirmek yerine emekliler konağında sohbetler ederek vakit geçirebilirler mesela. Ailecek gittiğimiz ve adını bile telaffuzunda zorlandığımız kafelere yüzlerce TL vermek yerine termosa demleyip gitsek sakin bir yerele olmaz mı? Buna benzer konforumuzdan biraz taviz verip en azından bu süreçlerde etkilenmeme adına yapabileceğimiz çok şeyler var. Eyvallah…
AKLIMIZDA DELİ SORULAR!
HELE KAPTAN BİR ÇIKSIN SAHAYA
BAŞKAN KILIÇDAROĞLU!
MASANIN KAZANANI - KAYBEDENİ
AYNI HİZADA DEĞİLİZ!
BAŞKA DEPREMLER YAŞIYORUZ!
HEPİMİZ İMTİHAN EDİLDİK
DOKUNACAKLAR!
NATO’YA ALMAYALIM
HDP YEDEK LASTİKLERİ