MÜZİSYENLERİ UNUTMAYALIM!

Salgın sürecinde ne zaman normale döneceğiz? Sorusunu hemen hemen hergün duyuyorum. Haber spikeri olunca bizim bu anlamda net bir şeyler söylemememizi bekliyor insanlar. Lakin Dünya bilmiyorken ben bilecek değilim. Hepimizin bildiği süreci bende herkes gibi yaşıyor ve ne olacağını tedirginlikle bekliyorum. Konya'nın yüksek riskli iller arasında olmasını talihsizlik olarak görüyorum. Sürecin başından bu yana yükselen - aşağıya düşen bir grafik söz konusu. Biz alınan kararların zamanlamasında şanssızlık yaşadık. Konya salgının pik dönemine girerken yakalandı. Bir ay sonra grafikte aşağı seyir olacaktır. Bunu hızlandırmanın yolu tabi ki tedbirli olmak. Esnafımız bir yandan şikayet ediyor ancak diğer yandan tedbirlere uymuyorsa, öğrenci gençlerimiz bunalıyor diye her gün çarşı Pazar geziyorsa, ihtiyarlarımız artık sıkıldık deyip cami bahçelerinde barana kuruyorsa, ev kadınlarımız artık yeter diyerek gün yapmaya başlamışsa, eğlence mekanları cezayı yeriz yine de açarız diyorsa vay halimize. Evet bir salgın var ama bunu kontrol altına almak bizim elimizde. Kimse mucize beklemesin. Bu virüs kendi kendine kaybolacak değil. Belki kaybolur gider ama kaç yıl sürer ve kaç kişiyi götürür bilemem. Bu süreçte hala "virüsün olduğuna inanmıyorum” diyen varsa Anadolu tabiriyle sopayla dövmek lazım bunları. Bu arkadaşlara bu virüsü ağır bir şekilde geçirmiş insanlarla konuşmasını tavsiye ediyorum. Birde "açılsın her yer ne olacaksa olsun. Ölen ölsün kalan kalsın” diyen acayip bir kesim var. Allah gecinden versin ama yakınlarından birini kaybederse sanırım anlar ama geç olur. Öyle büyük laflar etmeyin. Bu hastalıkla imtihan olursunuz da anlarsınız. Büyük bir imtihandayız. Sabırla ve tedbirle bu süreci en iyi şekilde götürmemiz gerekiyor. Geçtiğimiz hafta haber bülteninde eğlence mekanlarına yapılan baskın haberi sonrası "eğer esnaf sıkıntıdan kirasını ödeyemiyorsa, çocuğuna süt götüremiyorsa bu vebal sizin üzerinizdedir” dedim. Haber bülteninden sonrasında bir hanımefendi sosyal medyadan bana bir mesaj göndermiş. Bültende olduğum için görmedim. Görseydim paylaşacaktım ama geç gördüm. Şimdi bu mesajı harfi harfine paylaşıyorum. "İbrahim bey merhaba bugün haberleri izledim evet eğlence sektörünün açılması doğru değil ama sizden ricam lütfen bu sektörde çalışan insanlarında arkasında durun. Bugün insanlar çocuğuna süt alıp götüremiyorsa bu insanların vebalidir dediniz. Benim eşim müzisyen. Bizde çocuğumuza süt alamıyoruz 11 aydır mağduruz. Eşim mecbur işe gitmek zorunda kalıyor ve ceza yiyor çünkü bizim bir gelirimiz yok. 2 tane evladımız var o zaman devlet müzisyene, garsona bu sektörden ekmek bekleyen oradaki tuvalet temizliği yapanlara da sahip çıksın. Biz koronadan değil, açlıktan öleceğiz. Kiramızı ödeyemedik evden atıldık. Faturalarımızı ödeyemedik kestiler. Biz ne yapalım lütfen söyleyin. Bizimde arkamızda durun. Eşyalarımızı 1 odaya kapatıp annemizin yanına sığındık ama hayatımızı devam ettirmemiz için paraya ihtiyacımız var. Bu sürece dayanamayıp intihar eden müzisyenler var birileri de bizim sesimizi duysun artık. Herkese eşit muamale yapılsın o zaman. İnanın bizim dayanacak gücümüz kalmadı. Eğer bizde çocuğumuza süt alamıyorsak buda devletin vebalidir.” Bu yazıdan sonra diyeceğim fazla bir şey yok açıkçası. Evet yine de bu mekanların faaliyet yapmasını doğru bulmamakla beraber düğünlerinde yapılamadığı bu süreçte destek bekleyen müzisyenlere de sahip çıkılmasını umuyorum. İşi sadece müzik olan müzisyenlere bugün destek çıkmazsak ne zaman çıkacağız? Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları