Haritayı Biz Çizeriz
ABD ve Rusya ile anlaşma sağlandı. Uluslararası medya başta olmak üzere AB, Arap Birliği ve diğer unsurların tepki ve tehditlerine rağmen masada istediğimizi aldık. Almasına aldık ama karın ağrısını içerde yaşayanlar var. PYD Terör örgütüdür dedikçe "hayır efendim onlar terör örgütü değildir” diyen bir kesim var ki sadece HDP ‘den değil CHP'den bazı milletvekilleri de bunu dillendirmeye başladı. Karşı mahallede kafalar karışık. Yanlış anlaşılmasın ötekileştirme değil sadece bir tespit yapıyorum. CHP lideri Kılıçdaroğlu'da bir ara bu söylemi geliştiriyordu ki baktı tepki var düzeltti duruşunu. Bu kafa yapısındakilere şunları sormak gerekiyor. PYD hangi millete mensuptur? Kimler için oradalar? Türkiye'ye karşı ne hissediyorlar? Kimlerle savaşıyorlar? Kimlerle koalisyon içindeler? Bulundukları bölgede zulüm var mı? Statüleri ne? Tüm bu soruların cevabına bakarak sanırım hangi sıfatta olduklarını daha net görebiliriz. PYD –PKK yıllardır başka ülkelerin taşeronluğu yaparak devlet olabileceklerini, alan kazanabileceklerini sanıyor. Gerçi kurucuları bunun mümkün olmayacağını bilir ama oda kendisine menfaat sağlayanlara karşı savaşıyor desek daha doğru olur. Tarihten günümüze kadar olan tüm süreçleri bir tarasak Türk'e dostluk eden asla yarı yolda kalmamış hep kazanmıştır. Bunun tersine olanlar her zaman kullanılmış ve hep yarı yolda bırakılmıştır. ABD ile iş tutup gerçekten amacına ulaşan bir ülke var mı? Yada Batı'dan medet uman bir devletin, bağımsızlık hayali kuranların, aşiretlerin durumu ne olmuş? Bağımsızlığın tadını bilmeyen esarete alışmış Arap ülkeleri sanmayın ki çok güzel hayatları var. Bunca tarihi ders varken önlerinde hala ders çıkarmadılar bu durumdan. Örneğin Barzani. ABD'nin babasına attığı kazığı bilmiyormuş gibi yine aldandı ve rezil oldu. Hani bir söz vardır her ne kadar içimizdekiler yanlış zamanda yanlış örnek verse de "ayıyla yatağa giren sonucuna katlanır”. ABD'de 3 kafadan ses gelmesine rağmen masada güzel iş çıkardık. Rusya ile yaptığımız işbirliği bu bölgede anlaşma yapmamızı kolaylaştırdı. Bu bölgede tek taraflı bir dış politika her zaman bize zarar vermiştir. Cennet mekan Abdülhamit Han coğrafyanın önemini çok iyi bildiği için bunu çok iyi kullanmış ve en kötü zamanlarda bile ayakta kalmayı sağlamış. "Sahada olmayanın masada sözü olmaz” prensibi bize bir kez daha sahadaki gücümüzün ne denli etkili olduğunu gösterdi. Artık pısırık bir Türkiye yok. Savaştan, yaptırımdan, tehditlerden korkan bir Türkiye yok. Bu operasyonlar ayrıca bize bir özgüven getirdi. 15 Temmuz'da büyük bir direniş gösteren bu millet biliyor ki biz istemeden bu coğrafyada haritalar çizilemez. Eyvallah…
Yazarın Diğer Yazıları