Geçen hafta biz ne yaşadık?

Mahkemeden bir karar çıktı. Bir Belediye Başkanı 2 yıl, 7 ay ceza aldı. Tüm milleti belediye önüne çağırdı. Muhalefet partilerinden birinin Genel Başkanı koşarak gitti, güle oynaya kucakladı. Belediye Başkanının Genel Başkanı beni bekleyin dedi apar topar Almanya'dan döndü. Liderini beklemeden organizasyon bitti. Beklenmeyen lider Belediye Başkanının yüzüne "16 Milyon senin arkanda” dedi. Muhalefet partisinin Genel Başkanı "Senin arkanda 16 milyon değil 85 Milyon var” dedi. Komediye bakar mısınız? Ceza aldığı için sevinen Belediye Başkanı, Onu aday yapmak isteyen bir Genel Başkan. Kendi partisinin belediye başkanına otur oturduğun yerde diyen diğer Genel Başkan. Şimdilik yavru partilerden çıt yok. Onlar masanın yazıcıları gibi. Etliye sütlüye karışmayalım modundalar. Öyle ya 1-2 puanla ne yapacaklar ki. Türkiye, İnsansız savaş uçağını uçururken Akşener- İmamoğlu- Kılıçdaroğlu üçlüsünün komedisini izledik geçen hafta. Adaylık yarışında her açıklama, her paylaşım, her ima, her kavga, her trip bizleri farklı bir âleme götürecek.

Ekonomik veriler, tablolar, açıklamalar, rakamlar vs. Vatandaş enflasyonu cebinden biliyor. Asgari ücretin iyileştirilmesiyle birlikte yılbaşından sonra vergiler, yeni zamlar bu enflasyonu dizginler mi yoksa tetikler mi korkusu var. Şayet döviz ve petrol fiyatlarında bir hareketlilik olmazsa mutlaka enflasyonu aşağıya doğru çekecektir. Tabi ki asgari ücret ve diğer çalışanların ücretlerinin iyileştirilmesi başta hizmet sektörün yeni zamların geleceği hepimizin malumu. Şubat ayından itibaren enflasyonun aşağı yönde seyredeceği öngörüsü bundan kaynaklanıyor. Dünya'da yeni bir kriz yaşanmazsa ki böyle bir krizi kaldıracak durumda değil ülkeler sıra dışı bir beklenti yok. Eyvallah…