RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Son 1 yıldır ekonomik krizlerle başlayan, çığ felaketleriyle devam eden, depremle sarsılan, salgınla devam eden art ardına gelen felaketlerle uğraşıyoruz. Sadece doğal afetler değil aynı zamanda ülkenin dış politikasında hiç olmadığı kadar hareketli bir dönem geçirdik ve halen bu hareketlilik devam ediyor. Suriye operasyonları, Libya meselesi, Akdeniz krizi ve son olarak Azerbaycan'ın Karabağ operasyonu… Batı'da bir ülkenin bu kadar ağır bir imtihandan geçmesi oldukça zor. Böyle bir durumda olan bir ülke eminim ki ya ekonomik olarak yada sosyal olarak çökerdi. İşte büyük devlet olmanın, köklü bir medeniyete sahip olmanın ve bulunduğumuz coğrafyanın bizleri bugüne hazırladığına şahit olduk. Evet zor bir coğrafyada her cephede mücadele veriyoruz. Sadece bizler için değil tüm Dünya için zor bir süreç ama bizim için ayrıca zor oldu. Derdimiz sadece salgın olsaydı eminim bu kadar sıkıntılı bir süreç olmazdı bizler için. Zaman zaman yazılarımda ifade ettim. Bizim en yumuşak karnımız ekonomi. Çok badireler atlattık. Bu ülkede FETÖ belasını ortadan kaldırdık, askeri ve yargı vesayeti bitti, dışardan operasyonlarla organize edilen toplumsal olaylar sona erdi, ülkemizde cirit atan casuslar elini kolunu sallaya sallaya gezemez oldu, güçlenen istihbaratımız sayesinde aranan şahısları paket yapıp ülkemize getirir olduk. Bunca işlerin yapılması kolay olmadı. Demokrasinin askıya alındığı, Türkiye'de diktatörlük olduğu algısı öyle bir verildi ki ülkemizde ki işbirlikçiler bu söylemi koro halinde söylemeye başladı. Bunca algı operasyonu karşısında dik bir şekilde duran ve sözünü esirgemeyip yüzlerine yüzlerine vuran bir Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri bakanımız var çok şükür. Evet çok bedel ödedik ama bu ülkenin temelini oymaya çalışan tüm unsurları bertaraf ettik. Dediğim gibi onlarca sıkıntıyı bertaraf ederken yumuşak karnımız ekonomiyle vurmaya çalışıyorlar. Faizle, kurla, enflasyonla sıkıştırılan, yaptırımlarla tehdit edilen bir dönemdeyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu üç mesele üzerinde ve yargıda kapsamlı bir reform gerçekleşeceğini açıkladı. Şayet ekonomi kesimlerinin memnun edecek bir ekonomi reformu başarılı olursa işte o zaman Türkiye farklı bir konumda olacaktır. 2023'te kullanıma hazır olacak doğalgaz ve ümit ettiğimiz yeni gaz rezervlerinin keşfi olduğu takdirde zaten büyük oranda döviz sıkıntısından kurtulacağız. Tabi bununla beraber faiz ve kur tuzağı da ortadan kalkacaktır. Sadece sabrederek beklemeyeceğiz. Bu mücadelenin yanında millet olduğu sürece inanıyorum ki bu sıkıntılı süreçlerden daha güçlü bir şekilde çıkacağız. Geçmişten günümüze baktığımızda milleti dik duran bir ülkeye inanın zarar veremiyorlar. Allah doğrunun, mazlumun yanında olanın, ümmet için çaba gösterenin, sabrederek çalışanın yanında olacaktır. Gelecek güzel günler yakındır.
Geçtiğimiz günlerde Konya'nın kültür hayatına önemli katkıları olan Tiyatrocu, senarist, yazar Yusuf Koç ağabeyi kaybettik. Allah'tan rahmet diliyorum. Onun kaleminden çıkan bir şiirle noktalıyorum yazımı. Eyvallah…
"Kara bulutlarda bir şimşek çaktı.
Çatlayan yer tohuma kucak açtı.
Çöplükte gül yetişmeye başladı.
Yağmurlar dindi bir güneş doğuyor.
AKLIMIZDA DELİ SORULAR!
HELE KAPTAN BİR ÇIKSIN SAHAYA
BAŞKAN KILIÇDAROĞLU!
MASANIN KAZANANI - KAYBEDENİ
AYNI HİZADA DEĞİLİZ!
BAŞKA DEPREMLER YAŞIYORUZ!
HEPİMİZ İMTİHAN EDİLDİK
DOKUNACAKLAR!
NATO’YA ALMAYALIM
HDP YEDEK LASTİKLERİ