BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ

ABD ile hiç olmadığı kadar gerildi ilişkilerimiz. Stratejik ortak, güvenilir müttefik Türkiye nedense biranda karşı cephede yer aldı. Şimdi bu sürecin siyasi tarafını bir kenara bırakalım. İçimizde ABD hayranları ki bu sadece kaymak tabaka dediğimiz azınlık ama irade anlamında güçlü olan kesim hariç tüm memleket ABD'ye şeytan gözüyle bakar. Kamuoyu araştırması yapsanız en sevilmeyen ülke hiç kuşkusuz iki ülke başı çekecektir. Sanırım diğerini de tahmin ettiniz. Peki bunun nedeni ne? Öyle ya NATO müttefikimizi biz neden sevmiyoruz? Türkiye'de ki ekonomik krizlerin, darbe ve darbe girişimlerinin, isyanların, medya algısının arkasında mutlaka ABD olduğunu sağır sultan bile biliyor. İpleri elinde tutan ABD ilk kez güçlü bir Türkiye ile karşı karşıya geldi. Daha önceki dönemlerde de güçlendiği oldu ama bir darbe, bir ekonomik kriz, bir siyasi krizle karşı karşıya gelinirken aslında "bizsiz hareket edemezsiniz” mesajı verildi. ABD artık perde arkasından değil açıkça "biz yapıyoruz” diyerek meydan okuyor. ABD içerdeki piyonlarını tek tek kaybetti. Medyayı yönlendiremiyor, askere dayanamıyor, toplumu harekete geçirecek yapılara iş yaptıramıyor. Onun için artık açık oynama yolunu seçti. Geçtiğimiz hafta ABD büyükelçisi tüm muhalefet partilerini (MHP hariç) ziyaret etti. Baktığınız zaman rutin bir ziyaret diye düşünebiliriz. Ancak bu ABD büyükelçisiyse bir defa değil yüz defa düşünmek gerek. Bağımsızlık kolay ve ucuz değil. Bağımsızlığın bir bedeli var. Siyasetçi makama bakmadan, asker canına bakmadan, iş dünyası cebine bakmadan mücadele ederse bağımsızlık gelir. Bağımsızlık mücadelesi veren bir ülkeyiz. Çetin bir süreç yaşayacağız. Yaptırımlar başta olmak üzere zorlu bir süreç bizi bekliyor. Bu mücadelede mutlaka hain de, dönekte, alçakta çıkacaktır. Bu ülkeyi seven, bayrağına ve vatanına yürekten bağlı olanlar bedel ödeyecek ve isimleri tarihin temiz sayfalarında yerini alacaktır.

Doğu Türkistan'da Çin zulmü devam ediyor. Dün değil asırlara uzanan bu zulüm tüm dünyanın gözü önünde yaşanıyor. 3 Milyon insanın kamplara alındığı, erkeklerin öldürüldüğü, kadınlara tecavüz edildiği bir yer Doğu Türkistan. Uygur Türkü kardeşlerimizin anlattıkları ciğerimizi deliyor, oradan gelen görüntülere bakamıyoruz bile. Onca zulme karşı direnmeye, mücadele etmeye çalışıyorlar. Peki biz ne yapıyoruz? Ümmet ne yapıyor? İslam Dünyası yine sessiz ama bizde bu dünyanın bir parçası olarak sessiz mi kalacağız? Öncelikle siyasetçilerimiz bunu uluslararası arenaya taşımalı. BM nezdinde girişimler yapılmalı. Bizler tüm Müslüman Alemini sosyal medya ve SKL‘lar aracılığı ile ayağa kaldırmalıyız. Orada zulüm varken sosyal medyamızda yediğimiz, gezdiğimiz yerleri paylaşıyor ve hala saçma sapan siyasi çekişmeler yapıyorsak ümmet bilincimizi bir kez daha sorgulayalım olmaz mı? Eyvallah..


Yazarın Diğer Yazıları