GERÇEK KULLUK, TESLİMİYETTİR

 

Cümlelerime nasıl ve nereden başlayacağımı bilmiyorum.  Filistin Rafah'ta yaşananlar artık son damla oldu diyoruz. Tarihin en karanlık sayfası diyoruz ertesi gün yine aynı acı haberlerle güne uyanıyoruz. Dünyanın en büyük soykırımı diyoruz ama kana doymayan caniler dünyanın tepkisizliğinden, suskunluğundan cesaret alıp savunmasız  onca masum çocuğu, kadını dünyanın gözü önünde öldürmeye devam ediyor. Sizi bilmem ama ben İnsanlığımdan, çaresizliğimden utanıyorum, mahçup hissediyorum, içim acıyor. En çokta müslüman ülkelerin bu kadar duyarsız, bu kadar  bir birinden kopuk oluşuna üzülüyorum. Neydi bu ayrışma, neydi bu dünya hırsı??

 

Bugün Filistin tüm insanlığa teslimiyetin dersini  verdi. Sahi nasıl bir tevekkül ve teslimiyetti bu onca acıya, onca kayıba, onca zulme insanoğlu nasıl dayanabilirdi? Bir anne evlat acısını nasıl kaldırabilirdi? Bugün İslamı, müslümanlığı en olması gerektiği haliyle yaşayan, kutsal emanetine sahip çıkan bunun için şehit olan onca can bize öyle dersler verdi ama, dünya buna sessiz kaldı. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan değil miydi? Sözde insan haklarını savunan mahkemelere insanlıktan nasibini alamışlara ne oldu? Bu dünya belki kötülerin dünyasıdır belki onlar güçlü olduklarını düşünür ama her nefis ölümü tadacak ve bu dünya kimseye kalmayacak. İyi insanlar güzelliklerle dualarla anılır da peki ya kötüler!.. İşte onlar lanetle anılacaklar onca ah, onca vebal bu dünyada da nefes aldırmayacak. Allah daima haklının, iyinin ve mazlumun yanında. Filistin'deki müslüman kardeşlerimize bunları yaşatanlar dünya yüzü görmesinler.

 

Gerçek kulluk, teslimiyettir. Çünkü Allâh celle celâlühü kulunun kendisinden başkasına ram olmasını istemez. Teslimiyet, muhabbete dayalı bir itaat işidir. Bu itaat ve teslimiyet bereketiyle İbrahim Aleyhisselama, canı, malı ve evlâdı, yüce Rabbinin yolunda hiçbir engel teşkil edemedi. Hac ibadeti de, O'nun Rabbine tevekkül ve teslimiyetinin kıyâmete kadar devâm edecek en güzel bir sembolü oldu.

 

Elmalılı merhum der ki: "Tam ihlas ve teslim olma; yaptığını sırf Allah için, Allah rızası için yapmaktır. Tevhid, ancak bundadır. Bu da nefsin, zarar veya menfaati açık olmayan, diğer bir deyişle açıkta manası makul bir sebep ve hikmeti görünmeyip, bütün hikmeti yalnız Allah'ın emrine itaatten ve O'nun rızasına uymaktan ibaret olan ve bundan dolayı görünüşte faydasız ve zararlı görünse bile yerine getirilmesi gereken, amellerle ortaya çıkar ki, bunlara ibadetle ilgili işler denilir. Ve bizzat hayır olan ihsan, iyilik ancak bununla ortaya çıkar. Ve insan nefsin şirkinden ancak bununla kurtulur."


Yazarın Diğer Yazıları