Yüksek enflasyon ekonomik bir beka meselesidir

Açıklanan temmuz ayı yıllık enflasyon verileri irdelendiğinde: yıllık enflasyon oranlarında haziran ayında başlayan yüzde 3,8'lik düşüş eğiliminin, temmuz ayındaki yüzde 9,8'lik düşüşle daha güçlü bir şekilde devam ettiği görülmektedir. Böylece tüketici fiyat endeksi (TÜFE) temmuz ayı sonu itibariyle yıllık yüzde 61,8'lere gerilemiştir. Bu durum istatistiki verilerden ziyade dezenflasyon surecinde psikolojik üstünlüğün sağlanması bakımından tutunabileceğimiz en güçlü çıpalardan birisidir. Ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu iradenin sayın cumhurbaşkanı tarafından sahiplenilmiş olmasıyla birlikte; enflasyon canavarı yıllık bazda önce durdurulup sonra düşüş trendine sokularak yüksek enflasyonla mücadele sürecinde en zor olan eşik geride bırakılmıştır. Bundan sonraki süreçte asıl önemli olan mesele toplumun tüm kesimlerini bu baş belası durumdan kurtulmamız gerektiğine ikna etmektir. Enflasyon verilerindeki olumlu gelişmeler küçük esnafa, ücretli kesimlere ve gelir piramidinin en altındaki gruplara hızlı bir şekilde yansımadığı için ne yazık ki ciddi bir inandırıcılık sorunu yaşanmaktadır. Bu kesimler haklı olarak enflasyon düştü de biz neden hissedemiyoruz gibi serzenişlerde bulunmaktadır.
Toplumdaki dezavantajlı grupların yeterince ikna edilememesinin iki önemli sebebi vardır. Birinci sebep enflasyonun yükselme sürecinde, satıcılar üzerlerindeki tüm maliyet unsurlarını nihai tüketicilere anında yansıttıkları için enflasyonun yıkıcı etkisi anında hissedilir. İkinci sebep ise enflasyon düşüş eğilimine girdiği zaman satıcılar yüksek karlılıklardan geri adım atmakta yeterince istekli olmadıklarından dolayı enflasyonun düşüş sürecindeki tüm olumlu hava tüketicilere gecikmeli olarak yansır. Bu duruma daha bariz bir örnek vermek gerekirse döviz kurları yükseldiğinde satılan mal ya da hizmetlerin fiyatı anında yükselirken; döviz kurları düşüş trendine girdiğine satıcılar yüksek fiyatlardan geri adım atmadığı için kur maliyetleri tüketicinin üzerinde kalır. Döviz kurlarındaki olumlu gelişmelerin sonuçlarını vatandaşlar gecikmeli olarak hissederler. Enflasyondaki düşüşle ilgili asıl mesele matematiksel enflasyon oranlarından öte; enflasyon canavarının sebep olduğu ekonomik kayıpların telafi edildiğinin hissedilmesi meselesidir. Süreçteki iyileşmenin kalıcılığı; satıcı ve alıcı tarafındaki beklentilerin iyi yönetilmesine, enflasyon mağduru kesimlerin dayanma gücüne, piyasalardaki fiyat istikrarının sağlanmasına bağlıdır. Özellikle gelir piramidinin en tepesindeki yüzde 10'luk kesim ellerini taşın altına koyarak dezenlasyon sürecine katkı sağlamalıdır.
Ekonomik karar vericiler; siyasi ve ekonomik maksatlar için süreci sabote edenlere aldırmadan, iyi niyetli, yapıcı, katkı sağlayıcı eleştirilerden de istifade ederek yüksek enflasyonla yaşamayı bu milletin kaderi olmaktan çıkarmak için azimle çalışmaya devam etmeliler. Ülkeyi yönetenlerin gelecek nesillere bırakacağı en büyük miras yüksek enflasyon maruziyetinin yaşanmadığı ekonomik bir ortamın tesis edilmesidir. Yüksek enflasyonla mücadele, ülkemiz için "EKONOMİK BİR BEKA" meselesidir...

Yazarın Diğer Yazıları