Kira enflasyonu dezenflasyon sürecini baltalıyor
Enflasyonun ana eğilimindeki yavaşlamada belirleyici olan esas faktör temel mallar olmakla beraber; son dönemlerde kira dışındaki hizmet enflasyonunda da iyileşmeler belirgin hale gelmeye başlamıştır. Yüksek kiralardan kaynaklanan enflasyon ataletinin devam ediyor olmasının nedenleri daha çok deprem, göç, kentsel dönüşüm gibi konut arz yetersizliğinden kaynaklanan yapısal sorunlardır. Deprem konutlarındaki teslim süreci hızlandıkça kira enflasyonundaki yavaşlama süreci de hızlanacaktır.
Dezenflasyon sürecinde, hizmet enflasyonundan kaynaklanan olumsuzlukları bir kenara bırakacak olursak; Para politikalarındaki kararlılığın tabi bir sonucu olarak; yurt içi talebin zayıflaması, Türk lirasındaki değerlenme enflasyondaki düşüşü desteklemeye devam etmektedir. Dezenflasyon programının belki de en hızlı sonuç alınan uygulamalarından birisi, yurtiçi talebin büyüme üzerindeki etkisi zayıflarken, net ihracatın büyüme üzerindeki pozitif etkisinin artmasıyla birlikte, talepteki dengelenme süreci hızlanmıştır. Özellikle KOBİ'lerin selektif kredi mekanizmalarını daha etkin kullanmalarından dolayı ekonomik büyümenin niteliği değişmiştir. Böylece ihracat odaklı büyüme hedefi klişe bir cümle olmaktan çıkıp elle tutulur somut bir veriye dönüşmüştür.
Merkez bankası yönetiminin enflasyon eğiliminde kalıcı bir düşüş sağlanmadan, sıkı para politikası uygulamalarından taviz vermeyeceğini açıklayarak kendini bağlamış olması; öngörülen dezenflasyon sürecine ulaşmayı kolaylaştıracaktır.
OVP hedefleri doğrultusunda para politikalarının etkinliğinin düşük olduğu bir dönemde, kur korumalı hesaplardan (KKM) çıkış sürecinin iyi yönetilmesi merkez bankası bilançosu üzerindeki riskleri azaltmıştır. Kredi risk primlerindeki gerileme ve kredi derecelendirme kurumlarının not artırımları finansman koşullarını iyileştirmiştir. Bu durum Ülkemizle ilgili risk algısını ortadan kaldırarak borçlanma maliyetlerimizi düşürmüştür. Türk Lirası mevduatının artması, iç talebin dengelenmesi, reel sektördeki borçluluk oranlarının düşüklüğü sıkı para politikalarının bilançolar üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etmiştir.
Para politikalarındaki sıkı duruşun zamanını, fiyat istikrarının sağlanması belirleyecektir. Fiyat istikrarı sağlanmadan sürdürülebilir büyümeden ve toplumsal refah artışından bahsetmek hayalcilik olur. Bunun içinde yüksek enflasyon sorununu besleyen hizmet sektörüne daha fazla fokuslanmalıyız.
Özetleyecek olursak; kira enflasyonundan kaynaklanan olumsuzluklar dışında, dezenflasyon sürecine tutunmamanızı sağlayan, yukarıda bir kısmını zikrettiğimiz çok güçlü nedenlerimiz var. Bunları heba etmemek için kira kaynaklı hizmet enflasyonundaki ataletin, süreci baltalaması sorununu bir an önce çözmek zorundayız.
Yazarın Diğer Yazıları