PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 70'lerde,
İmalat sanayinde "yüksek teknolojiye dayalı” ürün ihracatında yüzde 5'lerde,
Küresel mal ihracatından aldığımız payda yüzde 1,08'ler civarında seyrederken;
İhracattaki artış ya da azalışları tek başına "kur hareketlerine” bağlayarak; dış ticarette konuşulması gereken asıl sorunların tartışma zeminden uzaklaşıyoruz. Coğrafyadan kaynaklanan stratejik avantajımızı, gelişmiş pazarlara olan yakınlıklarımızı, dinamik nüfus potansiyelimizin gücünü verimlilik ekonomisine dönüştürmeden; akşam kurla yatıp sabah kurla kalkmak kolaycı bir yaklaşımdan öteye geçemez.
Döviz kurları yükseldiğinde sevinen; döviz kurları düştüğünde matem havasına bürünen, ihracat teşviklerini yerli yerinde kullanmayan, her şeyi devletten bekleyen bir ihracatçı anlayışıyla bundan daha fazla ileriye gidemeyiz.
Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek 26.01.2024 tarihli sosyal medya hesabı X'te yapmış olduğu açıklamada ihracatla kur arasındaki ilişkiyi istatistiki verilerle net ve anlaşılır bir şekilde izah etmiş:
" İhracatın ana belirleyicisi yurt dışı talep olup kurun önemli bir etkisi yoktur. 2003-13 döneminde nominal sepet kur yıllık ortalama yüzde 3,3; reel ihracatımız yüzde 7,1 artmıştır.2018-23 döneminde ise kur yüzde 36,4attarken ihracatımız sadece yüzde 5 artmıştır. Dünya ticaretinden daha çok pay almak ve kazanımlarımızı kalıcı hale getirmek ancak verimlilik artışı, inovasyon, yüksek katma değer ve markalaşma ile mümkündür. İhracatçılarımızı çok güçlü bir şekilde destekliyoruz desteklemeye de devam edeceğiz”
Sayın bakanın açıklamalarında da görüldüğü üzere ihracattaki artış ya da azalışlarda döviz kurlarının baskın bir etkisi yoktur. Asıl sorun yüksek teknolojiye dayalı ürün ihracatının istenilen seviyede olmaması, yüksek dış ticaret açığının bir türlü kapatılamaması, küresel mal ihracatından aldığımız payın mevcut potansiyelimizin altıda kalmasıdır.
255 milyar doları aşan yıllık ihracatın normal şartlarda toplumu rahatlatması gerekirken; ihracata dayalı büyüme modelinin toplumun tüm kesimlerine yansımamasının sebebi; ihracatın-ithalatı karşılama oranının hala yüzde 70'lerde seyrediyor olmasından dolayı, yüksek oranda dış açık veriyor olmamızdandır.
Sonuç olarak ihracatçılarımızın sürekli olarak yüksek kura odaklanmak yerine; yüksek teknolojiye, katma değeri yüksek ürünlere, Ar-Ge yatırımlarına odaklanması gerekir. İhracatçılarımızın mutlu olacağı "yüksek kur hedefi” dar gelirli insanlarımızın fukaralığını daha fazla artıracaktır…
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
Faiz indirimleriyle ilgili süreç erkene çekilir mi?
Kira enflasyonu dezenflasyon sürecini baltalıyor
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Trump’un gücü piyasaları canlandırmaya yetecek mi?
Enflasyonu düşürmek için büyümeden taviz mi veriliyor?
FED yılsonuna kadar faiz indirimleriyle ilgili temkinli bir duruş sergileyecektir
Altın sadece bir değer saklama aracı değildir