Enflasyonu düşürmek için büyümeden taviz mi veriliyor?

Mevcut ekonomi programının başarısı istihdamdan taviz vermeden enflasyonu düşürüp aynı anda büyümeyi de sürdürebilmeye bağlıdır. Zor da olsa bunun mümkün olduğu birçok defa ispatlanmıştır. Çünkü enflasyonu düşürmeden ne fiyat istikrarından nede kalıcı büyümeden bahsedemeyiz.

Bu noktada uygulanmakta olan dezenflasyon programını zora sokan iki büyük problem vardır. Bunlardan birincisi temel mallar enflasyonundaki düşüşün hizmetler enflasyonuyla yeterince desteklenmiyor olmasıdır. İkincisi ise deprem ve EYT maliyetlerinin getirdiği mali yükler nedeniyle maliye politikalarının aktif olarak kullanılamamasıdır.

Yukarıda saymış olduğumuz olumsuzluklar dışında uygulanmakta olan ekonomi politikaları OVP hedefleriyle uyumlu bir şekilde ilerlemeye devam etmektedir. Bu bağlamda yürütülmekte olan programının en güçlü yanlarından birisi rezerv konusunun ciddi sorun olmaktan çıkarılmış olmasıdır. Özellikle yurtdışı yatırımcılar için ekonomik risklerin yönetilebilirliği merkez bankalarının rezerv kalitesiyle bütünleşik olarak değerlendirilmektedir.

Ayrıca uluslararası normlara uygunluk ve kurala dayalı ekonomi politikalarına bağlı kalınarak; deprem harcamaları dışında bütçe disiplininden taviz verilmemesinin uluslararası finansal raporlamalara olumlu olarak yansıması dış kaynaklı finansal akışkanlığı artırmıştır.

Dış ticarette tamamlayıcılık ilkeleri üzerinden ekonomik politikalar geliştirilmesi ihracat odaklı büyümeyi kolaylaştırmıştır. Mal ve hizmet ihracatını artırmaya yönelik teşviklerden olumlu sonuçlar alınması neticesinde dış ticaret açığındaki gerileme dengeli büyümeye ortam hazırlamaktadır.

Sonuç olarak dezenflsyon programlarının en zor tarafı enflasyonu düşürürken aynı anda büyümenin de devam ettirilmek zorunda olmasıdır. Yukarıda saydığımız olumlu gerçekleşmelerde bu durumu teyit etmektedir. Türkiye geçmiş dönemlerde bunu başardı şimdide başaracaktır.

Yeter ki Türkiye'nin geleceğine dair umutlarımızı diri tutalım…

Yazarın Diğer Yazıları