Ruhun şad olsun ağabey
KÂIDE
PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Geçen hafta beklenenler oldu Amerikan merkez bankası FED ve Avrupa merkez bankası ECB arka arkaya faiz indirimlerine gitti. Avrupa'daki şartların yüksek faiz indirimine daha uygun olmasına rağmen; Avrupa merkez bankası ECB'nin faiz indirimi 25 baz puanla beklenenin altıda gerçekleşti. Amerikan merkez bankası FED'in faiz indirimi 50 baz puanla beklentiler dâhilinde gerçekleşti.
İstihdam verilerindeki zayıflama, reel sektör üzerindeki finansman baskısının giderek artması ve muhtemel resesyon korkusu nedeniyle her iki merkez bankası da istemedikleri halde faizleri indirmek zorunda kaldılar.
Amerika'daki seçim süreci, büyük şirketlerin ticari aktivitelerinin istihdam maliyetleri nedeniyle Asya ülkelerine yönelmesi, Ortadoğu coğrafyasındaki belirsizlikler, Japonya'daki finansal kriz, Rusya-Ukrayna savaşının uzaması, gıda ve enerji arz güvenliğinin tehlikede olması; faiz indirim kararlarının beklenenden daha erkene alınmasını hızlandırmıştır.
Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almayı uman bu kurumlar (FED, ECB), alınan bu kararlarla sıkılaştırılmış para politikalarının talebi öldürmekten ziyade istihdamı ve yatırımları öldürdüğünü bir kez daha test edip görmüş oldular.
Uzun süredir dünyadaki birçok finans entelektüeli para arzıyla oynayarak ekonomik sorunların çözülemediğini; radikal olarak başka yöntemlerin denenmesi gerektiğini gündeme getirmeye başladılar. Son yıllarda yüksek enflasyonla ilgili problemlerin çözümü için talebi öldürmekten ziyade arz kısıtlarına odaklanmak gerektiğini söyleyen ekonomistler; üretim üzerindeki maliyet unsurları hafifletilir, mal ve hizmetlere ulaşım kolaylaşırsa enflasyon sorununun daha kolay ve kalıcı olarak çözüleceğini tartışmaya devam ediyorlar.
Avrupa ve Amerika'da faiz indirim süreçlerinin başlamasıyla birlikte; Türkiye'de uygulanmakta olan mevcut ekonomi politikalarından taviz verilmezse, bu durum döviz kurları üzerindeki baskıyı azalacaktır. Uluslararası finansal tercihler daha cazip bir hale getirecektir. Dış piyasalardan borçlanma maliyetleri düşecektir. Yatırım tercihleri açısında uzun vadeli dış kaynak temini kolaylaşacaktır. Doğrudan yatırımlar hızlanacaktır. Türkiye'nin varlıkları daha değerli olacağı için dışarıya servet transferi azalacaktır.
Batılı ülkelerin para musluklarını açmaya başladığı bu süreçte; ülkemize yönelecek kaynak girişlerini günü kurtarmak için değil, geleceği kurtarmak adına uzun vadeli stratejik yatırımlara yönlendirmek zorundayız.
Top artık Türkiye'nin ayağında…
Ruhun şad olsun ağabey
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
Türkiye’nin kredi risk primi CDS’ler daha fazla düşer mi?
2025 yılı toplumsal refahın hissedileceği bir yıl olacaktır
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
Faiz indirimleriyle ilgili süreç erkene çekilir mi?
Kira enflasyonu dezenflasyon sürecini baltalıyor
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…