Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
DEPREM ÜZERİNE
Aynı Depremi Bin Kere Yaşamak
İNSANA YATIRIM YAPMAK
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
TÜRKİ CUMHURİYETLERİN JEOPOLİTİK KÖRLÜĞÜ
Dilli şeytan
REZİLLİK DİZ BOYU
Altın Bitcoin dâhil hiçbir rakip tanımıyor…
SÂBIGUN
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Haset, bir başka kişinin başarılarını, çalışmasını, mal varlığının veya mevki ve rütbesinin olmasını hazmedememek, onu kıskanmaktır. Eskiden âlim bir zatın, hükümdarın yanında çok değeri vardı. Bu zât, hükümdara gider şöyle derdi: “İyilik yapana iyilik yap! Kötülük yapana ceza lüzumsuzdur. Ceza olarak o kötülüğü ona yeter.”
Bu âlimi, adamın birisi çekemedi. Hükümdarla olan yakınlığına haset ederek bir iftira düşündü. Hükümdara giderek dedi ki: “Hükümdarım, bu âlim, sizin aleyhinizde konuşuyor. Ağzı kokuyor. Hükümdar sordu: “Sözlerinin doğru olduğuna nasıl inanayım?” Hasetçi dedi ki: “Âlimi yanınıza çağırırsınız. Size yaklaşınca eğer sizdeki kötü kokuyu duymamak için burnunu kapatırsa, sözümün doğruluğu meydana çıkar.”
Hasetçi, hükümdarın yanından ayrılır ayrılmaz, âlimi davet etti. Sarımsaklı yemek yedirdi. Âlim, hükümdarın yanına gidip dedi ki: “İyilik yapana iyilik yap! Kötülük yapana kötülüğü ceza olarak yeter.”
Hükümdar, yanına yaklaşmasını söyleyince, âlim hükümdara yaklaşınca sarımsak kokusunu hatırlayarak hemen ağzını kapattı. Hükümdar da, hasetçinin doğru söylediğine kanaat getirdi. Şifreli bir mektup yazdı: “Bu mektubu getiren şahsı öldür!”
Bu mektubu vezire götürmesini ve hediyesini almasını söyledi. Âlim de mektubu alıp giderken yolda hasetçiye rastladı. Hükümdarın emriyle hediye almak için vezire gittiğini söyledi. Hasetçi, mektubu kendisine hediye etmesini söyleyince âlim de hediye etti. Hasetçi vezirin yanına varıp mektubu verince boynu vuruldu.
Âlim, yine âdeti üzere hükümdarın yanına vardı. Hükümdar çok şaşırdı. Dedi ki: ”Sen mektubu ne yaptın? Âlim: “Mektubu bir arkadaşım istedi, ona verdim.” Diye cevapladı. Bu kez Hükümdar: “Sen benim aleyhimde konuşuyor, hükümdarın ağzı kokuyor diyormuşsun?” dedi.
- Hayır, asla ben öyle bir şey demedim.
- O halde dün huzuruma gelince neden ağzını kapadın?
Âlim, hasetçinin sarımsaklı yemek verdiğini ve hükümdarın rahatsız olmaması için ağzını kapattığını söyleyince, hükümdar, âlimin söylediği sözü tekrar etti: “Söylediğin doğruymuş. Kötüye kötülük kâfi geldi. Hasetçi cezasını buldu.”
Hasetlik, öyle bir hastalıktır ki, ölümden başka bir şeyle ondan (hasetten) kurtulmak mümkün değildir. Haset hastalığına tutulan adamı hiç bir şeyle memnun edemezsin. Hasetçinin içi, kötü niyet ve alçak isteklerin kızgın bir pazarıdır.
Selam ve dua ile…
GÖRÜNÜŞE ALDANMA!
ÖZGÜRLÜK TEMEL İHTİYAÇTIR!
KURTLAR SOFRASI -2
KURTLAR SOFRASI -1
ADI SİGARA!
ARKASI YARINLARDA BIRAKTIK DÜNÜ -3
ARKASI YARINLARDA BIRAKTIK DÜNÜ -2
AYA, AYAK BASMAK!
SİHİRLİ DÜNYA SİNEMA!
BAŞKA DİNLERDEN KARIŞMIŞ İNANÇLAR -3