Uluslararası Af Örgütü, "Avrupalı liderler özellikle Suriye ve Mısır’da, sanki hiçbir şey yokmuş gibi sessiz… Hoş! Zaten fazla da bir şey beklediğim yok ta yine de insan anlamsız bir beklentiye giriyor. Bu Uluslararası Af Örgütü, "Avrupalı liderler çok az sayıda Suriyeli mülteciye kapılarını açtığı için utanmalıdır" şeklinde açıklamalar yapılıyor.
Örgüt, "Uluslararası Başarısızlık: Suriye Mülteci Krizi" başlıklı rapor yayımladı. 9 Aralık 2013 tarihi itibarıyla 2 milyon 300 binden fazla Suriyeli mültecinin bulunduğunun belirtildiği raporda, 6,5 milyondan fazla Suriyelinin de yerlerinden edildiği ve bu sayının ülke nüfusunun yaklaşık üçte biri olduğuna dikkat çekildi.
Suriyeli mültecilerin yüzde 97'sinin Türkiye, Lübnan, Ürdün, Mısır ve Irak'ta bulunduğu belirtilen raporda, "büyük sayılara ulaşan mültecilerle ilgili krize karşın, uluslararası toplumun Suriyeli mültecileri desteklemekte başarısız olduğu" vurgulandı.
Diğer yandan Mısır'da ordunun yönetime el koyması ve demokratik sürecin kesintiye uğramasının ardından hız kazanan darbe karşıtı gösteriler 100. gününe ulaştı... Seçimle iktidara gelen ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi destekleyen Mısırlılar çaresiz…
28 Haziran'da Mursi karşıtı "30 Haziran gösterilerine" muhalif olarak "Meşruiyet kırmızıçizgidir" sloganıyla Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda gösteriler hız kesmiyor. Darbe karşıtlarının o tarihten itibaren 100 gündür kesintiye uğramadan devam ediyor gösterileri…
O zaman nasıl gelişti Mısır siyasetindeki tarihi? O süreç nasıl bu noktaya geldi? Yoksa eskinden de mi öyleydi? Yahut kukla idarecilerle mi yönetildi yıllar boyu? Neden hep kazan kaynadı, başkaldırılar oldu?
***
Birinci Dünya Savaşı çıkmıştı. Sömürgeci ülkeler kendi çıkarları için fırsat arıyordu. Dünya adeta kaynıyordu. İnsanoğlu kıyametini beklerken, kıyamete davetiye çıkaranlar, özellikle Müslüman ülkeleri hedef seçiyorlardı.
Bu tarihlerde İngilizlerin Mısır’ı işgaliyle başlayan sömürü düzeni, halkının dini, ahlaki ve kültürel değerlerini hızla yitirmesine neden oluyordu. Mısır’ın başına getirilen kukla idarecilerin siyasi tavizleri, halkına uyguladığı baskıcı politikalarla ayyuka çıkıyordu.
İngilizlerin sinsi siyaseti, son Osmanlı yurduna saldırmakla kalmayıp bir de Arapları bulundukları bölgelerde Türklere karşı kışkırtmak olacaktı. Bunun karşılığında da Arap imparatorluğu kurulacaktı.
Mısır’daki siyasi tavizler, halkını ezme ve yok etme politikası bir gurup Mısırlı vatanseverin harekete geçmesine neden oldu. Ve Hasan el-Benna liderliğinde Müslüman Kardeşler Teşkilatı kuruldu.
Devam edecek
Selam ve dua ile…
