RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Söze nasıl başlayacağımı gerçekten bilemiyorum ne desem yetersiz, ne yazsam eksik kalacak gibi geliyor. Maçın başında daha sahaya çıkarken tüm futbolcularımız, teknik ekibimiz herkes ama herkes muazzam bir şekilde konsantre olmuş çok belliydi. İlk düdükten son düdüğe kadar nasıl oynayacağını, ne oynayacağını bilen bir milli takım vardı.
Maçın balangıcı ile birlikte tamamen tek vücut şeklinde oynayan, herkesin birbirinin eksiğini kapatmaya çalıştığı bir görüntü vardı. Takım olarak oynayan ve kademeli bir şekilde hem defans hem hücum anlayışı vardı. Kaan Ve Merih kesinlikle ve kesinlikle Giroud'a göz açtırmadı. Hasan Ali, Mbapbe'ye nefes aldırmadı. Nitekim Mbapbe birini geçti diğeri çıktı karşısına. Orta sahada Mahmut gerçekten maçın görünmez kahramanı oldu. Basit ve net paslar yaparak soğuk kanlı bir şekilde oyunu o kadar rahatllatı ki, oyunu o kadar basit bir şekile indirgedi ki gerçekten takdire şayandı. Aynı zamanda Fransa atağa çıktığı zaman Kaan ve Merih'in arasına girerek adeta orda üçlü bir stoper ekibi oluşturdular ve takımın çok iyi kapanmasını sağladılar. Dorukhan ve İrfan orta sahada o kadar dinamizm kattı ki orta saha da tamamen Fransa milli takımını bunalttık ve oyun kurmasını izin vermedik. Bekler o kadar çalışkan oynadı ki Mbapbe ve Koman o kadar etkisiz kaldı ki sürekli kanat değiştiler ama oda çare olmadı. İleri üçlü çok çalışkan oynadı. Fransa defansına sürekli pres yaparak rahat çıkmalarını engellerken milli takımımızı öne çıkardılar. Top tutmaları gereken yerlerde top tutarak oyunun soğumasını sağladılar ve baskı kurmak isteyen Fransa'nın baskısını kırdılar. Bugün takım olarak öyle bir oyun oynandı ki herkes o kadar inanmış, herkes konsantre ve herkes mükemmeldi. Burak Yılmaz'a ayrı bir parantez açmak lazım. Oyunu çok güzel yönlendirdi ve çok güzel abilik, liderlik yaptı. Kaçırdıklarını da atmış olsa sanırım kusursuz oynamış olacaktı.
Teknik ekipde sahada koşan oyuncular kadar yoruldular. Her an herkes ayakta, herkes pür dikkatti. Maç 2-0 olduktan sonra da yakaladığı pozisyonları değerlendiren, kontraya çıkan ve bunu da başarı ile yapan bir takım görüntüsü vardı. Böyle bir maçta Fransa gibi bir milli takıma da gol attırmamak çok önemli. Hücum gücü bakımından çok yetenekli bir takıma karşı bu şekilde agresif oynaması ve oyununu kabul ettirmesi milli takımın ne kadar oyunu baskın oynadığının bir diğer göstergesi. Bugün Fransa kötü oynamadı, milli takımımız çok iyi oynayarak Fransaya oyununu kabul ettirdi.
Son olarak İzlanda deplasmanına lider olarak gitmek, hele ki Fransa'yı yenerek gitmek psikolojik olarak bizi bir adım öne çıkarıyor. Bu maçın daha da anlamlanması için oradan da iyi bir sonuç beklememek hele ki bu oyuna karşı beklememek çok büyük alçak gönüllük olur. Ve tabi ki taraftar. Muhteşemdiniz. Konya milli takımıyla tamamen bir bütün, tamamen tek vücut, tek yürek... Teşekkürler milli takım, teşekkürler KONYA...
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Kaybedilen İki Puan
Organize İşler
Konyaspor için sahasında kaybettiği önemli 2 puan…
Maalesef oyun namına Konyaspor’u sahada gene göremedik…
Sezonun galibiyeti olabilir
Yenilgisiz bir şekilde ilerlemeye devam…
Büyük başarısızlık…
Konyaspor adına kazanılmış olağanüstü bir puan…
Adım adım zirve yürüyüşü