Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
KUR’AN VE İNSAN
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
Aynı Depremi Bin Kere Yaşamak
İNSANA YATIRIM YAPMAK
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
TÜRKİ CUMHURİYETLERİN JEOPOLİTİK KÖRLÜĞÜ
Dilli şeytan
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Eğer üniversite giriş sınavları gerçekçi ve objektif bir değerlendirme ise,
Eğer üniversite giriş sınavlarında en yüksek başarıyı gösterenler gerçekten de en zeki olanlar ise;
Bu sınavlarda en başarılı olan, en zeki olanların, tamama yakınının Tıp fakültelerine yönlenmesi, yönlendirilmesi Türkiye için çok yanlış bir tercihtir.
ABD, az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerin çok zeki çocuklarını çeşitli yöntemlerle ülkesine kanalize etmekte “beyin göçü” ile dünyanın en zekilerini kendi ülkesinde toplamaktadır.
Türkiye’den de çok zeki gençlerin bazılarının değişik yollar ve nedenlerle ABD ye gidip bir daha dönmedikleri bilinen bir gerçektir.
Türkiye’de son yıllarda tıp fakültelerine yılda 10.000 öğrenci alınmaktadır. Bunların tamamı ilk yüzde birin içinden seçilmektedir.
Tıp fakültelerinden mezun olanların ise nerdeyse yarısı, küçük yerleşim birimlerinde istihdam edilmekte zekasının ve kapasitesinin çok altında bir meşguliyetle hayatını geçirmeye mahkum olmaktadırlar.
Oysa, bu çok zeki insanların eğitim, askeriye, ekonomi, teknoloji, diyanet, medya v.s. gibi büyük kitlelere hitabeden mesleklere yönlendirilmeleri ile ülkenin zeka kapasitesi daha verimli kullanılmış olacaktır.
ABD okyanuslar ötesinden “beyin göçü” ile zeka yönünden ülkesini zenginleştirirken, dünyanın en zeki insanlarını ülkesinde toplarken, biz elimizdeki zeki insanları küçük yerleşim birimlerine mahkum edip, her gün aynı şeylerin tekrarı anlamına gelen pasif görevlerde ömür geçirtmemiz acımasızca bir zeka israfıdır.
Tıp Fakültelerinin en başarılı öğrencilerce tercih edilmelerinin en önemli nedenlerinden biri iş garantisidir.
Ancak her yıl 10.000 öğrenci –haklı olarak- alınmakla tıp mezunlarının kısa dönem sonra iş garantisi olamayacaktır! Muhtemelen şimdi tıp fakültelerini tercih edenler, mezun oldukları yıllarda, bugünlerde bitirmekte olanların, avantajlarına sahip olamayacaklardır.
Türkiye’nin bahsettiğim konuda bir stratejisinin, politikasının olduğunu, öğrencilerini bilinçli ve hesaplı bir şekilde kanalize ettiğini hiç duymadım ve tahmin de etmiyorum.
Ülkenin “zeka potansiyeli” çok hesapsızca ve rastgele bir şekilde yönünü bulmaya çalışmakta, gençler zekalarının değil halk tabiri ile “karın doyurmanın” yönüne itilmektedirler.
Zeki insanlara yukarıda bahsettiğimiz alanlarda imkanlar sağlanmakla ülke çok kazançlı olacaktır.
İsrafı en kötü olan şey zekadır.
Bu tezimi yazının başlığındaki şarta bağlıyorum.
Eğer üniversite giriş sınavları gerçekçi ve objektif bir değerlendirme ise,
Eğer üniversite giriş sınavlarında en yüksek başarıyı gösterenler gerçekten en zeki olanlar ise; Değilse zaten sorun da yok, öneri de yok.
Putin’in Dostluğu Aldatıcı, Yüze Gülmesi Haincedir
AKP-Sigara- Trafik
EKMELEDDİN SİSİOĞLU
Başkan Sisi-Diktatör Tayyip
Gezi Ruhu- Tayyip Ruhu
“YENİ KONYA”
‘Hürriyet’in Farkında mısınız?
“Soma” dan Kriz Yaratmak
Anneler Günü
1 Mayıs Burjuva Bayramı