10 Ekim 1965 seçimlerinde, halk görülmemiş bir heyecanla adeta koşarak sandığa gidiyor, yerlerinde duramıyor, evlerinde oturamıyorlardı.
Sandığın etrafından ayrılmıyor, dönüp duruyorlardı. Oy kullanmaya giden insanların dillerinde “Demir Kırat” kelimesi tespih olmuştu. Oylar “Demir Kırat” a akıyordu.
(Demir Kırat), Demokrat Parti’ nin sembolü “Beyaz At” ın anonim adı idi. Yunanca “Demokrat” kelimesine ısınamadıklarından, Demokratı “Demir Kırat” yaparak adeta Türkçeleştirmişlerdi.
“Demir Kırat” sandığın etrafında dönüp duran o insanların ta kendileriydi. “Derin Millet” ti.
27 Mayıs 1960’ da “Demir Kırat” ı darbeciler hançerlemişlerdi. Demir Kırat yaralıydı. Darbecilerin hançeri “Demir Kırat” ın gönlüne saplanmıştı.
“Demir Kırat” ın, kalbinden kan, gönlünden yaş akıyordu.
Darbeciler 1960’ ı takiben her 27 Mayıs’ ta, Menderes’i asma bayramı yaparlarken “Demir Kırat” gözyaşlarını içine akıtıyordu.
10 Ekim 1965 işte bu “Demir Kırat“ ın rövanş alma günüydü. Millet, onun için yerinde duramıyor, sandığın etrafında arıların kovan etrafında döndüğü gibi dönüp duruyorlardı.
Sandıklar açıldı, Demir Kırat %54, darbeciler %28 idi.
Mazlum atın çiftesi pek olmuştu.
Darbecilerin “Demir Kırat” a saldırıları ne ilkti ne de son olacaktı!
Abdülaziz’in bileklerini kesmişler, Abdülhamid’i hal etmişlerdi. Onlar “Demir Kırat” ın, yani “Derin Millet” in Padişahlarıydı.
Şimdi de “Demir Kırat’ın Başbakanı Menderes” i asmışlardı. Menderes’e “köpek-bebek davası”, “kıyma makineleri” gibi çirkefler atmışlardı. Bu çirkeflerle Menderes’ i idama götürmüşlerdi.
Ama, “Derin Millet” yutmamıştı.
% 54, yalan ve iftiralarınızı yutmuyorum, inanmıyorum! demekti.
12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat “Demir Kırat” a art arda gelen saldırılar idi.
1800lerden beri bir “güç eliti” olarak “asker ve sivil bürokrasi” iktidarın ayrılmaz parçasıydı. 1950 de bu “elit güç” iktidarı “Demir Kırat” a kaptırmıştı. Bunu hazmedemiyorlardı. Darbeler “elit güç” ün kaptırdığı iktidarı illegal, gayriahlaki yollardan bel altı vuruşla gasp girişimleriydi.
Her darbeyle Türkiye’nin beli kırılıyordu. Darbe, deprem gibiydi, yıkım demekti.
1908 darbesiyle İmparatorluğumuzu yıkmışlardı. 1960 ve sonrasındaki darbelerle Türkiye’yi yaktılar.
Son zamanlarda darbeler dönemi bitti derken “Demir Kırat” ı “Gezi” ve “17 Aralık” darbeleriyle vurdular.
“Gezi” ve “17 Aralık” darbelerinin Türkiye'ye karşı yapılan New York-Londra-Tel Aviv merkezli küresel suikast girişimleri olduğu kesinleşti. Hedeflerinde iktidarla birlikte özellikle Türk Ekonomisi var.
Darbe ile “Demir Kırat” ın “Başı” koparılmak, isteniyor.
“Demir Kırat” kulaklarını dikmiş olanları izliyor. Başını vermeyecek.
30 Mart’ a kilitlendi.
“Demir Kırat” ın, çiftesi pek olacak!
