Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
KUR’AN VE İNSAN
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
Aynı Depremi Bin Kere Yaşamak
İNSANA YATIRIM YAPMAK
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
TÜRKİ CUMHURİYETLERİN JEOPOLİTİK KÖRLÜĞÜ
Dilli şeytan
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
“Türkiye'mizin çağdaşlaşma sürecinde “laiklik” konulu toplantıda konuşan Saylan, Türk milletinin tarih boyunca hep yakıp yıktığını öne sürdü. Bunun bir alışkanlık haline geldiğini iddia eden Saylan şöyle konuştu: "Biz Türkler hep akın etmişiz; yakıp yıkmışız, başkalarının yaptıklarını yakıp yıkmışız. Şimdi kendi yaptıklarımızı yıkıyoruz. Nedir bu alışkanlık.”
Zaman gazetesi. 14 04 2007
Çağdaş YaşamıÇağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kurucu Başkanı Türkan Saylan böyle demişti.
Saylan’a göre Türkler barbardılar. Yakıp yıkan, akınlar yapan, garibim medeni insanlara dünyayı dar eden vahşiler!
Saylan böyle eğitilmişti, eğitiminde kendine ne öğretildi ise o da onu tekrarlıyordu.
Gerçek ise bambaşkaydı. Budapeşte 150 yıldan fazla bizim yönetimimizde kalmıştı. Bu sürede çok sayıda camiler, mescitler, çarşılar, hamamlar, kervansaraylar, yapılmıştı. Daha geçenlerde, Budapeşte’yi gezerken, bunlardan hiçbirinin izinin tozunun bırakılmadan yok edildiğini gördüm.
Evet, Budapeşte’de Gül Baba dan başka hiçbir Türk eseri bırakılmamıştı. Yakılıp yıkılmıştı. Gül Baba’nın türbesi de korunmuş orijinali değil, Türk turistlerden para kazanmak amacıyla sonradan yapılmış uyduruk bir yapı idi.
Estergon’da ise kale tahrip edilmiş, rehberimiz söylemese kale olduğu bile anlaşılmayacak hale gelmiş, birkaç yıkıntı duvar parçasından ibaret..
Estergon’da dev kilisenin önündeki rahibe heykelinin ayaklarının altına dev bir hilal yerleştirilmiş.
Ayaklar altına yerleştirilmiş hilali Kurtuba camiini gezerken de görmüştüm. Bu günkü adı ile Cordoba, İslami ismi ile Kurtuba şehrindeki 32 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği esir Kurtuba Camii, kilise haline getirilmiş, içindeki gümüşten rahibe heykelinin ayaklarının altına da hilal yerleştirilmişti.
Kurtuba Camiinde duvarda asılı dev bir halının üzerinde ise boynundan zincirle bağlanmış ayaktaki Hristiyanların arasında yerde emekleyen sarıklı bir müslüman resmedilmişti.
Bugün ne Türkiye’de ne de İslam dünyasının hiç bir yerinde ayaklar altına alınmış bir haç, boynu zincirli bir Hristiyan tasviri yoktur. Hristiyan ve putperest eserleri ise korunmakla kalınmayıp yoksul bütçelere rağmen restore edilmektedir.
Ta ki SAYLANLARIN saldırılarından emin olunabilsin.
Ayasofya’da ayaklar altına alınmış bir haç düşünebiliyor musunuz?
Saylanlar, TÜRKLERİN yüzüne ne kadar tükürür, hakaretler ederlerdi. Halbuki bizdeki Ayasofya ne ise onlardaki Kurtuba da O! Üstelik Ayasofya artık cami de değil müze, garip Kurtuba camii ise aktif kilise, katedral! SAYLANLAR’a yaranmak yine de mümkün değil, gene de barbarsınız, yakıp yıkan TÜRKLER’siniz!
Tarihi eserleri korumak başka dinleri aşağılamamak çağdaşlık ise “çağdaş yaşamı destekleme” derneklerinin Türkiye’de işi ne? Son günlerinde bile halkı darbeye kışkırtan Saylan’ın haleflerinin ve derneklerinin biraz da İspanya ve Macristan’da “çağdaşlaştırma” yapmalarını öneriyorum.
Putin’in Dostluğu Aldatıcı, Yüze Gülmesi Haincedir
AKP-Sigara- Trafik
EKMELEDDİN SİSİOĞLU
Başkan Sisi-Diktatör Tayyip
Gezi Ruhu- Tayyip Ruhu
“YENİ KONYA”
‘Hürriyet’in Farkında mısınız?
“Soma” dan Kriz Yaratmak
Anneler Günü
1 Mayıs Burjuva Bayramı