PKK, Kürtleri, zorbalıkla, boyun eğdirerek, Marksist bir devlete köle olmaya zorlamaktadır.
PKK otuz yıldan beri Kürtlerin başına bela, Türkiye içinse bir numaralı sorun olmuştur. İvedilikle tarihten silinmesi, ortadan kaldırılması, gündemden çıkarılması gerekmektedir.
PKK, Kürtlere hayatı zehir etmiştir. Bilinçsiz küçük bir azınlık ile PKK dan nemalanan siyasiler dışında kahir ekseriyetle Kürtler PKK’ya karşıdırlar.
Elbette Kürtlerin bazı sorunları vardır ve bunlar çözümlenmelidir. Bu sorunların çözümü için cesaretli adımlar atılmakta süreç işlemektedir.
BDP, iyi niyetli adımlar için teşvik edici, cesaretlendirici, müzakereci olacağı yerde, sabote edici, kışkırtıcı, kilitleyici, engelleyici olmaktadır. Çözümü kolaylaştırmayı değil, sorunu tırmandırmayı yeğlemektedir.
Ama her halükarda sorun bir gün mutlaka çözülecektir.
BDP böyle davranmaya devam ettiği taktirde, sürecin sonunda siyasetin merkezinde ve onurlu bir yerde bulunamayacak, kendini tarihin çöplüğünde bulacaktır.
O zaman sahnede BDP yerine başka aktörler yer alacaktır.
Siyaset doğal seyrinde giderse BDP için bu kötü son kaçınılmaz gözükmektedir.
BDP nin gerçekten sabredilmesi güç ajitasyonları toplumu ve siyasetçileri çileden çıkartmakta, son günlerde BDP nin siyaset dışı yollarla bitirilmesi için sinyaller verilmektedir.
Bu noktada tarihe yolculukta yarar vardır.
İttihat Terakki Arnavut milletvekillerini meclisten atmakla Arnavutluk sorununu çözmeyi umuyordu. Çözemedi. Bu konuda Hüseyin Kazım Kadri şöyle söyler:
“Meclis-i meb’usana muhalif üye gelmemesi için İttihat ve Terakki’nin harcadığı çabalar ters sonuçlar verdi. Arnavutluk’tan muhalif çıkarılmadı ama bunun yerine memlekette kargaşa çıkarıldı! Sevmediğiniz birkaç adamın Meclis-i meb’usan sıralarında oturmaları ve ayda maaş olarak şu kadar bin kuruş almaları şüphesiz daha iyi olurdu. Cenab-ı Hak rahmetine daldırsın, İşkodra valisi Bedri Paşa ölünceye kadar bu sözü tekrar edip durdu”
Yine 2 Mart 1994 tarihinde DEP milletvekilleri Orhan Doğan ve Hatip Dicle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden çıkışta sivil polisler tarafından gözaltına alınıyordu. Polisler, bir vekili ensesinden tutarak aracın içine sokuyorlardı.
DEP bitmedi, birkaç yıl sonra BDP olarak ortaya çıktı, sorun küçülmedi, büyüdü.
Son günlerde, BDP tabanını kaybetme sinyalleri vermekteyken, BDP lilere siyaset dışı yollarla müdahale yandaşlarında infial yaratacak, kenetlenmeye yol açacaktır. Bu, BDP nin tam da arzuladığı, ihtiyaç duyduğu bir davranış olacaktır. BDP’liler hiç hak etmedikleri halde “masum”laşacaklardır.
Türkiye’nin deneyimli siyasilerinin, BDP yi siyaseten bitirecek manevralara ve birikime sahip olduklarına inanıyorum. Üzerlerindeki baskıyı artırarak hata yapmalarına sebep olunmamalıdır.
BDP nin siyaseten bitirilmesi, PKK nın belini kıracak, sonunu getirecektir.
Sabırlar zorlanmaktadır, ama selamete sabırla çıkılmalıdır.
Sabır acı, meyvesi tatlıdır.
Öfkeyle kalkan zararla oturur.
