Üniversiteler şehirlerin gelişmelerine çok önemli katkıda bulunur. Konyalı hemşerilerim bunu fazlasıyla bilirler. Önce tâ yetmişli yıllarda Selçuk Üniversitesi'nin şehrimizde açılmasıyla birlikte yaşamaya başladılar. Selçuk Üniversitesi'nin Konya'da birimleri faaliyete geçtikçe, zaten tarihinde Karatay, İnce Minare, Sahip Ata ve daha nice Medreselerin kültürünü yaşamış olan şehrin sosyal dokusu yeniden canlanmaya başlamıştı. Ardından son zamanlarda açılan Karatay, Mevlana ve Konya-Erbakan Üniversiteleriyle birlikte “ben üniversiteler şehri olmaya adayım” der gibiydi. Güzel Konyamız bugünkü gelişmiş haliyle en az on üniversiteyi bağrında besleyebilecek alt yapıya sahiptir.
Hemen 100 km. güney doğumuzda bulunan, vaktiyle Konya'nın bir kazası olan ve hâlâ da Konya-Karaman diye anılan, onun da çok önemli bir tarihi geçmişi olan nâm-ı diğer Lârende şehrimiz de bunu yaşamayı yıllardır bekliyor. Her ne kadar Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi son yıllarda yeni kurulan bir üniversite olsa da Selçuk Üniversitesi'ne bağlı olarak eğitim ve öğretimi çok daha önceleri başlamıştı. Yani mevcut bir alt yapısı vardı ve bunu geliştirmek gerekiyordu. Üniversitenin resmen açılmasıyla birlikte Karaman Halkı bunu yaşamak istiyordu. Orada bulunan arkadaşlarımız vasıtasıyla, öğrendiğimize göre, Konya'nın yaşadığı üniversite katma değerini bir türlü yakalayamadı. Hâlbuki bunu yakalaması için o kadar çok sebep ve yol var ki. Ancak yönetim yetersizliği buna fırsat vermiyor diye görüş ortaya çıkmış vaziyette. Böyle bir kanaat de sanırım durup dururken doğmaz.
Şimdi Karaman'ın eline böyle bir fırsat geçmiş görünüyor. Prof. Dr. Ahmet Taşğın Hoca Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi'ne Rektör adayı. Ahmet Bey hem çok değerli bir ilim adamı hem de çok iyi bir yönetici. İlmi yönünü tartışmaya açmak bile abes olur; eserleri bunun en açık göstergesi. Yöneticilik yönünü ise onun hemen ayrılmasıyla birlikte göreve başladığım Ardahan Üniversitesi'nde öğrendim. Bırakınız Üniversite içinde yaptığı çalışmaları, çevre şehirleri bile etkileyecek olan arıcılık ve balıkçılıkla ilgili projelerini halk bile takdir edip benimsemişti.
Ahmet Bey'e Karaman'da neler yapacağını sorduğumuzda bu göreve talip olurken oldukça hazırlıklı ortaya çıktığını anlıyoruz; “Öğretim kadrosu güçlendirilerek buna paralel olarak akademik birimler de zenginleştirilecek. Adını verdiği Karamanoğulları'nın tarihteki önemine binaen Akraba ve Soydaş Topluluklarla akademik seviyede ilişkiler geliştirilecek. Karaman'a has birtakım değerler ve semboller üzerinde lâyık olduğu veçhile çalışılacak. Yani Karaman'ın Koyunu, arıcılık, elma, nar ve fıstık, hatta zeytin yetiştiriciliği için bilimsel seviyede yol gösterme görevi ifa edilecek. Dil Bayramı gibi uluslararası kültürel ve akademik etkinlik sıradan bir faaliyet gibi değil de ses getirecek bir bilimsel şölen olarak kutlanacak. Karaman sanayisi ile birlikte çalışılacak. Uluslararası Suflilik Araştırmaları Enstitüsü, Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi, Ağız ve Diş Sağlığı Fakültesi açılacak.”
Ben bunları yazarken “cek-cak” diye yazdım ama Ahmet Hocamız bunların nasıl olacağını da bir-bir izah ediyor zaten. Doğrusu etkilenmemek elde değil. Cân-ı gönülden başarılar diliyor, Rektörlüğünün Karaman'a ve Üniversiteye çok şey kazandıracağına inanıyorum.
